GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Geçen hafta İliç'te yaşanan faciada toprak altında kalan 9 işçiye bugüne kadar ulaşılamadığına ve ÇED raporunu veren Murat Kurum'un İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmasına, İliç'teki madeni işleten Kanadalı şirkete, geçen hafta ertelenen maden yasasının bu hafta tekrar Genel Kurul gündemine geleceğine, halkın borç batağında olduğuna ve emekli ikramiyelerine yapılan bin liralık artışa, Şevki Yılmaz'ın Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret ettiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:62
Tarih:20.02.2024

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçen hafta Maden Yasası görüşülürken, tam burada çıkıp iktidarın, muhalefetin konuşacağı sırada İliç'te bir facia yaşadık ve muhalefet bir direnç gösterdi. "9 işçi, emekçi toprak altındayken bu yasayı görüşmeyelim." dedik ve üzülerek söylüyorum, geçen haftadan bugüne kadar işçilerimize ulaşmadık, ulaşıp ulaşamayacağımız belli değil. Şimdi, ne Bakanlıktan ne iktidardan ne şirketten ne Valilikten hiçbir tatmin edici açıklama yok. Dünyanın neresinde bu rezalet yaşanırsa yaşansın, iktidar, Bakan çıkar hesap verir.

Değerli milletvekilleri, bakın, Murat Kurum İstanbul'a aday. ÇED raporunu veren kim? Murat Kurum. Peki, bu Murat Kurum ne yapıyor? Bu şirket hukuksuz, çevreye ihanet eder gibi büyürken "Ek bir ÇED raporuna gerek yok." diyor ve bu facia gerçekleşiyor. Murat Kurum İstanbul'da gezerken, oy isterken yüzsüzce bu facia gerçekleşiyor. Bir parça demokrasi, vicdan, hukuk olan bir iktidarda, bir ülkede o Bakanın bırakın dünyanın en büyük şehirlerinden birine belediye başkan adayı olmasını sokağa çıkacak yüzü olmaz, yargılanır ama maalesef ki Bakan ya da iktidar hesap vermekten daha çok hesap soruyor.

Şimdi, kim bu Kanadalı şirket? Ben buradan AKP sıralarına sormak isterim: Kanada'ya gidelim, bir karış toprağı kirletelim, bir ağacın yarım metre dalını keselim; hemen gelir o insanlar, gerekli cezayı keser ve "Bunu yapamazsın." der ama bu ülkenin şirketi geliyor, benim topraklarımda, İliç'te ÇED raporlarına gerek görülmeksizin siyanürle, bir sürü kimyasal atıkla hukuksuz olarak maden arıyor. Neden? Şimdi, burada elde edeceği kazanç 2043 yılına kadar 7 milyar 154 milyon dolar. Peki, ne kadar ödeyecek? Masraflar çıktıktan sonra kalan para 3 milyar 464 milyon; net kârı, net; Türkiye Cumhuriyeti'ne 353 milyon dolar ödenecek. Yani Kanadalıları zenginleştirmek için neyin karşılığında bu tavize, bu cinayete AKP iktidarı izin verdi? Ben sormak isterim. Bu şirket, her şirket gibi yüzde 25 vergi ödeyecekken yüzde 6,38 vergi ödeyecek. Vergi ödemeyeceksin, vergi borcun silinecek; bu kârın yüzde 90'ını alıp Kanada'ya götüreceksin, benim işçilerim orada, şu anda toprak altında kalacak ve bunun hesabını verecek bir iktidar yok. Burada eminim kapalı kapılar arkasında birçok kişi cebini doldurmuştur, bu tavizleri vermiştir, Kanadalı cebini doldurmuştur, Kanada'ya para gitmiştir ama şu anda 20 bin lira maaş için, çocuklarını doyurmak zorunda kalan 9 vatan evladı toprağın altında ve bunun mimarı da İstanbul'a aday; olmaz arkadaşlar.

Bakın, bu hafta Maden Yasası bir daha gelecek. Bu Maden Yasası geldiğinde, burada görüşeceğimizde geçen haftaya göre bu İliç'te yaşanan rezaletlerle ilgili komisyon toplanıp ek önlemler aldı mı? Almadı çünkü bizim sorumluluğumuz bu ülkeye, 85 milyona, işçiye, emekçiye, çevreye, doğaya değil. Kime? Kanadalı şirketlere, Amerikalı şirketlere ve bizde 5-6 şirkete. Nedir bu? Gerçekten ben merak ediyorum, Cengiz İnşaatı merak ediyorum, Çalık grubunu merak ediyorum; kemiriyorlar bu ülkeyi, doğayı kemiriyorlar, toprakları kemiriyorlar ve olan işçilere oluyor. Hâlâ bununla ilgili üst düzey hesap vermesi gereken insanlar hesap vermedi; bunu kınıyoruz, bunun takipçisi olacağız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Başkan.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Şimdi, halk borç batağında, kredinin yıllık faizleri yüzde 60'ları bulmuş, halkın bankalara borcu bir buçuk ayda 127 milyar artmış, 3 trilyon lira sınırına dayanmış. Üzülerek söylüyorum, bankalar tarafından 2 milyon 300 bin vatandaşımız icrada, kredi kartı borcunu ödeyemeyecek durumda ve emeklinin ikramiyesi 2 bin liradan 3 bin liraya çıkarılıyor. Bakın, az önce anlattığım hikâyede, 2043 yılına kadar 3 milyar doları bu topraklardan alıp Kanadalı şirketin cebine koyan bu iktidar, bu kadar yoksulluğa, bu kadar zamma, bu kadar enflasyona rağmen emekliye bin liralık artış yapıyor. Ya, ben Cumhurbaşkanına soruyorum: Bayramda torununa bin lira harçlık verse torunu kabul edecek mi? Milletvekillerine soruyorum... Ayıp!

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Biz, bugün Komisyonda, basında bir çağrı yaptık: Bir parça vicdanınız, emekliye karşı bir parça ahlakınız, sorumluluğunuz varsa gelin, bayram ikramiyelerini 17.002 lira yapalım, asgari ücret oranında yapalım. Halkın durumu kötü, halk sefalet içerisinde, emeklinin durumu çok kötü. Ne kadar umurunuzda bilmiyorum ama 3 bin lirayla insanların bayramda çocuklarına alacak pantolon, ayakkabı, gömlek gibi kıyafetler yok artık. Hayatın gerçeklerini görün, sokağa çıkın diyorum.

Son olarak, maalesef ki... Şu sıralarda oturuyoruz, önemli görevlerde bulunuyoruz. Milletvekilliği çok şerefli bir görev. Eminim, bu görevi yürüten arkadaşlarımız cumhuriyet tarihinden bugüne kadar tarihine, Ata'sına, kurucu değerlerine saygı göstermiştir ama onunla aynı sıraları...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - ... geçmişte milletvekilliği yapsa da paylaşmaktan utandığım, cibilliyetsiz "Şevki Yılmaz" diye birisi çıkıyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret ediyor.

CEMAL ENGİNYURT (İstanbul) - Şevki Yılmaz kapatılsın.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Neymiş? Osmanlı'yı süren soysuzları lanetle anıyormuş. Soysuz görecekse aynaya bakacak Şevki Yılmaz. Utanmaz adam! Bu topraklarda, bu Mecliste, bu ülkede milletvekilliği yapabiliyorsan, egemenlik kayıtsız şartsız milletinse bunu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e, şehitlere ve gazilere borçlusun. Sen kimsin? Hadsiz! Senin "İngiltere'ye sürüldü." dediğin son padişah, Atatürk ve arkadaşları savaşırken, bu toprakları düşmandan arındırmaya çalışırken, cephede, Çanakkale'de, Sakarya'da vücut vücuda savaşırken İngiltere'ye bir İngiliz gemisiyle kaçmıştı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Başarır.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ha, sen bu çirkin, çirkef ağzınla söylediklerinden dolayı bu ülkede hapis cezası aldın, o hapis cezasını çekmemek için aynı, söylediğin, savunduğun "Sürüldü." dediğin o kişi gibi yurt dışına kaçtın. Şevki Yılmaz ve onun gibileri yargılamayan, hâlâ soruşturma açmayan savcıları da kınıyorum. Muhalefetten hangi ses çıkarsa çıksın, bir saat içerisinde soruşturma var ama Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret eden Şevki Yılmaz denen cibilliyetsize soruşturma yok. Onu kınıyorum ve savcıları göreve çağırıyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)