GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Cumhurbaşkanının Hatay'daki ve Ordu'daki söylemlerine, Adalet Komisyonunda görüşülen teklifte yer alan emekli bayram ikramiyelerindeki artışa, Gazze'nin güney bölgesindeki Refah kentine İsrail tarafından yeni bir saldırı planlandığına ve millî savunma sanayisi alanında atılmış adımları takdirle karşıladıklarına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:63
Tarih:21.02.2024

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı Hatay'da ve Ordu'da halkı hizmetten mahrum bırakma tehdidiyle kadim Türk devlet yönetimi anlayışımızın aksi istikametinde söylemlerde bulunmuştur. Anlaşılan odur ki gücü kaybetme korkusu, iktidar grubunun psikolojisini oldukça bozmuş bir vaziyettedir. Milletimizin ve devletimizin varlığını tek bir şahsın iradesine borçlu olduğunu zannetmek, kibir göstergesi olmaktan öteye gitmez. Siyasetin temelinde insanların derdine çözüm bulacak mekanizmaları harekete geçirmek de vardır; AK PARTİ, bir iktidar partisinin zaten yapması gerekli olan görevleri yaptığı için de takdir beklemektedir. İktidar yetkililerinin en büyük talihsizliği ve yanılgısı, Türk milletine hak bağışladıklarını ve Türk milletinin kendilerine muhtaç olduğunu düşünmeleri ve varsaymaları hâlidir. Bu anlamsız ön kabul sebebiyledir ki AK PARTİ, tahakküm ve muhtaçlaştırma siyasetini bir politikaya dönüştürülmüştür. Kendi değişim ve dönüşüm arzularını her alanda acımasızca milletimize dayatmak isteyen bu zihniyet Türk milletinin töresine, Türk milletinin örfüne ziyadesiyle yabancıdır. Bilinmelidir ki Türk devletinin tam ve kâmil olarak idare, anlayış ve usulü "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." düsturunda vücut bulmuştur; dolayısıyla Türk milleti hiç kimsenin lütfuna muhtaç değildir.

Saygıdeğer milletvekilleri, iktidarın akıl dışı politikalarının neticesi tüm olumsuz yönleriyle milletimiz tarafından hissedilmektedir. Bu duruma en güzel misal Adalet Komisyonunda, henüz yeni getirdiğiniz teklifin içeriğinde yer almaktadır. Adalet Komisyonunda görüşülen teklifte yer alan maddeyle Ramazan ve Kurban Bayramlarında 2.000 lira olarak ödenen bayram ikramiyesi tutarının 3.000 liraya artırılması planlanmıştır.

Bugün Meclise sunduğunuz bu teklifle ilgili kısa bir mukayesede bulunacağım. Bugün Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener Hanımefendi de ifade ettiler, ben tekrar söylüyorum: 2018 yılında 1.000 lira olarak ödenmeye başlanan ilk bayram ikramiyesi 217 dolara karşılık gelirken teklifte yer alan 3.000 lira günümüzde sadece 97 dolara denk gelmektedir. Yine, aynı şekilde, 2018 yılında ödenen 1.000 liralık bayram ikramiyesiyle 25 kilo kıyma alınırken teklif edilen 3.000 liralık tutarla ancak 7,5 kilogram kıyma alınabilmektedir. Kısacası dolar olarak azalan bayram ikramiyesinin Türk lirası bazında da alım gücü düşmüştür. Bu itibarla ilgili Komisyonda teklif edilen rakam çok yetersiz kalmaktadır. Görünen ve anlaşılan odur ki emekli ikramiyesi artmamış, tam tersine azaltılmıştır. Bu durumda 2024 yılı emeklilerin refaha kavuşacağı değil, emeklilerimizin yokluğa mahkûm edildiği bir yıl olarak tarihe geçecektir.

İYİ Parti olarak biz, milyonlarca emeklimizin emeğini çökülmesine asla sessiz ve seyirci kalmayacağız. Bu sebepledir ki emeklilerimize 7.000 lira bayram ikramiyesi verilmesi gerektiği yolundaki çağrılarımızı tekrarlıyoruz.

Sayın milletvekilleri, malum olduğu üzere, İsrail'in saldırıları sonucunda Gazze'de büyük bir insanlık dramı yaşanmaya devam etmektedir. Saldırılar sebebiyle yüz binlerce Filistinli Gazze'nin güney bölgesindeki Refah kentine sığınmıştır. Göçler sebebiyle Refah kentinin bugünkü nüfusu 1,5 milyona ulaşmıştır.

Netanyahu'nun yeni yaptığı açıklamalardan anlaşılacağı üzere, bu kez de Refah'a İsrail tarafından yeni bir saldırı planlanmaktadır. Bilinmelidir ki Netanyahu'nun yaptığı ve yapacağı insanlık dışı tüm saldırılar zalimliktir, cinayettir, bunun da ötesinde soykırımdır.

Uluslararası camiaya bir kez daha sesleniyoruz: Yapılan bu insanlık dışı soykırımın derhâl durdurulması için somut adımların ivedilikle harekete geçirilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, şu anda Genel Kurulda millî muharip uçağımız KAAN'la ilgili pankartları görüyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bitiriyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Yaşadığımız coğrafya fevkalade stratejik ve jeopolitik önemi haiz bir coğrafyadır. Bu coğrafyada yirmi beş bin yıldan beri medeniyet vardır ama bin yıl bu coğrafyada tutunabilmek her millete nasip olan bir durum değildir. Dolayısıyla bu coğrafyada bin yıl tutunmuş Türk milletinin ileriye dönük varlığını da sürdürebilmesi için mutlaka güçlü ve millî bir savunma sanayisine ihtiyaç vardır. Bu alanda yapılan iş ve işlemleri destekliyoruz, millî savunma sanayisi alanında atılmış adımları da takdirle karşılıyoruz ama her seçimin öncesinde havada bir şeyler uçurmayı ya da karada bir şeyleri yürütmeyi de siyaseten yerinde ve anlamlı bulmadığımızı ifade ediyorum. Emeği geçenlere teşekkür edip Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.