GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 4 NİSAN ULUSLARARASI MAYIN BİLİNCİ GELİŞTİRME GÜNÜ'NE İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:88
Tarih:04.04.2013

YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 4 Nisan Uluslararası Mayın Bilinci Geliştirme Günü nedeniyle söz aldım, bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce, yarın yani 5 Nisan günü Avukatlar Günü. Bütün meslektaşlarımın bu gününü kutlayarak sözlerime başlıyorum.

Aynı zamanda içinde bulunduğumuz hafta Kanser Haftası. Çağımızın amansız hastalıklarından biri olan kanserle ilgili olarak bilim dünyasının bir an önce çare bulması dileğiyle bu hastalıktan muzdarip olanlara acil şifalar diliyorum, yakınlarına da sabırlar diliyorum.

Yine, Milliyetçi Hareket Partisinin kurucu eski Genel Başkanı Sayın Türkeş'in 16'ncı ölüm yıl dönümü, kendisini bu vesileyle ben de rahmetle anıyorum.

Değerli milletvekilleri, kara mayınları her yıl yaklaşık yüzde 80'i çocuk, kadın ve yaşlılar olmak üzere 15 ila 20 bin kişinin ölümüne ve çok daha fazla insanınsa ciddi biçimde sakatlanmasına neden olmaktadır. 1938 yılından beri çatışmalarda çok geniş bir biçimde kullanılan antipersonel kara mayınları hâlen 78 ülkenin toprakları içerisinde bulunmaktadır. Kara mayınlarının çoğu İkinci Dünya Savaşı'ndan kalmış, ayrıca, 1960'lardan beri de yaklaşık 110 milyon civarında, dünya çapında 70 ülkede mayın bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu durumun vahametini açıklamak için şu rakam yeterli olsa gerekir diye düşünüyorum: Mayın üretimi yaklaşık 3 ila 75 Amerikan dolarına mal olurken mayının temizlenmesi yaklaşık 300 ila 1.000 Amerikan doları civarındaki bir rakama temizlenebilmektedir. Öte yandan, eğitimli personelin gerçekleştireceği mayın temizleme işinde bile, temizlenen her 5 bin mayın için yaklaşık olarak 1 personelin öleceği ve 2 personelin ciddi şekilde yaralanacağı varsayılmaktadır.

Bu kadar vahim bir konu nedeniyle dünyada özellikle soğuk savaş döneminden sonra, 1996 senesinde Kanada, Avusturya ve Almanya'nın öncülüğünde bazı ülkeler "Ottawa Süreci" olarak bilinen bir süreç başlattılar değerli milletvekilleri ve bu sürecin neticesinde "Ottawa Sözleşmesi" diye bilinen antipersonel kara mayınlarının tamamen temizlenmesine yönelik, yasaklanmasına yönelik bir uluslararası anlaşma imzalandı. 2008 yılı itibarıyla 156 ülkenin taraf olduğu bir anlaşmadır bu anlaşma. Türkiye'miz açısından 1 Mart 2004 tarihi itibarıyla bu uluslararası sözleşme yürürlüğe girdi. Bu sözleşmenin yürürlüğe girmesiyle eş zamanlı olarak AK PARTİ iktidarımız döneminde -ben de sınır bölgelerini temsil eden bir milletvekili olarak- üç dönemdir kara mayınlarının, özellikle, sınırdaki mayınlarımızın temizlenmesiyle ilgili ülkemiz adına bir mücadele veriyoruz. Bu verdiğimiz mücadele neticesinde Maliye Bakanlığımız bir ihale açtı, Şırnak ve Mardin bölgelerindeki mayınların temizlenmesi noktasında yapılan bu ihale dönemin ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Danıştaya götürülmek suretiyle iptal edildi ve bu süreç işlemedi. Daha sonra               -arkadaşlarımızın bilgisi dâhilindedir- 2009 yılı içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi bu konuyla ilgili bir kanun çıkardı. Bu  çerçevede özellikle Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesiyle ilgili yapılacak ihalenin şartları ve detayları konusunda bir kanun çıkarıldı.

Bugün önemli bir kısmı sınır kapıları olmak üzere bir miktar temizlik yapılmış olmakla beraber, 1 milyon 150 bin metrekare civarında bir alanda temizlik olmakla beraber hâlen çok sayıda mayının, yaklaşık 977 bin, neredeyse 1 milyona yakın mayının Türkiye Cumhuriyeti topraklarında, sınırlarında gömülü olduğunu biliyoruz.

Bu mayınların çok miktarda, yani daha önceleri günde yaklaşık 32 kişinin hayatını kaybetmesine neden olurken, bugün 11-12 kişi civarında hâlâ dünya çapında insanın hayatını kaybetmesine neden olduğunu biliyoruz ve bu sorunun bir an önce aşılması gerektiğini  belirtmek ve bu konuya dikkat çekmek nedeniyle bu gündem dışı sözü aldım.

Ben, mayınsız bir dünya dileğiyle, barış ve huzur dolu yarınlar diliyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Akman.