GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:63
Tarih:21.02.2024

SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bizleri izleyen halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

Maalesef, ülkemizde en değersiz şey insan hayatı. Bu durumu sadece maden facialarıyla, yanlış ve yetersiz deprem politikalarıyla, şehir planlamaları üzerinden değil, ülkedeki sağlık politikaları üzerinden daha net bir şekilde görmek mümkün. Bunların en önemlisi de ana dilinde sağlık hizmetidir ki bu, en temel insan hakkıdır. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, e-reçetem üzerinden İngilizce, Almanca, Arapça, Fransızca ve Rusça olmak üzere 5 dilin eklendiğini duyurdu. Bakanlık bu uygulamasıyla Türkiye'de en çok kullanılan 2'nci ana dili olan Kürtçeyi görmezden gelerek yurttaşların bir kısmının, anayasal bir hak olan sağlık hakkına ulaşımını engelleyen ayrımcı politikalarına devam etmiştir. Oysaki bir hastalığın tanısı ve tedavisi ancak hasta ile hastaya müdahale etmek durumunda olan sağlık personelinin aynı dili konuşmasıyla ve elbette hastanın kendisini en iyi ifade edebileceği ana diliyle derdini anlatabilmesiyle mümkündür. Bu konuda insan hayatına mal olabilecek birçok örnek varken bunlardan biri olan 52 yaşındaki Ayşe Hanım, Diyarbakır'da bir hastaneye başvuruyor ve var olan şikâyetleri nedeniyle 3'üncü başvurusunda şanslı olacak ki Kürtçe bilen bir doktorla karşılaşıyor ve doktor hastanın şikâyetlerini sorunca Ayşe Hanım Kürtçe cevap veriyor, doktor da "..."(*)

(Mikrofon kapandı)

SALİHE AYDENİZ (Devamla) - Yaklaşık bir yıl boyunca Kürtçe bilmediği için derdini anlatamadığını, soğuk algınlığı ilacıyla gönderildiğini anlatıyor ve son gittiği dönemde Kürtçe bilen doktorla karşılaştığı için tetkikleri yapılıyor ve 3'üncü evre kolon kanseri olduğu tanısı konuyor ve maalesef, Ayşe Hanım ana dilinde hizmet alamadığı için kendi hastalığının birçok organına yayıldığını ve ameliyat şansını da kaybettiğini, sadece kemoterapi tedavisi görebilecek evreye geldiğini öğreniyor. Yine, Siirt'te meme kanseri bir hasta Türkçe bilmediği için şikâyetleri yanlış anlaşılıyor ve sadece grip tedavisi verilerek eve gönderiliyor. Tanısı geç konulduğu için maalesef bu hasta da hayatını kaybediyor. Yine -Diyarbakır SES şubesinin- meme kanseri taraması yapıp yapmadıkları konusunda 347 kadınla yüz yüze bir görüşme yapılıyor. Bu görüşme sonucunda kadınların yüzde 62'si Türkçe bilmediklerinden dolayı, kendilerini dinleyip anlayacak sağlık personeli olmadığından dolayı gitmediklerini ifade ediyorlar.

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün elbette ancak şu anda cezaevlerinde de birçok hasta tutsak var ve bunların bir kısmı ağır hasta olmakla beraber tedavileri zamanında yapılmıyor.

Yine, inanılması güç ama yaşlı ve hasta tutsağın tekerlekli sandalye istemesi bile engelleniyor ve ATK, birçok hasta tutsağın hakkında siyasi nedenlerle kararlar, cezaevinde kalabileceğine dair kararlar veriyor ve bu kararlarla hastaların ölümüne neden oluyor. Oysaki ulusal ve uluslararası hukuka göre hükümlülerin güvenliğinden de sağlığından da devlet sorumludur.

Değerli milletvekilleri, Orta Doğu'da en güçlü ülkelerin başında Türkiye geliyor ama hâlâ sağlık hizmetine ulaşamayan binlerce insan var. Sağlık çalışanlarının maruz kaldığı şiddet ve ücret adaletsizliği artarak devam ediyor. Kanser ilaçlarına ulaşamadığı için yaşam riski taşıyan binlerce hasta var. Sağlıkta dönüşüm yasasıyla birlikte ticarethaneye dönüştürülen ve piyasalaştırılan sağlık hakkı parayla satın alınan bir sisteme dönüştürüldü ancak gelinen noktada sağlık çalışanlarının yaşanan göç, ekipman yetersizliği, ilaç yetersizliği gibi nedenlerden ötürü parası olan bile artık sağlık hizmetine ulaşamayan bir durumda. Bu kanun teklifiyle sağlıkta bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız şeker hastası çocukların aplikasyonunu ve HPV aşısını ücretsiz ulaşılabilir hâle getirin. Öncelikle, yurttaşlarımızın ana dilinde sağlık hizmeti alabilmesi için gerekli bütün koşulların oluşturulmasını sağlayın. Bir ülkedeki gelişmişliğin, adaletin, insan haklarının en önemli göstergelerinden biri de ulaşılabilir, eşit, ana dilinde ve ücretsiz sağlık hizmetine ulaşım hakkıdır.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)