Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 63 |
Tarih: | 21.02.2024 |
KAYIHAN PALA (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sağlıkla ilgili birçok düzenleme yapılan kanun teklifinin artık son görüşmeleri içerisindeyiz. Öncelikle, bu kanun teklifinde bazı olumlu düzenlemelerin yer aldığına vurgu yapmalıyım. Örneğin, diş hekimlerinin beklentisini karşılayan bir madde hayata geçiriliyor, normal doğumun eksik de olsa desteklendiğine ilişkin maddeler var, "sosyal pediatri" gibi bir yan dal ilan ediliyor. Bunlar gerçekten bu kanun teklifinde olumlu bulduğumuz özellikler.
Ayrıca, yeri gelmişken Komisyonda dile getirdiğimiz malpraktis kanunuyla ilgili, üniversitelerdeki hekimlerin yararlandırılmaması anlamına gelecek eksik düzenlemeye ilişkin önerimizin kabul edilmesi ve buna ilişkin bir önerge verilerek bugün bu kanun teklifine eklenmesi nedeniyle Adalet ve Kalkınma Partisinin girişimini de memnuniyetle karşıladığımızı buradan söylemek isterim.
Ancak kanun teklifinin geneline baktığımızda epeyce olumsuz özellik var. Daha önce de dile getirmiştik ama ana hatlarıyla bir kez daha söylemek istiyorum. Bakın, ilaç ruhsatlandırılması sırasında bu süreci kısaltmak için yapılan girişimler yalnızca ilaç firmalarının vereceği evraklar üzerinden yapılacak bir ruhsatlandırma süreci nedeniyle bazı sıkıntılara yol açabilir; ayrıntılarını daha önce açıkladık. Ama bu ruhsatlandırma sürecinden sonra ruhsat almış bir ilaçtan eğer bir çocuk ya da bir yetişkin zarar görürse bunun sorumluluğu bugün bu kanun teklifine oy veren milletvekillerinindir aynı zamanda; bunu vurgulamak isterim.
Bu kanun teklifinde daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş, döner sermayeden ek ödeme yapılmasını bir yönetmeliğe bağlayan düzenleme tekrar getiriliyor; yine Anayasa'ya aykırı. Üstelik, daha önce de bazı milletvekilleri dile getirdiler, bir ceza alan herhangi bir sağlık çalışanının ikinci bir ceza olarak ek ödemeden yararlandırılmasının durdurulması da hem mevzuata aykırı hem Anayasa'ya aykırı.
Bir başka özellik, akademik kadroların Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmesi ki bu, akademik özerkliği tamamen ortadan kaldırmaya dönük bir düzenlemedir; asla kabul edilemez, Anayasa'ya aykırı. Öğretim üyeleriyle birlikte kullanım protokolleri eşliğinde iki yıllık bir sözleşme yapılması Sağlık Bakanlığının yetki alanında olan bir kavram değildir. Milletvekilleri arasında rektörlük yapmış olan sayın milletvekilleri var, sanırım içlerinden hiçbiri bunu kabul edebilecek durumda değildir çünkü bu da üniversite özerkliğine ve akademik özerkliğe aykırıdır, aynı zamanda Anayasa'ya da aykırıdır.
Bir hastane koordinasyon kurulu kurulmaktadır, böyle bir kurul elbette kurulabilir ancak bu kurula sözleşme yapılmış kişilere uyarı verme, ikaz verme yetkisinin verilmesi ve bunların 3 ikazdan sonra sözleşmelerinin feshedilmesi ve aynı hastanede çalışmalarının ortadan kaldırılması kabul edilemez; mevzuata aykırıdır, Anayasa'ya aykırıdır.
Üniversitelerdeki etik kurullarının Sağlık Bakanlığının iznine tabi olması doğru bir yaklaşım değil. Bu, aynı zamanda ilaç araştırmaları, klinik araştırmalar açısından da sakınca doğurabilir. Ayrıca, klinik araştırmaların akademik kurumlar dışında yapılmasına da izin verecek bir düzenlemenin getirilmesi de kabul edilemez. Bunlar daha sonra, maalesef, ilaç tekellerinin ülkemizde -aynen Afrika'da, aynen Asya'nın bazı ülkelerinde yaptığı gibi- olumsuz birtakım sonuçlara yol açabilecek araştırmalar yapılmasının kapısını açabilir; buradan bu uyarıyı yapmak zorunda hissediyorum.
Askerî sağlık hizmetlerinin geçici yöntemlerle değil, Millî Savunma Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşları tarafından verilmesine ilişkin bir düzenlemeyi kapsamaması nedeniyle de bu kanun teklifinde ciddi bir eksiklik olduğunu bir kez daha söyleyelim.
Aile Hekimliği Kanunu'nda değişiklik yapılarak disiplin cezasına bağlı olarak destek ödemelerinin ortadan kaldırılması ve bir süreye bağlı olarak aile hekimlerinin sözleşmelerinin feshedilecek olması daha önce de Anayasa Mahkemesi tarafından gösterildiği gibi hem kanuna hem Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırıdır.
Değerli milletvekilleri, bu kanun tekifi ülkemizdeki sağlık sorunlarına çözüm getirmekten uzaktır. Bakın -Sayın Bakan Yardımcımız burada- dün akşam Bursa Şehir Hastanesinde hastaneye yatış endikasyonu verilen bir hekimimiz, bir meslektaşımız için yatak bulamamış durumdayız.
Gelin, böylesine toplum yararına, hastalar yararına olmayan kanunlar yerine toplumun gerçek ihtiyaçlarını karşılayacak kanunları hep birlikte yapalım. Bu kanunu reddediyoruz çünkü bu kanun toplumun yararına değil.
Saygılar sunuyorum. (CHP, DEM PARTİ ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)