GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:66
Tarih:29.02.2024

İSMAİL ATAKAN ÜNVER (Karaman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

15'inci maddeyle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231'inci maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesi yeniden düzenlenmektedir. Aslında, sanık açısından önemli bir pişmanlık fırsatı yaratan hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesi uygulayıcıların elinde mağdurlar açısından suçun cezasızlığına yol açan bir hâle dönüşmüştür. Müessese mağdurlar için, aynı zamanda sanıklar açısından ceza niteliği taşımamakta ve ceza tehdidi niteliğiyle varlığını sürdürmektedir. Mağdurlar açısından etkili ve yeterli bir giderim de sağlamamaktadır. Özellikle Anayasa'nın 17'nci maddesinin söz konusu olduğu suçlarda yani işkence, eziyet ve kötü muamele kabul edilen suçlar bakımından failin kamu görevlisi olması hâlinde fail cezasız kalmaktadır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının özellikle bu suçlar bakımından ve kamu görevlileri hakkında uygulanmayacağına dair istisna hükmü taşımaması sakınca yaratmaktadır. Anayasa Mahkemesi de bu konudaki kararında, iptal hükmünde şöyle tespitte bulunmuştur: "Bu anlamda işkence veya kötü muamele gerçekleştirdiği tespit edilen kamu görevlisi fiilî olarak cezasız bırakılmamalıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun kamu görevlisinin görevi sebebiyle işlediği ve Anayasa'nın 17'nci maddesi anlamında işkence, eziyet ve kötü muamele kabul edilen suçlar bakımından uygulanmayacağına dair yasal düzenlemenin bulunmaması ve ceza mahkemelerinin uygulamalarının da bu sorunu çözememesi Anayasa'nın 17'nci maddesinin devlete yüklemiş olduğu faillere fiilleriyle orantılı cezalar verilmesi ve mağdurlar açısından uygun giderimin sağlanması şeklindeki usul yükümlülüğü ile bağdaşmamaktadır." demiştir. "Bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin kamu otoritelerinin -anılan suçlar dâhil olmak üzere- keyfî uygulamalarını önlemekte yetersiz kaldığı ve başta ifade özgürlüğü ve toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlükler üzerinde caydırıcı etki doğurduğu anlaşılmış ve Anayasa'nın 13, 17, 35 ve 36'ncı maddelerine aykırı bulunmuştur. Anayasa Mahkemesi iptali, hükmün açıklanmasının geri bırakılması mekanizmasının sanığı baskı altında bırakmasına, yargılamanın henüz başında hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulanmasına rızasının sorulması yoluyla kamu otoritelerinin keyfî davranmasını engellememesine ve etkili bir itiraz denetim mekanizması öngörülmemesine dayandırılmıştır. Yapılan düzenleme ise iptal kararının gereklerini ölçülülük ilkesi, mülkiyet hakkı ve adil yargılama hakkı bakımından karşılamamaktadır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulamasının kabulüne ilişkin beyanın yargılamanın başında alınmasının adil yargılama hakkı yönünden yarattığı sakıncanın kabul beyanının tümden kaldırılmasını gerektirmediği açıktır. HAGB henüz sonuç doğurmasa da suç oluşturan fiilin varlığını tespit ettiğinden rıza beyanının kaldırılması gerekmemektedir, rıza beyanı varlığının aranması uygun olacaktır. HAGB'ye karşı itirazın kaldırılarak istinaf yolunun açılması yanıltıcı olmamalıdır. Aslında, yine, Anayasa Mahkemesinin "Yok." dediği etkili bir denetim yolu öngörülmemektedir. CMK'nin istinafa başvurulamayacak kararları düzenleyen 272/(3)'üncü maddesiyle temyiz edilemeyecek kararlar birlikte değerlendirildiğinde öngörülen istinaf yolu yine etkili bir denetim getirmemektedir.

Yine, düzenlemede denetim süresi içinde hükmün açıklanması hâlinde kararın itiraza tabi olması öngörülmüştür. Hükmün değiştirilerek açıklandığı hâllerde de yeni hüküm istinafa tabi olmalıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde yani beş yıl boyunca sonuç doğurmayacağı hükmüne rağmen hükmün müsadereye ilişkin kısmının sonuç doğurması mülkiyet hakkının dokunulmazlığı açısından isabetli olmamıştır, müsadereyle ilgili özel bir düzenleme yapılmalıydı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Ünver, lütfen tamamlayın.

İSMAİL ATAKAN ÜNVER (Devamla) - Bunun yapılmaması HAGB'nin denetim süresi sonunda hukuk âleminde hiç doğmamış gibi olacağı varsayımına aykırı olmaktadır.

Maddeyle ilgili bu tespitleri yaptıktan sonra kanunun yapım süreciyle ilgili de birkaç şey söylemek istiyorum. Komisyonda muhalefet olarak birçok önerge verdik. Bu önergelerin yine birçoğu herkesin kabul edebileceği önemli düzenlemelere atıfta bulunuyordu. Mesela, KVKK hükümleriyle ilgili yapılan düzenlemede avukatların mesleki faaliyetleri kapsamında kişisel verilere ulaşması, Tazminat Komisyonunda takip edilen işlerle ilgili avukatlara vekâlet ücreti takdir edilmesi ve emeklilere bayram ikramiyesinin artırılması noktasındaki önerilerimiz Komisyonda kabul görmedi. Şimdi, bunlara kim hangi gerekçeyle itiraz etti, kabul etmedi, gerçekten merak ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İSMAİL ATAKAN ÜNVER (Devamla) - Komisyon Başkanı bu konuda bir açıklama yaparsa memnun oluruz. (CHP sıralarından alkışlar)