GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:67
Tarih:01.03.2024

DEM PARTİ GRUBU ADINA SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; öncelikle bizi televizyonları başında izleyen değerli halkımızı selamlamak istiyorum, cezaevindeki yoldaşlarıma selamlarımı yollamak istiyorum, açlık grevinde olan, tecride karşı barış ve demokrasi mücadelesi veren tutsakları selamlamak istiyorum.

Evet, zamlar üzerine konuşacağız, enflasyon üzerine konuşacağız.

Cezaevlerinden bahsediyorsak cezaevi marketlerinden de bahsedelim. Türkiye'nin en pahalı marketleri cezaevi marketleri çünkü orada zulme zulüm eklenmeye devam ediliyor. Cezaevindeki tutsaklara bir ekonomik şiddet de bu yolla hayata geçiriliyor ve bu cezaevinde yaşam koşullarını idame ettirebilsinler diye yollanan paralar terörün finansmanı kapsamında değerlendirilip para yollayanlar tutuklanıyor; işte bu, vicdansızlıktır. Bu, kimin vicdanına benziyor? Cehennem zebanilerinin vicdanına benziyor. Dolayısıyla bunca vicdansızlık görülse görülse ancak böyle bir zihniyette görülebilir, biz de bunu görüyoruz.

Evet, zamlar devam ediyor. Her şeye her gün zam geliyor. Pazartesi günü enflasyon rakamları açıklanacak ve göreceksiniz ki o enflasyon rakamları yaşadığımız bu zamları, yaşadığımız bu hayat pahalılığını açıklamaktan oldukça uzak. Neden uzak? Çünkü o enflasyon rakamları TÜİK eliyle çarpıtılmış rakamlardır. Esas enflasyon, hissedilen enflasyon -TÜİK bile mecbur kaldı, açıkladı- yüzde 130'u aşmış durumdadır yani inanılmaz bir yangın var, inanılmaz bir felaket var ama bunun farkında olmayan bir Hazine ve Maliye Bakanı var. Hazine ve Maliye Bakanı atmaya devam ediyor "Kişi başına gelir 13 bin doları geçti." diyor. Hiçbir hedefini bugüne kadar tutturamadı, tutturmamaya da ısrarlı, kararlı. Merkez Bankası başkanları değişiyor, her şey değişiyor ama bir türlü "istikrar politikası" dediğimiz politikada olumlu bir gelişme yok. Neden? Çünkü Hazine ve Maliye Bakanı ortaya koymuş olduğu politikalarla, hedeflerle uyumlu bir strateji geliştirmekten yoksun. Bu stratejiyi geliştirmek mümkün mü? Tabii ki mümkün değil. Neden mümkün değil? Çünkü genel ekonomiye baktığınızda, ekonominin gidişatına baktığınızda, aslında bu ülkede bir istikrar politikası üretme şansınız söz konusu olamaz. Ne olur? Yalan üretmeniz ancak mümkün olabilir. "Kişi başına artan döviz kur hesabı 13.100 küsur dolar." dediğinizde, aslında fiyatların şişmesini anlatıyorsunuz. Yoksa gelir dağılımına baktığınızda, yoksulluğa baktığınızda, insanların bu hayat pahalılığıyla karşı karşıya geldiği durumu gözlemlediğinizde, kimsenin o kişisel refah düzeyinde bir iyileşme olmadığını zaten görüyorsunuz.

Peki, bu hedefini tutturamayan Hazine ve Maliye Bakanı neden hedefini tutturamıyor? Çünkü ekonomide 2'nci sınıfta yazar, miktar teorisi vardır; o miktar teorisine bakarsınız, para neredeyse enflasyonun nedeni oradadır. Para nerede? Para bankacılarda. Para nerede? Para sanayicilerde. Para nerede? Mafyada. Dolayısıyla, bugün yaşanan enflasyonun nedeni kârdır, ranttır, soygundur, talandır; bunu sen görmezsen, sen sadece işçiyi, emekçiyi görürsen, onlara yapılacak olan ücret zamlarını mesele edersen, sen olsan olsan sermayenin müridi olursun, Hazine ve Maliye Bakanı olamazsın.

Hazine ve Maliye Bakanı böyle de diğerleri farklı mı? Cumhurbaşkanı Erdoğan "Büyüdük." diyor. Nerede büyüdün? O senin "büyüme" diye anlattığın şey, balon, şişiriyorsunuz balonu. Madem büyüdük, eğer gerçekten büyümüş olsaydık, bu sorunların birkaçında en azından iyileşme adına bir gelişme olurdu. Hangi alanda bir iyileşme var? Ekonomide iyileşme adına söyleyebileceğimiz bir şey var mı? Yok. Demek ki büyüme de yalan.

Peki, burada ne görüşüyoruz şu anda biz? Yargı paketini. Adalet Bakanı nerede? Adalet Bakanı yok. Adalet Bakanı o denli adaletten uzak ki ekonomiyle ilgilenmeye başladı, dolayısıyla ekonomiyle ilgili demeçler veriyor fakat adaletsizlik üreten bir mekanizmanın içinde olduğu için o da aslında yalan üretmeye devam ediyor. Bakın, ne dedi? 28 Şubatla ilgili demeç verecek ya, dedi ki: "28 Şubatın maliyeti 300 milyar dolardır, ekonomi bu yüzden bu hâldedir." Ya, bir kere, 300 milyar rakamını nereden aldığını ben sana söyleyeyim; o zamanın Başbakanı Erdoğan'dan aldı. O 300 milyar doları ne için söylemişti? Demişti ki: "On yıl boyunca yılda 30 milyar dolar savaşa gitti, o nedenle ekonomi bu durumda." 28 Şubat değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Temelli, lütfen tamamlayın.

SEZAİ TEMELLİ (Devamla) - "28 Şubatta bankalar battı." diyor. O da yalan, bankalar 2001 krizinde battı, rakam da 70 milyar dolar. Dolayısıyla, Adalet Bakanı ekonomiyle ilgilenmesin, adaletle de ilgilenmesin. Burada hızını alamıyor, devam ediyor, diyor ki: "Gezi'de ortaya çıkan maliyet 250 milyar dolar." Buyurun, nereden okudun bunu? Bununla ilgili bir çalışma var mı, bununla ilgili yapılmış bir araştırma var mı? Yok. Ya, hiçbir şey yapmıyorsan orta vadeli programa bak. Sizin hazırladığınız orta vadeli programa sizin bakanlarınız bakmamış çünkü orta vadeli programda diyor ki: "Gezi'nin böyle bir ekonomik maliyeti yok." Tablolar ortada, kalkınma planı ortada, orta vadeli program ortada ama bakanlar halka yalan söylemeye devam ediyorlar. Bakanlıklarıyla ilgili aslında halka hizmet yönünde hiçbir adım atmadıkları için zulüm yasalarını buradan geçirip kendi alanları dışında konuşmaya devam ediyorlar.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)