| Konu: | Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 01.03.2024 |
HASAN TOKTAŞ (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sekizinci yargı paketi teklifinde yer alan 33'üncü maddenin (g) bendiyle kişisel verilerin işlenmesi, siyasi, felsefi, dinî veya sendikal amaçlarla kurulan vakıf, dernek ve diğer kâr amacı gütmeyen kuruluş ya da oluşumların tabi oldukları mevzuata ve amaçlarına uygun olmak, faaliyet alanlarıyla sınırlı olmak ve üçüncü kişilere açıklanmamak kaydıyla mevcut veya eski üyelerine ve mensuplarına veyahut bu kuruluş ve oluşumlarla düzenli olarak temasta olan kişilere yönelik olması durumunda mümkün kılınmaktadır. Teklifte yer alan değişiklikle her ne kadar özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesi mevcut düzenlemeyle paralel biçimde yasaklanmış olsa da bu istisna, genel kuralla çelişmektedir. Ayrıca, bu verilerin işlenebilmesi son derece sakıncalı olup fişleme olarak kötüye kullanılabilme ihtimalini de ortaya çıkarmaktadır.
Ülkemizde ne yazık ki kişisel verilerin korunamadığı da bir gerçektir. Bu durumun en basit örneği, vatandaşlarımızın telefon numaralarına reklam firmaları tarafından ulaşılabilmesiyle görülmektedir. Kişisel veriler çeşitli firmalar tarafından ele geçirilmekte ve vatandaşlarımıza reklam amaçlı mesaj gönderilmesiyle bu firmalar çıkar sağlamaktadırlar hatta bazı durumlarda kişisel bilgiler bu firmalarca elde edilerek reklamlar kişiye özel hazırlanmaktadır. Hemen hemen her gün bir reklam ya da kampanya mesajı aldığımız hepimizin malumudur.
Daha kötüsü, dolandırıcılar tarafından da iletişim bilgilerimize ve özel bilgilerimize ulaşılabilmektedir. Dolandırıcılar, hedef kitlelerini bu kişisel bilgilere göre belirlemekte, sonuç olarak yaşanan veri sızıntısı maddi ve manevi zararlara sebep olmaktadır.
Bu denli güvensiz bir ortamda kişisel verilerin siyasi, felsefi, dinî veya sendikal amaçlarla kurulan vakıf veya derneklerin amaçlarına uygun olması kaydıyla işlenebilmesine hukuka aykırı olarak yasal bir zemin temin edilmektedir. 33'üncü maddenin (g) bendinde ve 34'üncü maddenin (9)' uncu fıkrasında yapılan düzenlemeyi kişisel verilerin gizliliği ve ülke menfaatleri açısından doğru bulmadığımızı ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, yamalı bohçaya dönen, verimli bir şekilde çıkarılamayan 3600 ek gösterge vaadinden bahsetmek istiyorum. Çalışanlarımızın yıllardır beklediği, hem maaş artışında hem de emeklilikte avantaj sağlayan 3600 ek gösterge umutları, verimli bir şekilde işleme konulamamıştır. Yine bir 3600 ek gösterge sözü verilmiş, kimlere ek gösterge verileceği, kimlerin kapsam dışı bırakılacağı, belli ki seçim öncesi olduğu için açıklanmamaktadır. Vatandaşlarımız, seçim sürecinde ortaya atılan vaatlerin en kısa sürede ve en geniş kapsamda beklentileri karşılayan oranlarla hayata geçirilmesini beklemektedirler.
Sosyal ve özlük haklarına ilişkin birbirine yakın ve benzer olan unvanlar arasında daha önceden yapılan farklı düzenlemeler maalesef sorunu çığ gibi büyütmektedir. 3600 ek gösterge alamayanlar ve farklı düzenlemelere tabi tutulanlar konusu da adaletsizliği derinleştirmektedir. 2023 yılında yapılan ek gösterge düzenlemesinde kamudaki şefler kapsam dışı kalarak mağdur olmuşlardır. Yine, Cumhurbaşkanı ve Bakan Vedat Işıkhan'ın verdiği sözlere rağmen, birinci dereceye yükselen tüm memurların ek gösterge rakamlarının 3600'e yükseltilmesi de gecikmemelidir. Adaleti zedeleyen, vatandaşımızın hakkı olan bu gibi konular, hep bir seçim öncesine kurban edilerek maalesef pazarlık konusu yapılmaktadır; bu huyunuzdan vazgeçiniz, haklı olanın hakkını hemen teslim ediniz.
Çalışma hayatının bir diğer önemli konusu, ilave ek ödemelerin ve prime esas kazançların emekliliğe sayılmaması meselesidir; bu durum, çalışan ve emekliler arasındaki uçurumu gittikçe büyütmektedir. Ülkemizde emekli maaşı bağlanma oranı yüzde 45'e kadar düşmüştür. Yine, 2008 öncesi ve sonrası göreve başlayan tüm memurların ek göstergesi 3600'e yükseltilmelidir. Yardımcı hizmetler sınıfı, genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Toktaş, lütfen tamamlayın.
HASAN TOKTAŞ (Devamla) - Yine, kamu yönetiminde "geçici", "esnek", "sözleşmeli", "vekil" gibi sıfatlara son verilmeli, 3+1'e tabi personel dâhil tamamı kadroya geçirilmelidir. Anayasa'nın eşitlik ve sosyal devlet anlayışını tesis edecek şekilde düzenlemeler yapılmalı ve kamu görevlileri arasındaki adaletsizlik çözülmelidir diyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)