GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SULAMA BİRLİKLERİNİN SORUNLARINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:84
Tarih:28.03.2012

MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sulama birliklerinin problemleri hakkında gündem dışı söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sulama birlikleri epey yıldan beri özerk bir şekilde hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlardı, kendi imkânlarıyla, çiftçilerden topladıkları paralarla yapmaları gereken işleri mümkün mertebe yerine getirmeye çalışıyorlardı. Ancak geçen yıl Hükûmetinizin çıkarmış olduğu 5620 sayılı Kanun'la bir kısım maddeler değiştirilerek sulama birliklerinin problemleri âdeta çığ gibi büyümeye başladı.

Bunlardan bir tanesi, mevsimlik işçilerin kadroya geçirilmesi. Elbette ki mevsimlik işçilerin kadroya geçmesi işçiler açısından önemli bir şey, bunu yadırgamıyoruz, işçilerimizin kadrolu olması önemli ama sulama birlikleri bu manada finansal sıkıntıya girdiler. Bu finansal sıkıntıyı da eğer sulama birliklerinin sırtına yıkarsanız, onlar da çiftçinin sırtına yıkarlarsa yine bu işin altında en çok çiftçi ezilmiş olacak, sulama birlikleri ezilmiş olacak. Burada Hükûmetin sulama birliklerine bu manada finansal destek sağlaması lazım.

Yine, birliklerin başkanlarının veya birliklerin başarısının tespitini DSİ yönetimine verdiniz. DSİ yönetimi hangi kriterlere göre birliklerin başarılı veya başarısız olduğunu ortaya koyacak? Eğer birlik başkanları başarısızsa, birlikler başarısız görülmüşse birlik başkanlarını görevden alma yetkisi de verdiniz ve birliklerin finansmanını DSİ'nin onaylama yetkisini verdiniz. Dolayısıyla DSİ birlikler üzerinde bir tahakküm oluşturmaya başladı ve burada da bir siyasallaşma ne yazık ki gündeme geldi. Yani her yerde olduğu gibi, ne yazık ki sulama birliklerinde de özerkliği ortadan kaldırmak, sulama birliklerinin yönetimini kendinize bağlamak adına bir tahakküm kurdunuz ve siyasallaşmaya neden oldunuz. Çünkü, sulama birliği başkanlarının, kendilerinin başarısız görüleceklerini düşünerek her türlü DSİ bürokratlarına bu manada boyunları eğik kalmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, yine, başkanların iki yıl süresi olmasına rağmen yeniden seçilme şartı getirdiniz. Yani Eylül 2012'ye kadar sulama birlikleri başkanları yeniden seçim yapmak zorundalar. Hâlbuki iki yıl daha süreleri var. Aynı şey, Cumhurbaşkanlığı süreciyle alakalı kanun değişikliği yaptınız "Cumhurbaşkanlığı yedi yıl." dediniz ama sulama birliği başkanları da seçilmiş olmasına rağmen, bu kanunu çıkardığınızda onlar seçilmiş olmasına rağmen "Yeniden seçim yapın." diyorsunuz. Bu da çifte standarttır, bu da sulama birliklerinin önemli problemlerinden bir tanesidir.

Yine, birliklerin çiftçilerden dönüm başına belirledikleri sulama ücretlerini birliklerin meclisleri belirliyordu; o yörenin seçilen insanları, o yöreyi bilen insanlar belirliyorlardı; şimdi bu yetkiyi de aldınız, DSİ bürokratlarına verdiniz. DSİ bürokratlarının Hükûmete sunacağı rapor doğrultusunda, vereceği fiyat doğrultusunda fiyat belirlenecek. Bu da o bölgeyi tanımayan, bilmeyen insanların oluşturacağı bir rapor ve fiyat olacağı için çiftçilerimizin mağduriyetine sebep olacak. Şu anda 13 milyon lirayı, 17 milyon lirayı ödemekte zorlanan, zaten mazot girdisi, gübre girdisiyle hayli yıpranan çiftçilerimiz bir de bu sulama ücretlerinin artışıyla yeniden bir külfet altına girmiş olacaklar. Bunu da değiştirmek lazım, bu manada da düzenlemeler yapmak lazım.

Yine çiftçilerden bahsetmişken -Sayın Bakan da burada, birazdan cevap verecek herhâlde konuşmama- şu anda, işte "Ziraat Bankası faizsiz kredi veriyor." veya "Faiz oranlarını çok düşürdük." diyorsunuz. Ya, Ziraat Bankası kredi veremiyor şu anda, kredi veremiyor, arkadaşlar, çiftçi Ziraat Bankasından kredi alamıyor. Oranları o kadar düşürdünüz ki çiftçi kendi ektiğinin, diktiğinin karşılığında kredi alamaz duruma geldi. Lütfen, bu konuda Hükûmet yetkililerini uyarıyorum, bir an önce bir çözüm bulsunlar, çiftçinin mağduriyetini ortadan kaldırsınlar.

Bir de şunu belirtmek istiyorum: Sayın Bakan Adıyaman'da pamuk ekildiğini söyledi. Doğru, Çukurova'da da hayli pamuk ekiliyor ama pamuğu satamıyoruz ki. Şu anda DAP gübresinin yani 1846 gübrenin fiyatı pamuğun fiyatından fazla, 3 kilo buğday satıp 1 kilo gübre alamıyor çiftçimiz. Yani, hep diyorsunuz ya "Nereden nereye?" diye, doğru, ülkeyi nereden nereye getirdiğiniz belli.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Varlı.