GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:72
Tarih:17.04.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA SELCAN HAMŞIOĞLU (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüksek enflasyon, nas, faiz, gözlerdeki ışıltı, kurumların çökmesi, üretmeden borca dayalı tüketim, özelleştirmeler, yolsuzluk, kayırmacılık, israf, kur korumalı mevduat. Söyleyecek çok şey var ama temel mesele, yüzleşemiyorsunuz; gözünüzü kapatınca, kulağınızı kapatınca gerçek yok olacak sanıyorsunuz. Yok saydığınız için de yüzleşemiyorsunuz. Yoksa ben zannetmiyorum ki her şeyden evvel insan olmaktan kaynaklanan bazı hasletlere sahip olmasını beklediğimiz milletvekilleri vekili oldukları millet açken "ıstakoz keyfisi" paylaşımı yapabilsinler ama işte var olduğunu kabul etmediğiniz bir dertle dertlenebilir misiniz? Dertlenemiyorsunuz. O yüzden ne olur artık Türkiye'nin bir refah ülkesi olmadığı gerçeğiyle yüzleşin, buradaki payınızla yüzleşin sonra da gelin hep birlikte bu işi çözelim. Biz burada bir şeyler anlatmaya çalışıyoruz; belki sizin dolaşamadığınız sokaklardan, semt pazarlarından, annelerin mama çalmak zorunda kaldığı o market reyonlarından, İstanbul'da yaşadığı hâlde lise çağına kadar hayatında bir kere bile boğazı görmemiş çocukların hayatlarından bir şeyler anlatmaya çalışıyoruz, bunu düşmanlık sayıyorsunuz. Hâlbuki bu gemi batarsa hep birlikte batacağız ve hep birlikte batmayalım istiyoruz.

Hatırlar mısınız bilmiyorum, bir Ayaz bebek vardı; "Donarak öldü." denilince o dönem iktidar ve medyası "yalan" diye ortalığı ayağa kaldırmıştı. Evet, o bebek donup bir buz kütlesine dönüşmemişti belki ama camları naylonla kaplı buz gibi bir evde soğuktan, zatürreden can vermişti. Bir Kübra bebek vardı, "Açlıktan öldü." denilince "algı operasyonu" diye üstü kapatılmıştı. Hâlbuki 2 kilo 790 gr doğup 1,5 kiloya düşmüş, otopsisine göre de beslenememiş bir bebekti. 26 yaşında bir anne çocukları üşümesin diye saç kurutma makinesini açmış, yan odaya geçmiş ve tavanda bebeğine salıncak için hazırladığı iple intihar etmişti. Bütün bunlarla yüzleşilemedi, maalesef yüzleşilemedi. O gün bu sefaleti yaşayanlar sadece işsizlerdi. Yüzleşmediğiniz, sorun olduğunu kabul etmediğiniz dolayısıyla çözmediğiniz için büyüdü, büyüdü, büyüdü; emekliyi de içine çekti, asgari ücretliyi de içine çekti, memuru da içine çekti. 16 milyon civarındaki aktif çalışanın 7 milyona yakını asgari ücretle çalışıyor ve asgari ücret açlık sınırına dayandı. Sadece çalışmayanlar değil, artık düzenli geliri olan milyonlarca aile de aç bu ülkede ve Sayın Çalışma Bakanı dün diyor ki: "Emekliye de asgari ücretliye de zam yok." "Emekliye zam yok." demek ona "Öl." demek. "Asgari ücretliye zam yok." demek "Yaşama, öl." demek. Yemeden, içmeden, barınmadan, aç ve açıkta yaşanabilir mi ki...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SELCAN HAMŞIOĞLU (Devamla) - Bitiriyorum.

BAŞKAN - Evet, Hamşıoğlu, lütfen...

Buyurunuz.

SELCAN HAMŞIOĞLU (Devamla) - ...yaşanamıyor, açlık intiharları diye bir vakıa var artık bu ülkede; bunun daha Türkçesi, daha anlaşılabilir bir tanımı yok. Bizim de bunun üzerine bir tek cümle daha kurmak zorunda kalmamız gerekmiyor aslında birilerini ikna etmek için ve sizin de "Simit satsınlar, limon satsınlar." nobranlığını terk etmeniz gerekiyor acilen. Dediğim gibi hep birlikte bu gemideyiz, batırmamak için hep birlikte bir şeyler yapmamız ama önce yüzleşmemiz gerekiyor.

Teşekkür ediyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)