GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:72
Tarih:17.04.2024

HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli Genel Kurul; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşülmekte olan kanun teklifinin 1'nci maddesi üzerine konuşacağım ama öncesinde bugün 17 Nisan, on iki yıl önce Gaziantep'te görevi başındayken bir hasta yakınının bıçaklı saldırısı sonucu hayatını kaybeden Doktor Ersin Arslan'ın ölüm yıl dönümü. Bugün, Türk Tabipleri Birliği tarafından Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü olarak ilan edilmiştir. Bu vesileyle, sağlıkta şiddet nedeniyle hayatını kaybeden tüm sağlık emekçilerini, meslektaşlarımı saygıyla anarak sözlerime başlamak istiyorum. Sağlıkta şiddet bir gerçek fakat nedenleri görmezden gelinmeye devam ediliyor. Sağlık Bakanlığı emek meslek örgütlerinin uyarı ve çağrılarına rağmen sağlıkta şiddetle alakalı hâlâ herhangi bir ciddi adım atmış değil. Şiddet sadece "öfkeli hasta ve yakınları" kolaycılığına indirgenmeye devam ediliyor. Mevcut sağlık sistemi Sağlıkta Dönüşüm Programı'yla birlikte toplumsal sağlığı göz ardı etmiş, sağlığı piyasalaştırmış ve metaya dönüştürerek kâr amacı güdülen bir alan hâline getirmiştir. Sistemin tüm çıkmazları hastalar tarafından sağlık çalışanlarına yansıtılmaktadır. Sağlıkta şiddet artık sorun çözme aracı olarak başvurulan doğal bir davranış ve düşünce biçimine dönüşmüştür. Bu noktada iktidarın bu soruna çözüm üretemediği bir gerçek ama emek meslek örgütlerinin çözüm önerileri var, çok değerli ve hâlâ önemini korumakta. Türk Tabipleri Birliğinin taleplerini ve önerilerini tekrar yineliyoruz: Türk Tabipleri Birliğinin hazırladığı sağlıkta şiddet yasası tek bir virgülü dahi değiştirilmeden kabul edilmelidir. Sağlıkta emek meslek örgütleri ve uzmanlık derneklerinin önerileriyle çalışma alanları güvenli hâle gelmelidir. Mesleklerimizi hedef gösteren tüm kitle iletişim araçları denetlenmelidir. Sağlıkta Dönüşüm Programı derhâl terk edilmelidir. Hekim-hasta ilişkisindeki güven yeniden tesis edilmeli, toplum sağlığı esas alınmalı, sağlık tüketim nesnesi olmaktan çıkarılmalıdır.

İlgili maddeye gelecek olursak, bu kanun teklifiyle turizm şirketleri ve acentelerinin kârlılığını gözeten, diğer yandan turizm rehberleri ve turizm emekçilerinin iş alanını kısıtlayan ve çalışma koşullarını zorlaştıran düzenlemeler getirilmektedir. Söz konusu kanun teklifinde ilgili meslek odaları ve temsilcilerinin görüş ve önerileri dikkate alınmamıştır. 1'inci maddeyle getirilen düzenlemeye baktığımızda, arkeoloji ve sanat tarihi gibi bölüm mezunları ile Uzak Doğu dillerini bilen kişilere ayrı bir eğitim almaksızın yüz saatlik bir kurstan sonra rehber olabilme hakkının tanındığını görmekteyiz. Mevcut sistemde hâlihazırda arkeoloji, sanat tarihi, filoloji gibi bölüm mezunları ön lisans, lisans veya yüksek lisans gibi farklı seçeneklerle zaten rehber olabilmektedirler. Getirilmek istenen değişikliğin gerekçesi ve bu kolaylaştırmaya neden ihtiyaç duyulduğu açık değildir. Böylesi bir yöntem, rehberlik eğitiminde üniversitelerin varlığının göz ardı edilmesi anlamına gelmektedir. Aynı zamanda, rehberlik mesleğinin stratejik önemini gezdirilecek yerlerin arkeolojik ve tarihsel bilgileriyle sınırlandırmakta, mesleğin icrası için gerekli tüm bilgileri yüz saatlik bir kursa sığdırmaktadır. Dolayısıyla, bu durum, turist rehberliği bölümlerinin varlık nedenini sorguya açık hâle getirmektedir.

Yine bu maddede, turist rehberlerinin en az bir yabancı dil bilme zorunluluğunun kaldırıldığını görmekteyiz. Böylece yabancı dil şartını sağlayamadığı için rehber olamayanların rehber olabilmesinin önü açılmaktadır.

İç turizmin artmasına bağlı olarak Türkçe rehberlik yapanların sayısının arttığı bir gerçektir. Ancak bu durumun önlem alınması gereken bir sorun olduğu doğru değildir. Türkiye'de turist rehberliği sadece Türkiye vatandaşları tarafından yapılabilmekte ve dolayısıyla her rehber Türkçe bilmektedir. Yani Türkçeyle ilgili bir açık söz konusu değildir. Bu düzenleme, öğrencilerin yabancı dil öğrenememelerinin nedenlerini ortadan kaldırmak yerine dil bilmeden rehber olmalarının önünü açmayı kolaylaştırmaktadır.

Ayrıca bu maddede, Rehber Odaları Birliğinin yaptığı dil sınavı rehberlik sertifika programları ve uygulama gezilerinin Bakanlığın işaret ettiği ilgili kuruluşlarla yapılması öngörülmektedir. Bunların hangi kurum ve kuruluşlar olduğu belirsizdir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bozdağ, lütfen toparlayın.

HEVAL BOZDAĞ (Devamla) - Meslek örgütleri baypas edilerek etkisizleştirilmekte, "ilgili" denilerek belirsiz bir kavramla, alanın paydaşı ya da uzmanı olmayan kuruluşlar dâhil edilmek istenmektedir. Aslında turizm alanında asıl sorunlar, "turizm geliri" adı altında sermaye gruplarına daha fazla kâr için sömürü koşullarında çalıştırılan turizm emekçilerinin sorunları olmalıdır. Turizm emekçilerinin, akademisyenlerin ve meslek örgütlerinin katkısıyla bu sorunları gidermeye yönelik bir çalışma yürütülmesi gerektiği açıktır.

Teşekkürler. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)