GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:72
Tarih:17.04.2024

BERİTAN GÜNEŞ ALTIN (Mardin) - Değerli milletvekilleri, bizleri ekranları başında izleyen değerli halklarımız ve cezaevlerinde rehin tutulan yoldaşlarımız; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Bugün Kobani kumpas davasının 82'nci duruşması Sincan Adliyesinde görüldü. Kürt siyasi hareketini yargılamak için kurulan bu kumpas davasının ve çöktürme planının özgürlük ve demokrasi mücadelemizi aslında hiçbir şekilde durduramayacağı bu dört yılda da açıkça görülmüştür. Bu yüzden biz, demokrasiye, demokratik siyasete leke düşüren bu davanın 16 Mayıstaki duruşmasında hızlıca arkadaşlarımızın tahliye edilmesinin şart olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyoruz.

Bir selam ve teşekkür de 31 Martta iktidarın bütün oyunlarına ve hilelerine rağmen büyük bir iradeyle sandık başına giden ve büyük bir başarı elde eden halklarımız için. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

Yasa teklifine gelecek olursak, yasa yapım süreçlerinde meslek örgütlerine, sendikalara danışmadan teklifler getiriyor olmanıza dönük eleştirilerimizi saklı tutarak, bugün bu maddeye dönük uzlaşı tavrını olumlu bulduğumuzu da belirtmek isteriz. Biz bugün burada yine turizmi konuşmak istiyoruz ama farklı bir turizmi konuşacağız; iktidarın yeni kayyum atama şekliyle ürettiği turist seçmenlerden bahsedeceğiz. Nedir bu turist seçmen? (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Turist seçmen, iktidarın 31 Mart seçimlerinde planladığı bir hile türü. Öyle bir hile planladılar ki 54 bin seçmeni kimse fark etmeyecek zannettiler, fark etseler de ses çıkarmayacak zannettiler ama -söyleyelim- çok büyük yanıldılar çünkü bizler siyasi parti olarak, DEM PARTİ olarak hangi sandığa kaç seçmen gelecek, o seçmen nasıl taşınacak, nasıl bir siyasal mühendislik planlanıyor tek tek tespit ettik ve -buradan bunu söylemek istiyoruz ki- eşit ve adil bir yarışta asla alamayacaklarını bildikleri kentlere belediyelerimizi gasbetmek için turist seçmenleri otobüslerle yığdılar. Defalarca kez itiraz ettik ama bir hile partisi olan AKP'nin Yönetim Kurulu toplantısında almış olduğu kararları uygulayan YSK itirazlarımızı kabul etmedi.

Şimdi, hepimiz halk iradesiyle seçilmiş temsilcileriz ve eğer hepimiz halk iradesiyle seçilmiş temsilcilersek size birazdan anlatacağım bu demokrasi garabetine sizlerin tavrını ben çok merak ediyorum. Size bir fotoğraf göstermek istiyorum: Bu fotoğraftaki kim biliyor musunuz? Ben size söyleyeyim; bunlar, Hatice Öncü ve Selahattin Önder, sizin Savur'a bin kişi getirerek seçimin kaderini değiştirdiğiniz ve koltuklarını gasbettiğiniz Savur Belediyesi Eş Başkan adaylarımız. Savur'da ne yaptınız? 2019'da 764 oy farkla kazandığımız Savur Belediyesine bir siyasal mühendislik darbesi çekerek bin kişi getirdiniz ve bu bin kişi Savur'un haritadaki yerini bile gösteremeyecek olan, hayatında bir kez bile Savur'a gelmemiş olan ve beş yıl boyunca da Savur'a gelmeyecek olan kolluk güçleriydi. Ne yaptılar? Gözlüklerini taktılar, turist gibi geldiler, oylarını kullandılar ve Savur'un beş yıllık kaderini belirlediler.

Ben size Savur'da sadece 1023 numaralı sandıkta olanları anlatmak istiyorum: Bir gün boyunca ben o sandığı gözlemledim. Bu 1023 numaralı sandığa 351 kişi kayıtlı. Bu kişilerin yalnızca 10'u Savurlu ve bu 10 Savurlu ailenin sadece 7'si aynı aileden, 7'si de Almanya'da yaşıyor. Yani 1023 no.lu sandıkta Savurlunun iradesi yok, sadece kolluğun ve askerin, polisin oyu var. Tamamı usulsüz olan bu seçmen de yani 343 kişi de aynı kapı numarasında oturuyor ve ne hikmetse hepsi erkek ve biz bütün bunları aklıselim bir şekilde düşündüğümüzde bir izahatını yapamıyoruz. Varsa bir izahatınız, buyurun, siz söyleyin ama biz bunun izahatının mümkün olmadığını biliyoruz ve bu sadece bir sandığın durumu böyle onlarca sandık olduğunu söyleyebilirim. Bunun nasıl mümkün olduğunu ben sizin gibi demokratik yöntemlerle seçilmiş temsilcilere soruyorum, burada sizin etik değerlerinize bunu soruyorum. Eğer bu bunun cevabı sizin etik değerlerinizde ve vicdanınızda varsa biz bunu kabul ediyoruz. Kaldı ki ben bir Savurluyum ve bir Savurlu olarak bunu söylüyorum: Savur küçücük bir ilçe ve herkes birbirini tanıyor ve sizin minarenizin kılıfı Savur'da delindi, sizin hırsızlığınız Savur'da açığa çıktı çünkü Savur'da birbirini tanımayan hiç kimse yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Güneş Altın, lütfen toparlayın.

BERİTAN GÜNEŞ ALTIN (Devamla) - Ve şimdi, tüm bu gerçekler açığa çıkmışken kim Savur'da seçimlerin meşru olduğundan bahsedebilir, kim başkanlık koltuğunda oturan o kişinin halkın iradesi olduğunu söyleyebilir? Ve kim bu seçimin meşru olduğunu söylüyorsa o koltukta oturanların da bunun meşruluğunu ilan edenlerin de Savur halkına en büyük saygısızlığı yapmış kişiler olduğunu açıkça ifade ediyoruz. Seçim günü koridorlarda Savur'da, Şırnak'ta, Bitlis'te "Söyle sen nerelisin?" diye sorduğumuz soruya cevap veremeyenlerin, yüzünü çevirenlerin iktidarı da bu soruya cevap veremiyor. Fakat şunu da biz çok iyi biliyoruz: Biz asıl kazananlarız. Biz bu bilinçle, eş başkanlarımızla Savur'da halkımıza hizmet etmeye devam edeceğiz ve er ya da geç zafer halkın iradesinin olacaktır, hırsızların değil. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)