Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 75 |
Tarih: | 24.04.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA PERVİN BULDAN (Van) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Maden Yasası görüşülüyor. Elbette ki Maden Yasası görüşülürken şimdiye kadar bu ülkede Maden Yasası görüşüldüğü günlerde bile hayatını kaybedenler var. Ancak geçmişe dönmek gerekiyor, geçmişte de iş cinayetlerinde, maden ocaklarında hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza, yurttaşlarımıza buradan rahmet diliyorum, ailelerine bir kez daha başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Elbette ki bu ülkede AKP iktidarı olduğu sürece hem iş cinayetlerine hem kadın cinayetlerine hem de birçok cinayete, bu iktidarın, yanlış politikaları nedeniyle sebep olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz ve hepimiz buna artık tanığız. Ancak sevindirici ve bizlere gerçekten bir umut ışığı olan 31 Mart yerel seçimleri, artık bir dahaki seçimde AKP'nin iktidar olmayacağını ve tepetaklak gideceğini bir kez daha bizlere gösterdi.
Ben, buradan, 31 Mart tarihinde Van'ı mora boyayan Van halkına binlerce kez teşekkür ediyorum. Ben buradan, özellikle Van'daki AKP'yi bir tabela partisi hâline getiren halkımıza binlerce kez teşekkür ediyorum.
Sadece Van'da değil, Türkiye'nin her yerinde AKP artık bir darbe aldı, AKP artık gidicidir, bu bize gösterdi ki bir dahaki seçimlerde AKP iktidar olamayacak. Peki, neden? Bunun altındaki nedenler ve sebeplere baktığımız zaman, birçok nedeni ve sebebi elbette ki burada saymak mümkün. Aslında sırasıyla ifade etmekte fayda var: Kürtlere uyguladığınız zulüm nedeniyle kaybediyorsunuz, Kürt halkının dilini yasakladığınız için kaybediyorsunuz, Kürtlere demokratik siyasetin önünü kapattığınız için kaybediyorsunuz, Kürt halkının seçmiş olduğu temsilcileri cezaevine gönderdiğiniz için kaybediyorsunuz, Kürtlerin hakkını gasbettiğiniz için, belediyelerine kayyum atadığınız için kaybediyorsunuz. İşte bu kaybediş, bir dahaki dönem sizin bir daha gelmemek üzere gideceğinizin bir göstergesidir.
Ben buradan bir kez daha sormak istiyorum: 31 Mart tarihinde basına, sosyal medyaya yansıyan görüntülerden hiç mi utanmadınız? Seçmenleri, hareketli seçmeni Şırnak'a götürerek orada kendi adınıza oy kullandırmaktan hiç mi utanmadınız? Şırnak'ta Süleyman amcanın "Konuş, sen nerelisin? Konuş, sen nerelisin?" demesinden hiç mi utanmadınız? Van'da Abdullah Zeydan Belediye Eş Başkanımız seçimlere iki gün kala, cuma günü mesai saatinin bitimine üç dakika kala memnu haklarını almış olmasına rağmen o hakların kendi elinden alınmasından hiç mi utanmadınız, hiç mi hicap duymadınız ya? Ayrıca, atadığınız kayyumların yapmış oldukları yolsuzluklardan, yapmış oldukları soygunlardan, yapmış oldukları hırsızlıklardan hiç mi utanmadınız? Şimdi, kalkmış yeniden bir kayyum muhabbetinin içerisine giriyorsunuz. O kayyumların bu ülkeye ne kadar zarar verdiklerini, bu ülkeyi, belediyeleri soyup soğana çevirdiklerini hiç mi görmediniz, hiç mi duymadınız ve bundan hiç mi utanmadınız? Kayyum bu ülkenin bir ayıbıdır ve kayyumlarla bu ülke yönetilemez; bunu bir kez daha görmeniz gerekiyor.
Sevgili milletvekili arkadaşlarım, o kayyumlar gittiler. Halk eğer o kayyumları benimsemiş olsaydı, halk eğer o kayyumların yapmış oldukları hizmetlerden memnun olsaydı sizi, adaylarınızı tekrar belediye başkanı olarak seçerlerdi ancak o kayyumlar hırsızlıklarıyla, soygunlarıyla bulundukları belediyeleri terk ettiler. Halk buna müsaade etmedi. Bundan sonra böyle; halk kimi isterse, neyi isterse o olacak ve siz de buna rıza göstereceksiniz.
Şimdi, bu kayyumların yaptıklarını, hırsızlıklarını, soygunlarını size anlatırken buradan bazı sataşmalar yaşanıyor. Ben buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum: Siz, hiçbir seçimde adaletli bir seçim yürütmediniz, ne hak tanıdınız ne hukuk tanıdınız ne yasa tanıdınız ne Anayasa tanıdınız; hepsini ayaklar altına aldınız, hepsini parça pinçik ettiniz ve hiçbir şekilde bu hakkı, bu hukuku Türkiye halklarının, oy kullanan seçmenin önüne koymadınız. Zorbalıkla bu ülkeyi yönetemediğinizi size halkımız 31 Mart tarihinde güzel gösterdi.
Bir İçişleri Bakanınız vardı, her kürsüye çıkışta, şurada bizim grubumuza bakarak, parmak sallayarak, "Oh, oh!" diyerek o kayyumları savunan bir İçişleri Bakanınız vardı. Şimdi, biz size ne diyelim? "..." (*) olsun size diyelim, "..." (*) olsun size! (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Siz bunu hak ettiniz, siz bu sonuçları hak ettiniz. Sadece Diyarbakır'da, Van'da, Hakkâri'de, Mardin'de değil; sadece Iğdır'da, Ağrı'da değil; siz İstanbul'da da kaybettiniz, Ankara'da da kaybettiniz, İzmir'de de kaybettiniz. Siz, artık her yerde kaydetmeye mahkûm bir partisiniz, bunu da böyle bilin.
Biz ne dedik? Biz "Gün gelir, devran döner." dedik. Gün geldi, devran döndü; devran döndü, DEM geldi. DEM gelmeye devam edecek ve bir dahaki seçimlerde DEM PARTİ artık burada değil, şu sıralarda oturmaya adaydır, bunu da böyle bilin.
Genel Kurulu saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)