GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Grup Başkan Vekili olarak görev yaptığı ilk gün olduğuna, İstanbul'daki 1 Mayıs gösterilerinin Taksim'de olmasını istediklerine, Anayasa Mahkemesinin açık hükmüne karşı İçişleri Bakanının Taksim Meydanı'nı işçilere kapatmasına ve yarın kendilerinin Taksim Meydanı'nda yerlerini alacaklarına, atanmayan öğretmenlerin pazar günü Ankara'da yaptıkları eyleme ve isteklerine, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ne, Gazze'deki insanlık dışı katliama Amerika'daki üniversitelerde tepki koyan, karşı çıkan öğrencileri desteklediklerine ancak üniversiteleri mahvetmiş, özerkliğini katletmiş bir siyasi iktidarın buna hakkının olmadığına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:76
Tarih:30.04.2024

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Grup Başkan Vekili olarak görev yaptığım bu ilk günde Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, yarın 1 Mayıs işçiler, emekçiler ve emeğe inanan, emeğin peşinden giden milyonlar yarın alanlarda hakları için; emek mücadelesi için; sendikasızlaştırmaya karşı, iş kazalarında, iş cinayetlerinde yitirdiğimiz canlarımızın hakkını aramak üzere; yoksulluğa, sefalete karşı ses vermek üzere alanlarda olacaklar. Bizler de alanlarda olacağız ve biz istiyoruz ki sembolik anlamına uygun bir biçimde, olması gerektiği gibi İstanbul'daki 1 Mayıs eylemleri, gösterileri Taksim'de olsun. Oysa, İçişleri Bakanlığı şu ana kadar Taksim'le ilgili olarak bir adım atmadı, yasaklayacağını ifade etti.

Değerli arkadaşlar, övündüğünüz iktidarınız 2010 yılında Taksim'i 1 Mayısa açmıştı, bu üç yıl boyunca sürdü, kimsenin burnu kanamadı ama sonrasında ne hikmetse kamu düzeni ve güvenliği gerekçesiyle Taksim Meydanı kapatıldı, Taksim Meydanı'nda emekçilerle buluşma hakkı engellenen sendikalar Anayasa Mahkemesine kadar gittiler, Anayasa Mahkemesi 2 defa karar verdi ve Taksim'in kapatılmasının Anayasa'ya aykırı olduğunu açıkça ilan etti. Şimdi, bu hâldeyken bir siyasi iktidar ve onun parçası olan bir İçişleri Bakanının Anayasa Mahkemesinin açık hükmüne karşı Taksim Meydanı'nı işçilere kapaması asla kabul edilemez, Meclisimizin bu duruma karşı sesini yükseltmesi gerekir. Buradan ifade ediyorum ki şu an itibarıyla Sayın Yerlikaya'nın verdiği emirler kanunsuz emirdir ve ona uyan kamu görevlileri bakımından da suç oluşabilecektir. Elbette ki biz oradaki güvenlik güçlerimizi, orada emeğini ortaya koyan, emirlere uymak zorunda kalan güvenlik güçlerimizi gözetiyoruz, biliyoruz ancak orada yarın kanunsuzluklar olursa da bunun hesabını sorarız; herkes bunu böyle bilsin.

Bakınız, Anayasa Mahkemesi diyor ki: "Taksim Meydanı'nın sembolik değeri vardır ve toplumun ortak hafızasında bir yeri vardır. Dolayısıyla, mekânın sınırlandırılması aktarılmak istenen düşüncenin de sınırlandırılması anlamına gelecektir ve kategorik olarak peşinen gerekli önlemleri niye almadığını, alamayacağını dahi ifade etmeden kapatmak Anayasa'ya aykırıdır ve bir hakkın sınırlandırılmasıdır."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Emir, lütfen toparlayın.

MURAT EMİR (Ankara) - Biz buradan ilan ediyoruz ki: Yarın, başta Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel, İstanbul il örgütümüz, emekçi kardeşlerimizle birlikte Taksim Meydanı'nda yerimizi alacağız; emek, dayanışma ve mücadele ruhuna sahip çıkacağız.

Değerli arkadaşlar, pazar günü Ankara'da bir eylem vardı, dolu altında bir eylem yapıldı. Eylemde atanmayan öğretmenler vardı, atanmayan öğretmenler haklarını istiyorlardı, kadro istiyorlardı çünkü bunlar üniversiteye girdiler, eğitimlerini yaptılar, öğretmen olmaya hak kazandılar, atanacaklarına dair söz aldılar, mülakata sokulmayacaklarına dair söz aldılar ama hâlâ atanmıyorlar. Zamanında, Tayyip Erdoğan zamanın Başbakanına "Madem atamayacaktın, görevlendirmeyecektin niye okuttun bunları?" diye çıkışırken bugün en küçük kadro taleplerini bile karşılamamaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Emir, lütfen toparlayalım.

MURAT EMİR (Ankara) - Seçimden önce "Atayacağız." dediniz, atamıyorsunuz. Seçimden önce "Mülakatı kaldıracağız." dediniz; bugün -yine, bir AKP klasiği, 180 derece döndünüz- "Mülakat gibi mülakat yapacağız." diyorsunuz. Siz bu insanlarla, öğretmenlerle, Anadolu aydınlanmasının ışığını taşıyan gençlerimizle böylesine alay edemezsiniz. Onların geleceğiyle oynamaya hakkınız yok. En az 100 bin öğretmenin bir an evvel atanmasını hem de mülakatsız atanmasını talep ediyoruz. Yine, eğitimden başlamışken "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" adı altında bir model ortaya konuldu. Devriiktidarınızda eğitimi yapboz tahtasına çevirdiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MURAT EMİR (Ankara) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Emir, evet, buyurun.

MURAT EMİR (Ankara) - Her gelen bakan kendince bir düzenleme yapmaya çalıştı ama bakın, sadece ismi bile son derece dramatik, AKP'nin seçim kampanyasında kullandığı ismi kullanıyor, bir de kendisi Millî Eğitim Bakanı "maarif modeli" diyor, "eğitim modeli" bile diyemiyor. Öylesine de saygısız ki "On yıl boyunca çalıştık, hazırlandık, internet sayfasına koyduk. Bir hafta da değerlendirsin paydaşlar, ona göre değerlendireceğiz." diyor. Kapalı kapılar ardında kendi gündemleriyle eğitim paydaşlarının, üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinin görüşü alınmadan, kendi saplantılı ideolojik fikirlerini Türk eğitim sistemine yerleştirmeye çalışanların bu çabasını görüyoruz, teşhir ediyoruz ve karşı çıkıyoruz.

Yine, iktidar sahiplerinin Amerika'daki üniversitelere dönük olarak o eylemleri sahiplendiğini ve desteklediğini...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Emir, teşekkür için açıyorum.

Buyurun.

MURAT EMİR (Ankara) - Çok kısa, Başkanım... Bugün ilk günüm belki biraz daha pozitif ayırımcılık yaparsınız bana diye düşündüm.

Amerika'daki üniversitelerde Gazze'deki insanlık dışı katliama tepki koyan, karşı çıkan öğrencileri ve milyonları destekliyoruz, Meclisimizden onlara selam gönderiyoruz ama daha yanı başımızdaki ODTÜ'de yaptıklarınız, şu anda yaptıklarınız, Boğaziçi Üniversitesinde yaptıklarınız, barış akademisyenlerine yaptıklarınız dün gibi aklımızda. Üniversiteleri böylesine mahvetmiş, üniversite özerkliğini katletmiş bir siyasi iktidarın önce dönüp kendisine bakması lazım, kendi ikiyüzlülüğüyle yüzleşmesi lazım. Dolayısıyla, biz buradan Amerika'ya teşekkürler yollayabiliriz, selam yollayabiliriz ama sizin o hakkınızın olduğunu düşünmüyoruz.

Sayın Başkan, sabrınızı daha fazla zorlamak istemiyorum, sonrasında görüşlerimizi anlatırız.

Çok teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)