GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:76
Tarih:30.04.2024

AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün görüşmekte olduğumuz Maden Kanunu'nu normalde iki ay önce gündeme alacaktık ancak yüreğimizi yakan İliç'teki facia gerçekleşince apar topar gündemden kaldırdınız, şimdi de hiçbir şey olmamış gibi yeniden görüşüyoruz. Göçük altında kalan 9 madencimizden yalnızca 2'sinin cansız bedenine ulaşılmışken bu kanun teklifini burada görüşmek ne kadar doğru, tam bilemiyorum. Bu vesileyle toprak altındaki kardeşlerimize bir an önce ulaşılmasını temenni ediyor, tüm maden şehitlerimizi de burada saygı ve rahmetle anıyorum.

Kıymetli milletvekilleri, tarlaları, madenleri, konutları ve vatandaşlığı istikrarlı bir şekilde yabancılara satılan bir Türkiye gerçeğiyle maalesef karşı karşıyayız. 1923'te İzmir İktisat Kongresi'nde benimsenen "Yer altı ve yer üstü doğal kaynaklarımızı kendimiz işleyeceğiz." ilkesi cumhuriyetimizin 100'üncü yılında maalesef unutulmuştur. Yurdumuzun her bir yanında, Kaz Dağları'ndan İliç'e, Karaman'dan Akbelen'e yabancı maden şirketleri cirit atmakta hatta can almaktadır. Kendi ülkelerinde izinsiz bir ağaç dalı bile kesemeyen bu şirketler ülkemizi âdeta talan edilecek verimli bir rant sahası olarak görmektedir. Gelişmiş ülkelerde mevcut kanunlara göre hareket esas iken bizde ise hareket ve çıkarlara göre maalesef kanun değiştirilmektedir. Son yirmi yılda Maden Kanunu'nda yapılan 20'den fazla değişiklik bunun en açık kanıtıdır. Yabancı sermayenin maden kaynaklarımıza erişimi kolaylaştırılmış, çok sayıda garantiler ve vergi muafiyetleri sağlanmıştır. Buna karşılık, yine aynı değişikliklerle kamu madencilik kuruluşları büyük oranda tasfiye edilmiştir. Toprağımıza ve kaynaklarımıza sahip çıkmak ve millî faydaya dönüştürmekle görevli olan iktidar, âdeta bir açık büfe anlayışıyla tüm imkânları yabancı firmalara sunmuştur.

Sayın milletvekilleri, vahşi madencilik sebebiyle yüzlerce yıllık ormanlık alanların, zeytinliklerin, tarım arazilerinin ve su kaynaklarının yok oluşuna acı bir şekilde şahit olmaktayız. İktidarın sağladığı imtiyazlarla yurdumuzun kıymetli madenleri ve zenginliği yurt dışına giderken cefası ve kirliliği bize kalmaktadır. Onlar tonlarca madeni çıkarıp üç kuruş devlet hakkı verip çıkarken Türk milletinin geleceği kararmaktadır. Bunun adı madencilik değil maalesef apaçık yağmacılıktır. Dünyanın en zengin maden yataklarının üzerinde oturup çıkarılan madenin en fazla yüzde 5'ine razı olmak Türk devlet aklıyla da hakkaniyetle de bağdaşmamaktadır. Kimse bu adaletsiz taksime razı olmamızı bizden beklemesin. Madenler bir kez çıkarıldıktan sonra bir daha yerine konulamayan doğal servetlerdir, bu servetler üzerinde sonraki nesillerin dahi hakkı bulunmaktadır. Ülkemiz madencilik faaliyetleri ulusal amaçlarla uyumlu olmalı, gelecek nesillerin mahrumiyetine yol açacak şekilde tüketilmesine son verilmelidir.

Uzmanlar ülkemizde toryum, bor ve kobalt gibi çok zengin, kıymetli maden yatakları olduğunu söylemektedir. Kritik ham maddelerin güvenli temini için, stratejik rezerv, stok, ihracat kısıtlaması konusunda yol haritaları hızlıca hazırlanmalıdır. Madenlerimiz ham madde olarak değil, ileri teknoloji ürünlerine dönüştürülerek ihraç edilmelidir. Hiçbir ülke, maden üretip ham madde olarak ihraç ederek kalkınamamıştır. Uygarlıkların beşiği Anadolu'dan fışkıran zenginlikler, Türk'ün makûs talihini değiştirebilecek ve ülkemizi dünyada söz sahibi kılacak değer ve niteliklerdir. Bizler, Türk toprağına ve kaynaklarına mirasyedi mantığıyla yaklaşılmasına, Eti Maden başta olmak üzere, stratejik kuruluşlarımızın ve sahalarımızın özelleştirilmesinin akıldan dahi geçirilmesine karşı duracağız. Çok iyi biliyoruz ki, madenlerimizi işletecek birikim ve teknolojiye sahibiz. Madenlerimizde özveri ve hassasiyetle çalışacak, çevre hakkını gözetecek yetkin personelimiz var. Tek eksik, millî irade gösteremeyen iktidardır. Buradan iktidarı millî şuurla hareket ederek madencilik politikaları geliştirmeye ve yıllardır devam eden yanlıştan dönmeye davet ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)