| Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 76 |
| Tarih: | 30.04.2024 |
ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve kıymetli halklarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yine bir felaket sonrası AKP kurnazlığıyla karşı karşıyayız; önlem almak yok, istifa etmek yok, utanmak yok ama felaketi fırsata çevirme çirkinliği var. Öncelikle, bu yaklaşımı reddediyoruz. Yetmiş sekiz gündür sizin yarattığınız enkazın altında cansız bedeni bulunmaya çalışılan 7 emekçinin anıları için reddediyoruz ama sizin sermaye için aceleniz var; sizin tasarruf için, kamunun sözde yararı için aceleniz var. Biraz daha kâr için öyle aceleniz var ki cenazelerimizin hiçbir önemi yok. Dolayısıyla bu kanun teklifi, Maraş depreminde enkaz altında on binlerce yurttaşımız kurtarılmayı beklerken ev yapma sözü verme pişkinliğiyle aynı mahiyettedir. O yüzden, böyle bir kanun yapma biçimini de kabul etmiyoruz.
Bu kanun teklifi, bizlere, yirmi iki yıllık AKP iktidarının kamu kurumlarını nasıl vesayet altına aldığını açıkça göstermektedir. Maden aramaları için UMREK koduna göre rapor hazırlama şartı, aramalarda MTA tarafından hazırlanan raporları yeterli saymak AKP iktidarının uluslararası standartlardan kaçış yoludur. Bu maddeyle, uluslararası standartlara çalım atılmaktadır; bu maddeyle, kestirme yoldan emekçilerin can güvenliği ortadan kaldırılmakta, doğanın talan edilmesi kolaylaştırılmaktadır. Sermayenin ayağına değecek taş olarak gördükleri standartlara uyma zorunluluğu ortadan kaldırılmaktadır. Her yönüyle utanç vesikası bir kanun maddesi değişikliği önümüzde durmaktadır. Neden "utanç vesikası" diyoruz? Çünkü Türkiye'nin geldiği nokta şudur: Her bir kamu kurumu AKP'nin küçük ortağının il, ilçe teşkilatları hâlindedir. TÜİK'e kim güveniyor? Hangi emekli, hangi memur, hangi asgari ücretli emekçi TÜİK'e güveniyor? Merkez Bankasına kim güveniyor? Sayıştaya, Meclise, Anayasa'ya, Anayasa Mahkemesine, SPK'ye, BDDK'ye güven yüzde kaç? Mesela, Millî Piyango Teşkilatına kim güveniyor? Bu soruların cevabı, işte, bu maddenin amacını gözler önüne seriyor. İçi çürütülmüş, boşaltılmış kurumlara halklarımızın hiçbir güveni kalmamıştır. Bu yüzden, ulufe dağıtır gibi bir maden arama izni dağıtan kurumun siyasi vesayeti korunsun isteniyor; dünyanın haberi olmasın, biz Türkiye'nin altını üstüne getirelim deniliyor. Ismarlama kanun teklifleriyle Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarsızlığı zirvesini yaşıyor. Bu yaklaşımın ortadan kaldırılması için, herhangi bir maden arama izni için halk başta olmak üzere bütün sivil toplumun müdahil olduğu bir yapı kurulmak zorundadır, uluslararası anlaşmalara ve standartlara uyulmak zorundadır, keyfî değişikliklerle üç kuruş kâr için kanun değişikliği yapılması durdurulmalıdır.
Değerli milletvekilleri, Erzincan İliç'ten ders alma gibi bir pratiği olmayan iktidar Bingöl'de de altın madeni arama izni vererek ikinci bir İliç faciasının önünü açmıştır. Bingöl'ün Kiğı ilçesinde verilmiş olan altın arama izni derhâl iptal edilmelidir. Bir gram altın için on binlerce ton toprağın yerinden edilmesi, orman alanlarının yok edilmesi, yer altı sularının kirletilmesi, doğal yaşamın dengesinin bozulması; bunların hiçbiri sizin umurunuzda değil, biliyoruz ama şunu iyi bilin: Bizim için Bingöl'de bir kuşun yuvasının bozulması sizin yandaşlarınızın kazanacağı milyonlardan çok daha değerlidir. Genç'te, Karlıova'da, Yedisu'da açılan ve denetimi yapılmayan kum ocaklarının derhâl kapatılması gerekmektedir. Hiçbir fizibilite ve etüt çalışması yapılmadan hemen her yerde sondaj çalışması yapılmasıyla Bingöl âdeta delik deşik edilmiştir. Bingöl'de tarım ve hayvancılık neredeyse bitme seviyesine gelmiştir, orman alanları giderek azalmıştır. Havasına ve suyuna göz dikilmiş bir şekilde yapılan maden çalışmaları bu şekilde sürerse Bingöl önümüzdeki yıllarda yaşanılmaz bir hâle gelecektir; buna izin vermemiz mümkün değildir. Bu sebeple, bölge halkının izni olmadan; sivil toplumun dahli, onayı olmadan hiçbir maden arama ve çıkarma çalışması yapılmamalıdır.
Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)