GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:76
Tarih:30.04.2024

MUSTAFA BİLİCİ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Saadet-Gelecek Grubu adına 4'üncü madde üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bir kez daha, Maden Kanunu'nda değişiklik getiren bir gündemle toplanmış bulunmaktayız. Üzerinde görüştüğümüz Maden Yasası ve çerçeve mevzuatı şu ana kadar tamı tamına 21 kez değiştirilmiştir. Bu yasanın Meclis gündemine şubat ayında getirilmesi planlanmaktaydı fakat Erzincan İliç'te yaşadığımız maden faciasının ardından gündemden çıkarılmış, bu facianın kamuoyunun gündeminden düşmesi beklenmiştir. Geçen iki aylık süreçte, aynı yasa üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan Genel Kurula indirilmiştir. Bütün maden işlerini kendilerine bağlayanlar acılı ailelere yalnızca iki ay süre tanımıştır.

Kıymetli milletvekilleri, henüz toprak altında olan, yitip giden canlarımız bulunamamışken, toprak altında kalan 9 vatandaşımızdan yalnızca 2'sine ulaşılmışken Maden Kanunu'nun yeniden Meclis gündemine getirilmesi abesle iştigaldir. Artık, halkın derdiyle dertlenmeyen, halkın acısına ortak olmayanların yapacağı bir iştir. Üzülerek seyrediyoruz ki iktidar, halkın acılarıyla dertlenmeyi çoktan bırakmıştır; çoktan bırakmıştır ki toprak altında kalan, yitip giden canların çıkarılmasını dahi beklememiştir.

Bakınız, sizinle bazı istatistikleri paylaşmak istiyorum. Bugün Artvin'in yüzde 71'i, Ordu'nun yüzde 64'ü, Muğla'nın yüzde 65'i maden ruhsatlı arazi niteliğindedir. Yoğun ormanlık alanlara sahip bu şehirlerimizin yarısından fazlasına maden ruhsatı verilmiştir. Diğer birçok ilimizdeki maden ruhsatlı alanların oranı da maalesef korkunç boyutlara ulaşmıştır. Bu oranlara rağmen madencilik sektörünün ülke ekonomisi içindeki payına bakıldığında yüzde 1,36'lık bir oranla karşılaşılmaktadır. Ormanlarımız, meralarımız, ekili arazilerimiz yani tüm coğrafyamız 1,36'lık bir oran uğruna yabancılara peşkeş çekilmektedir. Ülkemizde faaliyet gösteren 19 altın madeninin 9'u Kanada merkezlidir. Diğer birçok yabancı şirket Türkiye'de maden faaliyeti yürütmek için âdeta birbiriyle yarış hâlindedir. Bugün burada yapılan, ülkeyi talan eden yabancı maden şirketlerinin önünü daha da açmaktır. AB ülkeleri siyanürle altın aramayı yasaklarken biz hâlen kolaylaştırmanın, talanın önünü açmanın maalesef peşindeyiz. Biz, 2014'te Soma faciasından sonra yürürlüğe koyduğumuz uluslararası madencilik kriterlerini askıya almanın peşindeyiz. Yazık ki 7 işçimiz hâlen toprak altındayken Birleşik Arap Emirlikleri'ne madenlerimizi vermenin peşindeyiz.

Sayın milletvekilleri, bugüne kadar maden ve taş ocaklarıyla ilgili olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Mehmet Özhaseki'ye tam 6 soru önergesi verdik; "Muğla Akbelen'deki talanı durdurun." dedik, durdurmadılar; "Ardahan Göle'ye yazık etmeyin." dedik, ettiler; "Aydın'ı maden şehrine çevirmeyin, yapmayın." dedik, yaptılar; "Güzel İzmir'imizin doğasını, Foça'mızı, Bergama'mızı yeşil bırakın, bölge halkı isyan ediyor, kulak verin." dedik, vermediler; en nihayetinde "İliç'te yaşanan kazanın sorumlularını söyleyin, çıkın millete, acılı ailelere açıklama yapın." dedik, yapmadılar. Milletine kulak tıkayanlar, gelecek nesillere güvenle teslim edilmesi gereken doğamız için reaksiyon göstermeyenler yabancı sermaye istedi diye tali komisyonda dahi görüşülmeden Maden Kanunu'nu alelacele önümüze getirdiler.

Bu gerçeklerle Saadet-Gelecek Grubu olarak hem kanunun yapma tekniği bakımından hem de esası itibarıyla bu kanun teklifine muhalif olduğumuzu belirtiyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)