| Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 76 |
| Tarih: | 30.04.2024 |
SELCAN HAMŞIOĞLU (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı, yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyorum.
Üzerinde konuştuğumuz kanun, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun; 2005 yılında yapılmış, 2008 yılında değiştirilmiş, 2010 yılında değiştirilmiş, 2012 yılında değiştirilmiş, 2018'de değiştirilmiş, 2019'da değiştirilmiş, 2020'de değiştirilmiş, 2021'de değiştirilmiş, 2022'de değiştirilmiş, 2023'te değiştirilmiş ve 2024'te, son değişikliğin üzerinden bir yıl bile geçmeden değiştirilmek üzere bir kere daha önümüzde, yine bir torbanın içinde.
Biliyorsunuz, biz, bu Maden Kanunu ve vesaire vesairenin... Çünkü "...ve Bazı Kanunlarda Yapılması Planlanan Değişiklikler" diye önümüze geldiği için, içinden ne çıkacağı belirsiz, "Tanımlanamayan bir cisim yaklaşıyor." gibi geldiği için böyle diyorum. Biz bu torba kanunun görüşmesini aslında şubat ayında yapacaktık, o gün İliç'te o facia yaşandı, çok da doğru bir kararla erteledik. Aradan iki ay geçti, İliç acısını yaşandığı günkü kadar derin hissetmememizi bugün sağlayacak herhangi bir insani gelişmeye şahitlik ettik mi? Hayır, etmedik. O işçilerin büyük bölümünün naaşı hâlâ o utanç yığınının altında. Soma'da -yıllar geçti üzerinden- 301 maden işçisinin katledildiği facianın tekrarını önleyecek herhangi bir caydırıcı karar yahut uygulama görebildik mi? Hayır, göremedik. Ermenek'te 18 işçinin ölüme terk edilmesinin tekrarını engelleyecek herhangi bir şey yahut Amasra'da 42 işçinin öldüğü felaketin tekrarını önleyecek herhangi bir şey, İliç'te kendini "Çatlaklarla ilgili uyarı mailini olaydan 3 gün sonra gördüm." diye savunabilen sorumsuz sorumlu gibilerin bu utanmazlığı sergileme cüreti bulmalarının önüne geçebilecek herhangi bir şey? Hayır, göremedik, koca bir "Hayır." hepsinin cevabı. Türkiye Büyük Millet Meclisi elbette yasa değişikliği yapabilir ama tekerrür eden bunca acının, ölümün, ihmalin önlenememiş olması da gösteriyor ki yasalardan önce aslında kafaların değişmesi gerekiyor.
Değerli milletvekilleri, girişte sıraladım, bir yasa hemen her yıl neden değişir, belki en çok bu sorunun üzerinde düşünmemiz gerekiyor. Veya şöyle mi sormak gerekiyor acaba: Ne için değil de kim için değişir bir yasa bu kadar sıklıkla? Yeri geldiğinde milattan önce yapılmış bir yasa bile adalete referans olabilirken neden biz bu mevsimlik değişim ihtiyacını duyuyoruz? Mesela, uymazsak demode kalacağımız bir yasa modası mı var literatürde? Böyle bir şey olmadığına göre neden ısrar ediyoruz?
Bu torba kanunun en dikkat çeken değişikliklerinden biri bu maddede gizli aslında. Mevcut yasada yenilenebilir enerji kaynak alanlarında kurulacak üretim tesisleri için verilecek tekliflerin Bakanlıkça Türk lirası olarak belirlenecek tavan fiyat üzerinden olması öngörülürken bu teklifte "Türk lirası" ifadesi hepinizin bildiği üzere buhar oldu.
Devletleri şirket olmaktan ayıran, STK olmaktan ayıran, herhangi bir teşkilat olmaktan ayıran hususların başında egemenlikleri gelir. Egemenliğin de 1500'lerden beri bilinen ilk alametlerinden bir tanesi paradır. Ayrıca, Anayasa'mız da devletin egemenlik alametlerini aşağılamayı suç saymıştır. Bu durumda, herhangi bir kanundan devletin egemenlik alameti olan para birimini çekip de yerine küresel para birimlerine kapı aralamak, onu ulusal para biriminin yerine ikame etmek, ulusal para birimini küçük düşürmek ve ona hakaret değilse nedir? Bir yandan, ulusal para politikalarının ulusüstü kurumların gölgesinde belirlenmesinin egemenliği aşındırdığını, küresel sistemde tek bir para birimi kabulünün ulusal para birimleri için tehdit oluşturacağını savunurken diğer yandan, kendi elimizle mi terk edeceğiz Türk lirasını? Sorsanız şimdi bu kanun, yerli elektrik, yerli imalat, AR-GE ve enerjide dışa bağımlılığı azaltması yönüyle yararlı bir sonuç veriyordur mutlaka da peki, ben sorsam, hangi yerli ve millîlik vardır ki yabancıların para birimleriyle fiyatlandırılabilsin? Biz İYİ Parti Grubu olarak hem egemenlik anlayışının hilafına olduğu hem de döviz kuruna bağlı olarak vatandaşa yeni ve taşınmaz yükler yükleyeceği için maddeyi kabul etmediğimizi bildiriyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)