GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:77
Tarih:02.05.2024

MEHMET KARAMAN (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bugün Maden Kanunu özelinde olsa da AK PARTİ iktidarının âdeta olmazsa olmaz uygulamalarından biri olan torba kanunu görüşüyoruz. Ne kadar garabet bir kanun yapma yöntemi olduğunu geçmişte çok kez tecrübe etmemize rağmen, iktidar bu uygulamadan maalesef bir türlü vazgeçemiyor. Ama bu kanunda bir özellik var; 7 tane kanun var, en azından hepsi Enerji Bakanlığını ilgilendiriyor; bunu da müspet bir gelişme olarak duyurmak istiyorum. Sahi soruyorum: İşimiz ne? Her bir kanun özelinde çalışacak vaktimiz mi yok, buna yetecek vekil mi yok?

Peki, tabii, sebep bunlar değil ama çoğu zaman Batı'nın ev ödevi izlenimi uyandıran bu metinler Külliye'de hazırlanıyor, önümüze getiriliyor; komisyonlarda daha ne olduğu, teklifin neyi ihtiva ettiği bile anlaşılamadan iktidar kanadının oylarıyla kabul edilip Meclisten çıkarılıyor. Üstelik bu Anayasa'ya göre yetki Mecliste olmasına rağmen bunlar yapılıyor, tam bir cambaza bak oyunu gibi.

Değerli arkadaşlar, 13'üncü madde üzerinden genel bir değerlendirme yapmak istiyorum. Devletin millî güvenliğinin tesisi ve sürekliliğinin sağlanması için tekel olarak yürütmesi gereken bazı faaliyetler vardır, enerji bu alanların başında gelir. Bugün ülkemiz ne yazık ki kendi ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayacak potansiyele sahip olmasına rağmen özelleştirmeler ve anlaşmalar eliyle bu potansiyel peşkeş çekilmektedir, hem devlet hem vatandaş zarara uğratılmaktadır.

Bakınız, bu maddeyle, yapılamayan enerji yatırımları sebebiyle kapasitenin yeni kullanım alanlarına açılması hedefleniyor. İyi görünüyor değil mi? Peki, ben size 2024 bütçesinde enerji yatırımlarına ayrılan rakamı söyleyeyim: Sadece 75,6 milyar lira yani bütçenin binde 7'si. İşte, burada bir yatırım mantığından bahsetmek mümkün değil. Bu olsa olsa bir özelleştirme mantığıdır, bir peşkeş aklıdır.

Bakınız, AK PARTİ'den önce devletin yaptığı özelleştirme sadece 8,2 milyar dolar iken son yirmi iki yılda bu rakam 71,5 milyar dolara çıkmış yani tüm özelleştirmelerin yüzde 89'unu bu iktidar yapmıştır. Yapmış da bu para ciddi manada bir yatırıma dönüşmüş mü? Maalesef hayır. Enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmış mı? Maalesef hayır. Sanayi, teknoloji, AR-GE yatırımlarına dönüşmüş mü? Yine hayır. Devletimizin yer altında, yer üstünde neredeyse tüm zenginlikleri faydalanılamaz hâle getirilmiş, tüm kurumların işletmeleri yok edilmiştir. Mesela elektrik; elektriği üreten özel sektör, elektrik dağıtan özel sektör, TEİAŞ'ın özelleştirilmesiyle birlikte elektriği ileten de özel sektör olacak ve devlet, elektriğin tüm aşamalarından çekilmiş olacak. Ülkemiz, satın alma gücü paritesine göre elektrikte en pahalı ülkeler sırasında 4'üncü sırada yer almaktadır. Özelleştirmeler elektriği daha kaliteli ve ucuz hâle getirmeyecek miydi? Bunun için yapılmadı mı? Böyle bir şey kabul edilebiliyor mu? Madenlerimizi özel sektör işletiyor, santrallerimizi özel sektör işletiyor; limanlarımızı özel sektör, nükleer santrallerimizi de özel sektör işletecek. Peki, tüm bu özelleştirmeler maliyetleri düşürüp kaliteyi artırdı mı? Maalesef hayır. Bu aklı başında hiçbir kimsenin, hiçbir iktidarın, hiçbir devletin yapacağı bir iş değildir. Tarihî gerçek şudur ki arkadaşlar: Yaşanan büyük bir servet transferidir, yaşanan bir ülkenin özel sektör eliyle dışa bağımlı hâle getirilmesidir, dış ülkelere teslim edilmesidir, yaşanan modern hortumculuktur.

Bakınız, millet son iki seçimdir size bir şey söylüyor, anlayabiliyor musunuz? "Bu gidiş iyi değil; bu yol, yol değil." diyor. Gelin, bu sese kulak verin, yirmi iki yıldır inatla sürdürdüğünüz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan Batı taklitçisi siyaseti bir kenara bırakın. Bu döneminizde bugüne kadar yaptığınız hataları telafi edin, milletin menfaatine işler yapın.

Sizleri ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)