Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 77 |
Tarih: | 02.05.2024 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 92 sıra sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 13'üncü maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin bugün, burada "Ülkemizin yer altı zenginliklerini en doğru şekilde nasıl değerlendirebiliriz? Yaşanan maden kazalarının önüne nasıl geçebiliriz? Madenci ölümlerini nasıl engelleriz?" diye çalışması gerekirken sizin tek çözümünüz sektördeki şirketlerin daha fazla kâr elde edebilmesinin önünü açmak. AK PARTİ'si Hükûmetinin yanlış maden politikaları maden çalışanları için güvenli olmayan bir ortam oluşturmuştur. Bu politikalar sıkı denetim ve güvenlik standartları göz ardı edilerek kâr odaklı bir anlayışı öne çıkarmıştır. Sonuç olarak, yüzlerce madenci denetimsizlik ve düşük güvenlik standartları nedeniyle hayatını kaybetmiştir. 2014 yılında Soma'da meydana gelen maden faciası, bu sorunun ne denli ciddi ve büyük olduğunu gözler önüne sermiştir ancak Soma maalesef tek örnek değil, Zonguldak, Ermenek ve daha birçok yerde benzer trajediler yaşandı. Bu felaketlerin en sonuncusu Erzincan İliç'te yaşandı, madencilerimizin cansız bedenleri hâlâ göçük altından çıkarılamadı. AK PARTİ'si Hükûmeti madencilik sektöründeki şirketlerin kârlarını maksimize etmeye odaklanırken çalışanların güvenliğini ve haklarını yok saymıştır.
Değerli milletvekilleri, kıymetli mevkidaşlarım; bu sorunları çözmek için adım atmamız gerekiyor. İlk olarak maden sektöründe denetimlerin sıkılaştırılması ve uluslararası standartlara uyumun sağlanması hayati önem taşımaktadır. Ayrıca, iş sağlığı ve güvenliği konularında eğitim ve farkındalık çalışmaları artırılmalıdır. Madencilik sektörü sadece kâr amacı güden bir endüstri olmaktan çıkarılıp insan odaklı ve sürdürülebilir bir sektör hâline getirilmelidir.
Ancak maden sektörünün sorunları ve çözüm yolları gün gibi ortadayken AK PARTİ'si hâlâ neyle uğraşıyor bir bakalım. Kanun teklifinin üzerinde konuştuğum 13'üncü maddesine göre, ihaleye giren şirketin ihaleyi kazanma sonrasında vazgeçme durumunda teminatları iade edilecek. Bu husus, gerçek dışı vaatlerle ihaleyi kazanmak, sonrasında da gerçek yatırımcıya ihaleyi bırakarak rant sağlamak isteyen kişilere kolaylık sağlayacaktır. Kamuoyunda "çantacılık" olarak bilinen bu fiilî durum bu teklifle kolaylaştırılmaktadır. "İhalelerde çantacılığı nasıl engelleriz?" diye kafa yormak yerine neredeyse "Çantacılığı nasıl kolaylaştırabiliriz?" diye madde düzenlemişsiniz maşallah. Amacınız maden sektörünün sorunlarını çözmek mi, bazı grupları zengin etmek mi?
Peki, sorun sadece madencilik sektöründe mi? Hayır, sorun aslında kafanızda, sayenizde sorun aslında her yerde. Yirmi iki yıldır iktidardasınız, öyle bir mutluluk tablosu çiziyorsunuz ki bazen kendimize soruyoruz, bizler acaba başka bir Türkiye'de mi yaşıyoruz diye. Hepimiz seçim bölgelerimize gidiyoruz, milletimizle bir araya geliyoruz, dertlerini ve beklentilerini dinliyoruz, kime dokunsak bin ah işitiyoruz. Gençlerimiz işsizlikten, eğitimlerinin karşılığını alamamaktan şikâyetçi. Emeklilerimiz kıt kanaat, yoksulluk içinde yaşam savaşı vermekten şikâyetçi. Hastalarımız hastanelerden, ilaç bulamamaktan, zamanında randevu alamamaktan şikâyetçi. Engellilerimiz çaresiz bırakılmaktan ve yok sayılmaktan şikâyetçi. Babalar evlerine, eşlerine ve çocuklarına yetememekten şikâyetçi. Anneler çocuklarını yeterince ve doğru besleyememekten şikâyetçi. Çiftçilerimiz üretememekten, bir şekilde, borç harç içinde üretebilseler dahi emeklerinin karşılığını alamamaktan şikâyetçi. Sanayicilerimiz belirsizlikten şikâyetçi.
İktidar sıralarında oturan AK PARTİ milletvekili arkadaşlarım, soruyorum sizlere: Hangi Türkiye gerçek? Sizin anlattığınız Türkiye mi, milletimizin yaşadığı Türkiye mi? Zaten size göre her şey güllük gülistanlık, kriz yok, işsizlik yok, açlık, çaresizlik, yoksulluk yok; iş çok ama gençler tembel, iş çok ama gençler iş beğenmiyor. Gençlerimiz zaten zora gelemedikleri için yurt dışına kaçıyor. İnsanlarımız kredi ve kredi kartı borç batağına hesap bilmezlikten veya keyiflerinden batıyor. Yazık, gerçekten çok yazık! Milletimize layık gördüğünüz bu muamele Allah'tan reva mı? Yaşlısına saygısı olmayanın bugününden fayda gelir mi? Gençlerini yok sayanın geleceği olur mu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Öztürk, lütfen, tamamlayın.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Size ne söylesek boş çünkü dinlemiyor ve anlamaya çalışmıyorsunuz. Sözde mağduriyetleri gidermek için yaptığınız her şey yeni mağduriyetlere ve var olan sorunların daha da büyümesine sebep oluyor. "Kriz" daha nasıl tanımlanır bilmiyorum ama milletimize yaşattığınız her şey "kriz" kelimesinin tam karşılığı; ekonomide kriz, yargıda kriz, sağlıkta kriz, eğitimde kriz, uluslararası ilişkilerde kriz, kısacası kriz her yerde. Ülke olarak yaşamakta olduğumuz bu krizlerin tek sorumlusu sizlersiniz. Ülke olarak yaşamakta olduğumuz bu krizlerin tek sorumlusu AK PARTİ'si iktidarı ve hiçbir iktidar vatandaşını açlığa, sefalete, çaresizliğe mahkûm ederek, toplumsal barışı yıkıp geçerek başarılı olamamıştır, olamaz da diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.