| Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 02.05.2024 |
SÜMEYYE BOZ (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle 13 Şubat günü Erzincan İliç'te siyanürlü toprak kayması sonucu meydana gelen göçükte yaşamını yitiren 9 işçiye rahmet ve ailelerine de başsağlığı diliyorum. Hâlen 7 işçinin göçük altında olduğu İliç'teki acı taptazeyken böyle bir kanun teklifi üzerine konuşmayı her ne kadar ahlaki bulmasak bile şerhimizi ve eleştirilerimizi dile getirmek istiyorum.
Hepinizin malumu, Türkiye deprem bölgesi, deprem sahası üzerinde olan bir ülke. Daha bir yıl önce, Hükûmet yetkililerinin bile 100 binin üzerinde insanın yaşamını yitirdiğini itiraf ettikleri, itiraf etmek zorunda kaldığı 6 Şubat depremini ciddi anlamda yaşadık. Hem söz konusu 6 Şubat depremi hem de Erzincan İliç'teki facia toplumsal belleğimizdeki yerini canlı canlı korurken yeni felaketlere ve facialara zemin hazırlayacak böyle bir kanunun sermaye sınıfının dışında hiç kimseye bir fayda sağlamayacağı açıktır. Sermayedarların koruyucu kalkanı hâline gelen Hükûmetin bir an önce geçmişiyle yüzleşip önümüzdeki vadelerde toplum sağlığını koruyacak stratejik adımlar atması gerekirken hâlen toplumun sırtından rant devşirmeye odaklı siyasetini görmek ve buna şahit olmak acı, acınası bir durumdur.
Ülke artık tamamen bir çukura dönüştürülmek isteniyor sayın vekiller, burada yasal düzenlemelerle de mümkün hâle getirilmeye çalışılıyor; biz buna karşı çıkıyoruz. Halkımızın çıkarlarını korumak zorundayız. Bakınız, şu an üzerinde konuştuğumuz 14'üncü maddede aynen şöyle diyor: "İşleten, taşıyıcı ile yapacağı yazılı sözleşmeye taşıyıcının talebi ve işletenin muvafakatinin bulunduğuna dair konulacak açık hükümlerle nükleer maddelerin taşınmasına ilişkin sigorta yaptırma veya teminat gösterme yükümlülüğünü Kurumun onaylaması şartıyla taşıyıcıya devredebilir. Yükümlülüğü devralan taşıyıcı, bu Kanun kapsamında işleten olarak sorumludur." Bu değişikliğin amacı nedir biliyor musunuz? Bu değişiklikle ana firmalar aklanmaya çalışılıyor. Ülkeyi yabancı sermayeye peşkeş çekip bu sermaye odaklarının gayriahlaki yatırımlarını ve onların faaliyetlerini temize çıkartma çabasıdır; taşıyıcı firmalar oluşturup onların günahlarını ve sorumluluklarını büyük baronlardan alıp küçük taşeron firmalara yükleme çabasıdır.
Bu yüzden şunu söylüyoruz: Yasa dışı atık ticaretine de diğer radyoaktif atık ticaretler gibi bu kanunun düzenlemesiyle yasallık kazandırmaya çalışıyorlar. Yani öyleyse şunu sormak istiyoruz: Hadi diyelim hukuku, yasayı, her şeyi bir kenara bıraktınız da ahlakınız da mı kalmadı? Böyle saray oyunlarıyla halkı daha büyük felaketlere sürüklediğinizi görmediğimizi mi sanıyorsunuz? Bir kere, artık sizin bu halka kimin tarafında olduğunuzu açıkça söylemeniz gerekiyor, arz etmeniz gerekiyor; hiçbir toplumsal değere önem vermeyen sermayenin mi, yoksa ekolojik sistemden beslenerek yaşamlarını sürdürmeye çalışan toplumun mu? Biz cevabı biliyoruz ancak sizin eğer birazcık yüzünüz varsa cesaret edip cesurca bunu halka arz etmeniz gerekiyor. "Nükleer faaliyetlerin doğaya, çevreye ve insana uzun vadeli etkilerinin olduğunu bilmiyor musunuz?" diye soracağız. Elbette ki biliyorsunuz ama bile bile neden hâlâ büyük sermayedarların nükleer santral maceralarına kapılıyorsunuz ve onların bu ısrarlarını kabul ediyorsunuz. Sizin girdiğiniz nükleer santral macerası ekolojik ve toplumsal yıkıma davetiye çıkarmaktan başka hiçbir şey değildir. Bugün buradaki konuşmalarımız tarihe not olarak düşecek elbette ve söz konusu kanun geçtikten sonra karşılaşacağınız felaketlerin yaşanması durumunda, ki umarız ki böyle bir şey yaşamayız, inşallah, biz yanılırız ancak öyle bir durumda bu söylediklerimizi tekrardan size hatırlatacağız, öyle bir durumda sizlerin kaçacak yeri olmayacak. Gelin, bundan vazgeçin ve toplumun, ekolojik dengenin zararına olan bir eşikten dönün. Aksi takdirde radyoaktif maddeler rüzgâra, toprağa ve suya karışarak çevre ve insan sağlığı üzerinde yıkıcı etkiler bırakacak.
Bakın Fukuşima'ya, üzerinden on üç yıl geçti hâlâ toplum üzerinde yarattıkları etkiye ve bu atıkları yok etme çabalarına bir yol bulamadılar. Toplum hâlâ bunun tehlikesiyle karşı karşıya ve dünyanın gündemine oturmuş durumda ama biz burada hâlâ AKP'nin nükleer santral macerasına bu toplumu nasıl sürüklediğine tanık oluyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Boz, lütfen tamamlayın.
SÜMEYYE BOZ (Devamla) - AKP iktidarı ülkemizi adım adım nükleer santrale sürüklüyor.
Şimdi, şöyle bakıyoruz: Zaten bugüne kadar toplum yararına herhangi bir çaba gösterdiğini, herhangi bir seferberlik imkânı sağladığını görmedik. Ya doğaya saldırarak gelecek nesillerin yaşamını tehlikeye atarsınız ya da dün yaptığınız gibi, Taksim civarında olduğu gibi insanlara saldırarak varlığınızı sürdürmeye çalışırsınız. Siyaset yaşamınız boyunca bir anlığına dahi olsa toplum adına bir adım attığınızı, tavır aldığınızı görsek gerçekten şaşkınlıktan burada biz şok geçirip bayılacağız. Sonuç, yine müsebbip siz olacaksınız. Toplumu kadar alışkın değil ki onların çıkarına bir iş yapmanıza, yapmanız durumunda dahi geçmişinizi kurtaramayacaksınız, bu halkın içine çıkamayacaksınız. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)