| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansının Özbekistan Cumhuriyeti'ndeki Faaliyeti Hakkında Anlaşmanın Notalarla Birlikte Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 78 |
| Tarih: | 07.05.2024 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Uluslararası anlaşmalar üzerine İYİ Parti adına söz almış bulunmaktayım.
Tarih her zaman liderler üzerinden kendini var etmez, bazen de tarihî şartlar kendiliğinden doğar ve ülkeler, yöneticiler, politikacılar bu şartlar doğrultusunda hareket etmek zorunda kalır. 16'ncı yüzyıl Avrupasının skolastik düşüncesinin getirdiği buhran ve sefalet sonrası gerçekleşen coğrafi keşifler, Rönesans ve reform 19'uncu yüzyıl Almanya ve İtalyasının Büyük Almanya ve Büyük İtalya'ya dönüşmek için gerçekleştirdikleri adımlar bu döngülerin bir sürecidir. Elbette, bu iki devletin güçlü bir şekilde var olmasını doğuran temel şartlar Fransız İhtilali'nin yanı sıra, dönemin önemli düşünürlerinden Herder'den Grimm Kardeşler'e pek çok unsuru barındırmaktadır. Bugün Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlar da benzer nitelik göstermektedir ve tarihin akışı Türk dünyasını bir araya getirme yönünde kaçınılmaz bir şekilde ilerlemektedir.
Yeri gelmişken belirtmek isterim ki yakın tarihimizde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği yıkılmadan önce orada Türk devletlerinin varlığını ve çektikleri zulmü anlatan ve bunu yüksek sesle duyurduğu için ömrünün yaklaşık on yılını hapislerde geçiren Türk dünyasının son Başbuğ'u Alparslan Türkeş'i rahmet ve minnetle anıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Kendisi 1994 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisine Türk dünyası ve yurt dışı Türkler bakanlığı kurma kanun teklifini de vermiştir; bu da onun ne kadar vizyoner olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmaktadır.
Türkistan'ın önemli ülkelerinden olan Özbekistan 20 Haziran 1990 tarihinde egemenliğini kazanmış, 1 Eylül 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan etmiştir. Türkiye, 16 Aralık 1991 tarihinde Özbekistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olmuştur. Türkiye ve Özbekistan arasındaki diplomatik ilişkiler 4 Mart 1992 tarihinde başlamıştır. Ekonomik ve ticari açılardan da iki ülke arasında günümüze değin çok sayıda ikili anlaşmalar ve protokoller imzalanmıştır. Biz Mustafa Kemal Atatürk'ün, Gaspıralı'nın, Akçura'nın, Gökalp'ın, Başbuğ Alparslan Türkeş'in de içinde olduğu adını sayamayacağım tüm Türk milliyetçilerinin yüzyılı aşkın süredir ifade ettikleri gerçekler doğrultusunda atılan bu adımlarla ruhlarının şad olduğundan eminiz ancak görüyoruz ki bu 2 ülke arasında yapılan anlaşmalar hâlâ yeterli boyutta değildir. Özbekistan, Avrasya'ya yönelik gerçekleştirilen tüm stratejik planlamalarda anahtar ülke konumunda bulunması, bölgedeki konumu, nüfusu, barındırdığı yer altı zenginlikleri kapsamında sadece Türkiye için değil ilgili tüm ülkeler açısından ayrı bir önem taşımaktadır. Bağımsızlıktan önceki süreçlerde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin Türkistan'ı yönetme noktasındaki bir anlamda seçtiği başkentin Taşkent olması da Özbekistan'ın kilit bir rolde olduğunun tespiti nedeniyledir. Bilinmesi gerekir ki Türkiye Cumhuriyeti'nin içine düşmüş olduğu ekonomik ve sosyal problemlerin çözümü için elzem olan birer ikişer yapılacak olan küçük çaplı ikili anlaşmalar değil, büyük ufuklara sahip devlet adamlarının belirttiği çerçevede büyük hayaller için gerekli adımların atılmasıdır.
Buradan AK PARTİ'li milletvekillerine, yöneticilere ve bürokratlara sesleniyorum: Türk dünyasıyla ilişkili atılacak her adımda biz sonuna kadar sizlerin yanında olacağız. Millî bir devlet uğruna bu adımları atmak hepimizin görevidir. Bu adımlar, yarının Türkiyesi için başta Hükûmet olmak üzere hepinizin boynuna yüklenmiş bir vebaldir.
2023 yılında Türkiye yüzde 5'lik payla Özbekistan'ın 4'üncü ticari ortağı olmuştur. Ancak istatistiklere bakıldığında, 2023 yılında Özbekistan-Türkiye dış ticaret hacmi bir önceki yıla göre yüzde 8,3 azalarak 3 milyar 382 milyon dolardan 3 milyar 99 milyon 700 bin dolara düşmüştür. 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5,4 oranında düşüş yaşanması bu imzaların sadece kâğıt üstünde kalmaması gerektiğini bir kere daha gözler önüne sermektedir. Bu anlamda, iki ülke ticaret, maliye ve gümrükten sorumlu yetkililerin bir araya gelmesiyle gerekli adımları atmalıdır. Özbekistan'ın gerek para politikalarında gerek ticari yatırımlar noktasında son dönemde gerçekleştirdiği reformlar da büyük önem taşımaktadır. Azerbaycan için dilimize pelesenk olan "iki devlet, tek millet" ifadesi artık Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan, kısacası tüm Türkistan için düşünülmelidir ve bununla ilgili harekete geçilmelidir.
İki ülke arasındaki iş birliği fırsatlarını şu şekilde özetlemek mümkündür: Enerji ve imalat sanayi sektörlerinin modernleştirilmesi için ortak girişimler yapılabilir. Sanayi ve Enerji Bakanlıkları arasında artacak iş birliği ve tecrübe paylaşımı ticaret hacminin ve diplomatik ilişkilerin gelişimine katkı sağlayabilir. Finans sisteminin ikili transferlerle daha etkin kullanımı için Türk ve Özbek bankaları karşılıklı temsilcilikler açabilir. Türkiye'den uzmanlar reformlar için kurullara dâhil edilebilir ve Türk liberalleşme atılımındaki tecrübeler Özbekistan'la paylaşılabilir. Finans sektörü uluslararası piyasalara açılım için teşvik edilebilir. Sektör uluslararası piyasalara açılırken finansal sistemin buna hazır olduğundan ve gerekli finansal altyapının oluşturulmuş olduğundan emin olunmalıdır; bu bağlamda dönüşüm zamana yayılabilir. Türk bankacılık düzenleme kurumlarının benzerleri Özbekistan'da da kurulabilir. Tarım sektörünün modernleştirilmesi için bakanlıklar birlikte çalışabilir, yeni tarım uygulamaları hayata geçirilebilir. Büyük çoğunlukla Rusya'dan ithal edilen hazır gıda, hayvan ve diğer tarımsal ürünlerin Türkiye'den ithalatı kolaylaştırabilir. Türkiye'den ithal edilecek tarımsal ürünlerin pek çoğunda yüzde 30'un üzerinde gümrük vergisi bulunurken Rusya için aynı oran yüzde sıfırdır. Mesleki eğitim konusunda ortak programlar hayata geçirilebilir, Türk girişimciler ülkede yeni okullar açabilir ve ikili iş birliği artırılabilir. Özbekistan'ın Latin alfabesine geçiş sürecinden dolayı iki ülke arasında eğitim alanındaki iş birlikleri artırılmalı ve ortak müfredat çalışmaları sonuçlandırılmalıdır. Ülkenin ihtiyaç duyduğu tıp ve mühendislik başta olmak üzere, çeşitli alanlardaki aksaklıkların giderilmesi yönünde vakit geçirilmeden adımlar atılmalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı aracılığıyla Özbek öğretmenlere eğitim verilebilir. Karşılıklı değişim programlarına öğretmenler de dâhil edilebilir. Türk ve Özbek firmaların iş gücü ve yatırımlardan daha fazla yararlanması için kamu teşvikleri karşılıklı olarak artırılabilir. Altyapı projeleri için Ulaştırma Bakanlıkları arasındaki iş birliği daha kurumsal hâle getirilebilir. Telekomünikasyon altyapısının modernleştirilmesi için TÜRK TELEKOM önderliğinde ortak projeler yapılabilir. Yeni hastane ve kliniklerinin inşası ve yönetimi için ortak girişimler hayata geçirilebilir. Savunma sanayisinde iş birliği artırılabilir. Amerika'nın Afganistan'dan geri çekilmesiyle bölgede oluşabilecek güç boşluğu Özbekistan ordusunun modernleştirilmesini gündeme getirmiştir. Türkiye yeni nesil savunma sanayi ekipmanlarının üretimi, kullanımı ve bakımı için Özbekistan'la ortak projeler yürütebilir. Avrupa Birliği gümrük üyesi olan Türkiye, Özbek firmaların yatırımlarını teşvik edebilir. Rusya üzerinden giden ürünlere alternatif rotaların oluşturulması Özbek ticaretinin daha istikrarlı hâle gelmesine yardımcı olabilir. Özbekistan turizm sektörünün geliştirilmesi için Türkiye'nin tecrübesinden yararlanılabilir, ortak akademik program ve öğrenci değişim çalışmaları çoğaltılabilir. Kazakistan ve Kırgızistan'da olduğu gibi Türkiye-Özbekistan ortaklığında üniversiteler kurulabilir. Ortak üretim tesisleri teşvik edilirken Türkiye'nin uluslararası pazarlara ulaşım altyapısı örnek olarak alınabilir. Altın ve pamuk üretiminde modern bir altyapının oluşturulması için ortak girişimler yapılabilir. Özbekistan'ın üretim altyapısının güçlendirilmesi için Türkiye ortaklığı ve modeli ülkenin adaptasyon sürecinin kısılmasına yardımcı olabilir. Kamunun hizmet odaklı dönüşümü için Türkiye'nin kurumsal tecrübesinden ortak kurullarla yararlanılabilir. Türkiye'ye gelip bir nedenle ülkesine dönemeyen, dönmeyen kişilerin varlığı da malumumuzdur. İki ülke arasında yapılacak yeni anlaşmalar bu tür problemlerin çözümüne de katkı sağlamalı, "deport" edilme süreçleri ve koşulları yeniden gözden geçirilmelidir. Tarihsel ortaklıklar farklı enstrümanlarla vurgulanarak iki ülke arasındaki bağın artırılması sağlanmalıdır. Bu noktada atacağınız adımlar Türkiye'nin geleceği açısından önemlidir ve bizim de İYİ Parti olarak size bu konuda destek olacağımızı buradan bir kez daha belirtmek isterim.
Saygılarımla. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)