Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansının Özbekistan Cumhuriyeti'ndeki Faaliyeti Hakkında Anlaşmanın Notalarla Birlikte Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 78 |
Tarih: | 07.05.2024 |
AK PARTİ GRUBU ADINA HASAN TURAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ Grubumuz adına Filistin'de yaşanan son gelişmeler hakkında söz almış bulunuyorum. Bu münasebetle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlarken işgalci rejimin saldırılarında hayatlarını kaybeden Filistinli kardeşlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve Filistin halkına başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Değerli milletvekilleri, Filistin sadece Filistinlilerin, Arapların değil, bütün Müslümanların hatta bütün insanlığın ortak meselesidir. Orada yaşananlar insanlık için bir turnusol kâğıdı olmuştur, insanlık vicdanının terazisidir. Bu konuda Meclisteki bütün siyasi partilerimiz ortak karar almış ve daha önce ortak bir metne imza altmıştır. Bugün de devletimiz ve milletimiz yekvücut hâlinde Filistin'in yanında durmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bugün dünyayı hiçe sayan, Orta Doğu'yu ateş topuna çeviren İsrail sorunu bugün ortaya çıkmış bir sorun değildir, son yedi aydır yaşananlardan ibaret de değildir; sömürgeci güçlerin yüz yıllar öncesinde planladıkları böl-parçala-yönet taktiklerinin sonucudur. Bu sorun 1897'deki Siyonist Kongre'de Sultan II. Abdülhamit Han'dan toprak istenmesiyle, 1916 yılındaki Sykes-Picot ve 1917'deki Balfour Deklerasyonu ile 1948'de BM oyunuyla İsrail'in işgaline yol açan bir oldubittiyle başlamakta ve 1967'den beri de devam etmektedir. Bu halk tam yetmiş beş yıldır direniyor. Bu halk yetmiş beş yıldır acı çekiyor. Filistin'de artık bıçak kemiğe dayanmış görünüyor. Toprakları işgal edilen, vatanlarından sürgün edilen, evlerinden çıkarılan, havaya, suya, bir dilim ekmeğe hasret edilen bir millet ancak bu kadar dayanabildi ve 7 Ekimde Aksa Tufanı'nı başlattı. Dört bir yanı çevrilen, küçücük bir kara parçasına hapsedilen ve dünyadan izole edilen Filistin halkının direnişi terörizm değildir. Millî iradenin tecelligâhı, Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden bir kez daha sesleniyorum: Filistin halkı ve işgale karşı gelen gruplar, işgal edilen topraklarını savunan mücahitlerdir, direnişçilerdir. Eğer birileri Orta Doğu'da bir terörist arıyorsa Filistin halkının topraklarını işgal edenlere, Sabra'da, Şatilla'da, Beyt Hanun'da, El Halil'de, Gazze'de ve bugün de Refah'ta kan kusan, eli kanlı suç şebekelerine bakmalıdırlar. Orta Doğu'da barış istemeyenleri görmek istiyorsak Tel Aviv'de düzenlenen basın toplantısında İsrail devletinin dünyadaki Yahudi insanları için güvenli bir yer olarak kurulduğunu ifade eden ve "Eğer İsrail kurulmasaydı onu icat etmemiz gerekirdi." diyen ABD Başkanına bakabilirler. Alçak bir soykırıma maruz kalan bir milletin direnişçilerinin mücadelesini terörizm olarak görmek siyonizmin ve emperyalizmin ağzıyla konuşmaktır. Bu ağızlarla konuşanları kendilerine müttefik edinenler, Orta Doğu'daki hangi yere düştüğüne bakmalıdırlar. Temcit pilavı gibi sürekli Büyük Orta Doğu Projesi teranesini sunanlar, daha işbaşına gelmeden önce "Türkiye'de muhalefeti birleştirmeli, desteklemeli ve güçlendirmeliyiz. Tayyip Erdoğan'ı darbelerle değil, seçim yoluyla alaşağı etmeliyiz." diyenler daha sonradan burada hangi siyasi organizasyonlara neden olduğuna bakıp bu organizasyonlarda kimin yanında, ne şekilde düştüğüne bakarak Büyük Orta Doğu Projesi'nde haritanın tam neresinde oturduklarına bakabilirler ve görebilirler.
Değerli arkadaşlar, 7 Ekimden sonrası için bazı Batılı liderler ve düşünürler Filistin'i suçlamak istiyor ama bugünkü tablo, İsrail'in hak, hukuk tanımaz tutumunun, haksız işgalinin, yayılmacı politikalarının ve insanlık dışı saldırılarının sonucudur. Unutmayalım yetmiş beş yıldır Filistin'de her gün katliam var. Sabra ve Şatilla hâlâ hafızalarda, El Halil de hâlâ içimizde büyük bir acı. Deir Yasin, Tantura gibi onlarca köyde gece baskınlarında binlerce çocuk, kadın, yaşlı ve engelli katledildi. 7 Ekimden bu tarafa 35 bin Filistinli kardeşimiz cani İsrail rejimi tarafından katledildi. Yüzde 70'ten fazlasını kadın ve çocuklar oluşturuyor. Çocuklar ve kadınlar terörist değil. İşgal altındaki topraklarını kurtarmak için mücadele veren direnişçilere, mücahitlere "terörist" diyenlere bir kelam edemeyenlerin; Filistin halkının direnişinin yanında onurlu bir şekilde duran, bu konuda üzerine gelen bütün saldırıları göğüsleyen; siyasi, ekonomik, diplomatik, askerî her türlü saldırıya karşı göğsünü siper eden bir milleti, o milletin devletini, devletinin başkanını hedef alanların durduğu yere iyi bakması gerekir.
Değerli arkadaşlar, eğer Büyük Orta Doğu Projesi arıyorsak bugün coğrafyamızın yeniden dizayn edilme çabalarına bakabiliriz; Sykes Picot'u devam ettirmek isteyenler var, bölgemizde yeni haritalar çizmek isteyenler var. Ünlü sosyalist lider Fidel Castro'nun PKK terör örgütüyle ilgili kullandığı bir ifade vardı, PKK terör örgütü için "PKK, Yankee'nin petrol bekçisidir." demişti. Sınırlarımızın dibinde binlerce tır silah dağıtarak orada bir terör koridoru oluşturmaya çalışanlara tek kelam etmeyenler gelip burada milletin kürsüsünden PKK savunuculuğu yapamaz. Gazi Meclisimizin çatısının altı PKK'nın savunulacağı yer değildir. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Bu sözleri sarf edenlerin hangi millet ve hangi ülke adına siyaset yaptıklarına karar vermeleri gerekir. Onlarla iş birliği yapanların onlara dönüp "Ne diyorsunuz? Hiçbir kimse bu ülkeyi 'işgalci', 'tecavüzcü' olarak nitelendiremez." dememeleri manidardır. Bu suskunluğun sebebi nedir, soruyoruz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, biraz önce de ifade ettim, Orta Doğu'da işgalci arayanlar şu haritaya bakabilirler ve bu haritaların benzerlerini çizmeye çalışanların taşeronu olanlar, bu haritaları çizmek isteyen emperyalistlerin aparatlarıdır. İşte bu harita, 1948 öncesindeki şu haritadaki yeşil gördüğümüz yer Filistin coğrafyası iken bugün bu hâle gelmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımız, Birleşmiş Milletler Genel Kurullarında her defasında bu haritayı göstererek "İsrail'in sınırları nereden başlıyor, nerede bitiriyor?" diye soran, insanlık vicdanını temsil eden, Müslüman halkları adına sözcülük yapan, Filistin halkının onurlu bir şekilde hakkını savunan bir liderdir. Hâl böyleyken gelip Filistin halkının direnişini lekelemeye çalışanları bir kelam etmeden, daha ilk günden ABD ve yandaşlarının Filistin direnişini itibarsızlaştırmak, terörize etmek kastıyla "terör örgütü" diye yaftalamasına, yaftalayanlara hiç ses etmeyenlere karşı ilk karşı çıkan Türkiye olmuştur, Recep Tayyip Erdoğan olmuştur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) "Filistin direnişi terör hareketi değildir, Filistin direnişi bir halkın onurlu mücadelesidir, direniş hareketidir, mücahitler ordusudur." diyerek ABD, Avrupa tezlerini çökerten, çöp kutusuna atan liderin adı Tayyip Erdoğan olmuştur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bunun hakkını teslim edeceksiniz. Bugün Türkiye'nin, on beş yıldan fazladır uğramış olduğu bütün saldırıların sebebi Filistin konusundaki onurlu duruşudur, dik duruşudur, ABD'nin ve Avrupa'nın tezlerine boyun eğmemesidir, diz çökmemesidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASAN TURAN (Devamla) - Bakın, biraz önce muhalefetten bir milletvekilimiz şu ifadeyi kullanıyor...
BAŞKAN - Sayın Turan, tamamlayın lütfen.
HASAN TURAN (Devamla) - ...DİYOR ki: "Amerika Birleşik Devletleri Başkanından randevu almak için uğraşanların..." Ee... Hemen akabinde Hamas lideriyle yan yana gelmesinden bahsediyor.
Değerli arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti devleti hiçbir ülkenin başkanından randevu almak için uğraşmaz; bu, bir. İkincisi, Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi politikalarını İstanbul'dan, Ankara'dan, Türkiye'nin kentlerinden belirler ve vicdanının hissiyatına, Türk milletinin beklentisine uygun olarak belirler; dolayısıyla bunu herkesin bilmesi gerekir. Bir milletvekilinin böyle söylemesini, hele hele diplomasiyle ilgilenmiş bir milletvekilinin söylemesini teessüfle karşılıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASAN TURAN (Devamla) - Türkiye Cumhuriyeti devletinin politikaları bu ülkeden belirlenir; ABD'nin veya Batılıların hoşgörüsüne, hoşuna gitsin diye belirlenmez. Dolayısıyla ben şunu ifade ediyorum ki istediğimiz ülkeyle, istediğimiz liderle, bölgemizdeki istediğimiz direniş sözcüsüyle görüşürüz ve görüşmemizi de sürdürürüz. Eğer söz konusu Türkiye'nin güvenliğiyse...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Selamlayın lütfen.
HASAN TURAN (Devamla) - Eğer Türkiye'nin güvenliği söz konusuysa, Türkiye'nin çıkarları söz konusuysa hiçbir kimseyle görüşmekten çekinmeyiz; kimseden de bunun için icazet almayız, hiçbir kimsenin ne dediğine de bakmayız. Biz bir halkın onurlu bir şekilde direnişini sürdüren önderleri buradan selamlıyoruz. Biz buradan Filistin halkını ve kutlu direnişçilerini selamlıyoruz. Bütün şehitleri selamlıyoruz. Kudüs'ü gözümüz gibi koruyanları selamlıyoruz. Filistin halkı hepimizin adına mücadele vermektedir ve bütün bir İslam dünyası adına acı çekmektedir. Filistin, dünya acılarının ortak acısıdır ve atardamarıdır dolayısıyla şunu bilmeliyiz ki Filistin davasına sahip çıkmak bizim şiarımızdır, inancımızdır, tarihî şuurumuzun ve bilincimizin gereğidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASAN TURAN (Devamla) - Dört yüz yıl oralara hizmet etmiş bir milletin Meclisinden söylüyoruz ki dünya karşımızda da olsa Amerikası, Avrupası karşımızda da olsa Filistin halkının ve haklı davasının yanında olmaya, buna karşı duranlarla da mücadele vermeye devam edeceğiz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)