Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Filistin Devleti Hükümeti Arasında Kolluk Eğitimi İş Birliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 80 |
Tarih: | 09.05.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bugün Filistin'le yapılacak anlaşma üzerinde konuşuyoruz. Elbette, bu millet, 84 milyon vatan evladı Filistin halkının yanındadır. Filistin'le ilgili yapılacak bütün anlaşmalara da "Peki." der. Burada, Sayın Doktor Hanım'ın az önce siyonizmle ilgili konuştuğu kelimelere imzamı atıyorum, alkışlıyorum, sözlerinin devamını diliyorum.
Tabii, burada şunu da sormadan edemiyorum: Elbette, siyonizm tehlikesi önemli ama siyonizmin tarihini konuşurken bugününü de konuşmamız gerekir. Acaba biz bugün siyonizmin neresindeyiz? Siyonizmin hangi politikaları icra alanında? Büyük Orta Doğu Projesi nedir, siyonizmle ilgisi nedir? Bunu da gündeme getirmek gerekir. Burada siyonizm tehlikesinden bahsetmek sorumlulukları ortadan kaldırmaz. Maalesef ki Büyük Orta Doğu Projesi tıkır tıkır işliyor ve bu noktada ülkemize de verilen görevler yerine geliyor. Burada biz Filistin'e destekten bahsederken dünyanın her tarafında başta Amerikalı üniversiteler olmak üzere yapılan öğrenci hareketlerini takdir ediyoruz, alkışlıyoruz. Gönül isterdi ki ülkemizde de böyle etkinlikler olsun; ne var ki İsrail'i protesto etmek üzere toplanan gençlerin coplandığına şahit oldu bu millet. İsrail'i protesto için toplanan insanların tutuklandığına dair haberler yayınlandı. Geçmişte...
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Yok böyle bir şey.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Siz düzeltirsiniz Başkanım o zaman.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Konuşmamda da söyledim; 60'tan fazla üniversitemizdeki öğrenciler eylemlerini yaptılar yani.
BAŞKAN - Sayın Milletvekili, lütfen Genel Kurula hitap edin.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Ne tutuklanan var ne coplanan var.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Başkanım, bu ülkede barış akademisyenleri ihraç edildi, bu ülkede yüz binlerce insan sorgusuz sualsiz infaz edildi.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Ha, o ayrı bir şey; o, Filistin'le alakalı değil ama karıştırma.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Böyle olduğu için de bugün akademisyenler Filistin'e destek için sokağa çıkmaya korkuyor.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Ya, bir doğruyu söyle ya!
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Bir ilahiyat fakültesi, bir mühendislik fakültesi öğretim üyesi bir bildiriye imza atmıyor, atamıyor, korkuyor çünkü "Bugün ben Filistin için ortaya çıkarsam yarın yine devir değişir..." Dün dost olunanlarla yol kavgasında nasıl düşman olunduysa bugün de Filistin'e sahip çıkmak üzere sokağa çıkacak insanlar yarın başlarına ne geleceğinden emin değiller çünkü hep ortaklarınız, yol arkadaşlarınız yarı yolda bırakılıyor. Bunu acı bir şekilde...
MAHMUT RIDVAN NAZIRLI (Elâzığ) - Konuyu nereden nereye getireceğini bilemedin ama.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Efendim?
MAHMUT RIDVAN NAZIRLI (Elâzığ) - Konuya nereden bağlayacaksın?
BAŞKAN - Sayın Milletvekili, lütfen Genel Kurula hitap edin.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Başkanım, siz telefonla uğraştığınız için Grup Başkan Vekilliğini üyeleriniz üstleniyor galiba.
MAHMUT RIDVAN NAZIRLI (Elâzığ) - Ne alakası var şimdi?
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Yani hanginizle muhatap olacağız, bilmiyorum.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Genel Kurula konuşun, bana değil.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Peki, efendim, emriniz olur(!)
Değerli milletvekilleri, inanın, sakin olmaya çalışıyorum. Gönül arzu ediyor ki bir gün de -hele Filistin konusunu konuşuyoruz- şöyle, bu arkadaşlar Filistin hususunda çok güzel bir hassasiyet ortaya koysunlar, bütün yüreğimizle, bütün gövdemizle sonuna kadar yanınızdayız diyelim ama olmuyor.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Evet, aynen.
MAHMUT RIDVAN NAZIRLI (Elâzığ) - Siz Filistin'i konuşmuyorsunuz, bizi konuşuyorsunuz.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Sadece bütün her şey poz vermekten, miting yapmaktan, insanlara algıyla uğraşmaktan öteye geçmiyor.
MAHMUT RIDVAN NAZIRLI (Elâzığ) - Filistin'i konuşmuyorsunuz.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Bakın, daha geçen hafta Hamas lideri, direniş hareketinin öncüsü, Filistin eski Başbakanı İsmail Haniye ülkemize geldi, Sayın Cumhurbaşkanımız da güzel bir şekilde sarıldı, tokalaştı. "Allah'a şükür, bunlar herhâlde ders aldılar, bundan sonra Filistin'e sözde değil gerçek anlamda sahip çıkacaklar." dedik ama bitti. Mesele sadece algı yapmak, fotoğraf vermek, poz vermek, gerisini yarı yolda bırakmakmış; insan gerçekten bu duruma üzülüyor. Bugün büyük bir hüsranla karşı karşıyayız.
Bakın, bugün eğer üniversitelerde çadır açıldığı hâlde -bu kadar- yirmi iki yıldır iktidara rağmen 50 kişiden fazla genç toplanmıyorsa bunun sorumlusunu burada aramamız gerekir değerli milletvekilleri. Bugün geldiğimiz baskıcı ortam öyle bir noktaya geldi ki en haklı olaya bile insanların sahip çıkmasını engelliyor, önlüyor. Herkes büyük bir korku içerisinde, sadece üniversiteli gençler değil, sizin şu sıralarınızda oturan milletvekilleri bile korkuyor.
MAHMUT RIDVAN NAZIRLI (Elâzığ) - Sizin gençleriniz yok mu?
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Siz sadece televizyonlarda "Müdahale etti." diyebilmek için laf atıyorsunuz ama ben biliyorum hepinizin de yüreği yanıyor, bir şey de yapamıyorsunuz, hepimiz yapamıyoruz.
MEHMET DEMİR (Kütahya) - Kendi toplayamadığınız ekip için bizi suçluyorsunuz, 50 kişiyi toplayamamışsınız işte.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakın, şunu belirteyim...
MEHMET DEMİR (Kütahya) - Kendiniz 50 kişiyi toplayamamışsınız, bize "Toplanmadınız." diye laf atıyorsunuz.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Mehmet ağabey, buyur...
MEHMET BAYKAN (Konya) - Ben bir şey demedim.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Başüstüne Mehmet ağabey.
MEHMET BAYKAN (Konya) - Demedim, kalbimi mi okudun?
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Ya, seni söylemedim belki de.
BAŞKAN - Sayın Milletvekili, lütfen Genel Kurula hitap edin.
Sayın milletvekilleri, lütfen hatibe müdahale etmeyin.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Eyvallah.
Yani ben biliyorum, gerçekten ben sizin iyi niyetinizi biliyorum. Hepiniz de üzülüyorsunuz, gerçekten samimi olarak söylüyorum ama hep başa bakıyorsunuz, baş da maalesef ne hâlde ortada. Şurada yüreğimizi açıkça koyup bu konuda hiçbir müdahale yapamıyoruz. Kime ne kadar izin verildiyse o kadar konuşuyor, ondan öteye geçmiyor.
Bakın, ben dün burada konuşurken bir değerli, muhterem kardeşim "Yalan atıyorsunuz, sonra da herkes inanıyor." gibi bir şey söylemiş. "Yalan." dediği yere baktım, biz Büyük Ortadoğu Projesi'nden bahsederken arkadaş "Yalan atıyorsunuz." demiş. Şunu merak ettim: Siz Büyük Ortadoğu Projesi'nin mi yalan olduğunu zannediyorsunuz, yoksa Suriye'deki rolünüzle ilgili mi? Eğer siz gerçekten Büyük Ortadoğu Projesi'ndeki durumunuzu bilmiyorsanız bu bir tarafa ama Büyük Ortadoğu Projesi'ni kökten reddediyorsanız ayakta uyutuluyoruz demektir.
Maalesef ki bugünkü yönetim, küresel emperyalist sistemin en iyi Türkiye distribütörlüğünü üstlendiği için iş başında tutuluyor. Batılı yabancı emperyalistler kimsenin eteğinin uzunluğuna, sakalının kısalığına bakmaz; kim bana en iyi hizmet ediyor, en iyi sonucu kiminle alıyorum, onu yapar. Bugün de sizinle en iyi hizmet aldığı için maalesef bu gidiyor.
Bakın, Suriye meselesinde dediler ki: "Biz nasıl Suriye'yi boşalttık?" Şöyle boşalttınız: Daha ilk günden "Şam'da cuma kılacağız." dediniz, Şam bombalandı. Ertesi hafta dediniz ki: "Hama'da babanın yaptıklarını tekrarlamana izin vermeyeceğiz." Hama yerle bir. Ertesi hafta dediniz ki: "Humus bizim kırmızı çizgimizdir." Humus yerle bir. Daha sonraki hafta dediniz ki: "Halep bizim iç işlerimizdir." Halep yerle bir. Tabii, 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminden sadece yirmi gün sonra, 9 Ağustos 2016'da Sayın Cumhurbaşkanımızın Moskova ziyaretinde Putin'le masaya oturuldu, o gün itibarıyla biz Suriye'de saf değiştirdik; o güne kadar Amerika'yla iş tutuyorduk "eğit donat" diye bir proje getirmiştik. "Eğit" demek adam öldürme eğitimi vermek, "donat" demek kendi halkını öldürecek iç savaşa katkı sağlayacak edevatla donatmaktı ama biz masada Rusya'nın tarafına geçince bir süre sonra da Halep otobüslerle tahliye edildi, teslim edildi. Gerçekten hatalar çok. Ben bunu biraz tarihe not düşelim diye, biraz da bazı arkadaşlarımız en azından farklı bir cepheden duymuş olsunlar diye, biraz önümüzde aynı şeyler tekrar ediliyor... İnanın, Gazze'de şu anda hemen benzerini yaşıyoruz, siz oradan insanları tahliye edip başka yerlere getirmekle iyilik yapmış olmuyorsunuz değerli milletvekilleri.
Şimdi, işte bunun için sözlerimi toparlarken "BOP" dediğimiz şey şu değerli milletvekilleri: Türkiye'nin göçmen toplama kampı olması, topraklarımızın yabancılara satılması, para karşılığı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının, pasaportunun verilmesi; bankaların, limanların, sigorta şirketlerinin, hemen her şeyin yabancıya peşkeş çekilmesi, ılımlı İslam'ın aktif olması ve borçlanma; geçen yıl topladığınız toplam gelirin bu yıl üçte 1'inin faize verilmesi. Onun için de bu görevler önemli değerli milletvekilleri, burada, elbette oylamada hepsine "Peki." denilecek. Filistin bu milletin davasıdır. Hamas bir mücadele grubudur, siyasi partidir. Elbette, buna sahip çıkmanızı, fotoğraf çektirmenizi, insani yardım göndermenizi takdir ediyoruz ama bu yetmez. Bu, sadece insanlara "Aç ölmeyin." demekten öte bir şey değildir. Onun için çok daha fazla rol değil, gerçek anlamda Filistin'e katkı sağlanmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET DEMİR (Kütahya) - Hamas'la ilgili CHP ortaklarınıza söyleyeceksiniz onu.
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Çalışkan.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Hamas'a kim laf söylüyorsa cehaletinden söyler. Hamas bir direniş, millî mücadele...
MEHMET DEMİR (Kütahya) - Hamas'a "terör örgütü" diyenler onlar.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Siz seviniyorsunuz zaten: "Aman bunlar hakaret etsinler de biz bunlar..." Yani dinimize hakaret edildiğinde sevinecek hâle geldiniz.
MEHMET DEMİR (Kütahya) - Sizin ortağınız, sizin ortağınız...
İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Hamas liderinin çocukları öldürülürken ıstakoz yiyenlere söylesin.
MEHMET DEMİR (Kütahya) - Size söyleyecekler.
İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Bak, bayramda Haniye'nin çocukları öldürüldü ya, 3 oğlu, 3 torunu; kim ıstakoz yiyorsa ona söylesin.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Onun için sayın milletvekilleri, Filistin millî davadır, bu konuda her türlü girişim yapılmalıdır.
MEHMET DEMİR (Kütahya) - Size söylesin onu, size söyleyecek. Hamas'a "terör örgütü" diyen sizlersiniz.
İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Söyle Başkanım, söyle: Bayramda kim ıstakoz yedi Hamas'a bomba yağarken?
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Amerika'daki senatörler mahkemeye mektup yazıp "Sakın ha, karar çıkartmayın." derken Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak da biz bu konuda aktif rol almalıyız, susup pusarak, sadece rol yaparak Filistin'e sahip çıkmış olmayız. Filistin adım adım yok olmaya devam ediyor. İsrail'le ticaretle ilgili de hâlen kafa karışıklığı ortada; kısıtladınız mı, yasakladınız mı, azalttınız mı belli değil?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Selamlayın Sayın Çalışkan.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Ben özgür Filistin günlerinde buluşmak üzere tüm Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)