| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Filistin Devleti Hükümeti Arasında Kolluk Eğitimi İş Birliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 80 |
| Tarih: | 09.05.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA CEYLAN AKÇA CUPOLO (Diyarbakır) - Sayın milletvekilleri, Değerli Genel Kurul; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce ufak bir hikâye anlatarak başlamak istiyorum. 2023 yılının Ekim-Kasım ayları gibiydi, Diyarbakır'da Koşuyolu Parkı'nda bir basın açıklaması yapmak için partili milletvekillerimiz, Eş Genel Başkanlarımızla parkta bir araya gelmiştik ve kısa bir yürüyüş yapmak istemiştik. Orada bu eylemi durdurmak için bulunan polis amiri ısrarla 5275 no.lu Yasa'nın uygulanmasını talep edemeyeceğimizi söylemişti; mevcut yasayı uygulatmayacağını ve bunun uygulatılmasına dair, uygulanması için yapılan çağrılara da müdahale edeceğini söylemişti. Bu polis amirine "Zamanında insanlar başörtüsü yasağını protesto etmek için, anayasal haklarını kullanmak için eylem yapmışlardı. Onları durduran polisler sizce hukuki bir şey mi yapıyorlardı?" diye sorduğumda "Evet, öyle yapıyorlardı." demişti. O polisin zihniyetinden yani o başörtüsünü yasaklayan polisin zihniyetinden bugün Koşuyolu Parkı'nda siyasetçilerin açıklamasını engelleyen polis zihniyetine hiçbir şey değişmemişti.
Şimdi, bu kolluk zihniyeti, bu devam eden kolluk zihniyeti... Deprem döneminde, hatırlarsınız, insanlar yağmacılıkla suçlanmıştı, gözaltına alınmışlardı, hatta S.G. isimli bir kişi kardeşiyle birlikte gözaltında tecavüze bile uğramıştı, öldürülmüştü kardeşi, gözaltında öldürüldü ve o polisler hakkında o kolluk kuvvetleri hakkında bir işlem görmemiştik. Aynı polis, aynı kolluk kafası bugün Filistin için Bin Filistinli Genç Eylemi yapan, bunun için eylem yapan o gençlere tokat altmıştı. O polis belki açığa alındı ama biliyoruz ki pek yakında yine görevine dönecek.
Şimdi, bu kadar işkenceci, bu kadar insan haklarına aykırı bir şekilde faaliyet yürüten bir kolluğun Filistin'deki kolluğa nasıl bir eğitim vereceğini merak ediyoruz, lütfen bize açıklayın çünkü biliyoruz ki Türkiye'nin de parçası olduğu Avrupa Konseyinden Türkiye'ye sıklıkla fon verilir. Ne verilir? Polisin iyileştirilmesi, eğitim verilmesi, görevini daha iyi yapması, insan haklarına riayet etmesi, örneğin, rüşvet almaması gibi ama bu projelerin detaylarına bakıyoruz ve birazcık raporları okuduğumuzda en çok rüşvet almamaları için eğitim alıyorlar, bir de işkence yapmamaları için yani bir kolluğun diğer asli görevleriyle ilgili eğitim almalarına fırsat bile kalmıyor.
Yine aynı Avrupa Konseyi diyor ki: İşte, daha iyi bir yargı, daha hukukun üstünlüğünün sağlanması için hâkimlere, savcılara eğitim verelim. Bu Konsey bunun için fonlar sağlıyor. O hâkimlere, savcılara bakıyoruz, bir kısmı Ata Dedeler çetesi, bugün Kobane dosyasının geldiği hâli devam ettiren, olduğu şekilde hukuksuzluğu sürdüren çeteler, şu an tutuklu yargılanıyorlar veya bazı savcılar var örneğin, İstanbul'da bir savcı, ne yapıyor? İran istihbaratıyla çalışıyor, İran istihbaratına İran'a karşı muhalif faaliyetler yürütenlerin, Türkiye'ye sığınmışların ev adreslerini veriyor ve çok küçük cezalarla cezalandırılıyor. Bu adam istihbaratla çalışırken MİT gidip bize komik komik videolar yayınlıyor.
Tabii, bu çürümenin, bütününün bize bir maliyeti var. Bize ama halka bir maliyeti var çünkü bu insanlar yargıda olan ihlal sebebiyle, polis şiddeti sebebiyle ne yapıyorlar? AİHM'e gidiyorlar; AİHM bazı kararlar veriyor ve Türkiye'den bu kararları uygulamasını istiyor. Bugün Büyük Daireden 18'inci madde yani yargılamanın siyasi bir araç olarak kullanıldığı tespiti yapan Büyük Daireden Türkiye'ye karşı bir ihlal çıkmış durumda, Bakanlar Komitesinde şu anda hem Kavala'nın hem Demirtaş'ın hem Yüksekdağ'ın hem Ali Ürküt'ün ve birçok gazetecinin dosyası bulunuyor. Türkiye bunlar için finansal bir bedel ödeyecek, siyasal bedeli bir kenara bırakıyorum finansal bir bedel ödeyecek. Neden? Siz AK PARTİ olarak kalkıp caka satın diye, siz kalkıp kendinize birazcık ün edinin diye biz halk olarak vergilerimizle bu bedeli ödüyoruz.
Yine, bakın, dünyanın parlamentosu olarak düşünülen Parlamentolararası Birliğin insan hakları biriminden, parlamenterlerin haklarını çalışan birimden bir karar çıktı, dedi ki: "Bu Parlamentoda parlamenterlerin hakları ihlal ediliyor, parlamenterlerin görevini yapması engelleniyor." Bu anlayış devam edecek ve eğer siz anlayışınızı devam ettirirseniz tıpkı o başörtüsü yasağını uygulayan rejimler nasılsa, onlar nasıl bir yanlışa düştüyse siz de bu yanlışın içinde kavrulmaya ve onlarla aynı akıbete maruz kalmaya devam edeceksiniz.
Kolluk eğitimi vermeden önce lütfen kendi kolluğunuzu düzeltin, ardından Filistin'e bu eğitimi verin çünkü onlara vereceğiniz eğitimden endişeliyiz, Filistin halkının güvenliğini önemsiyoruz, sizin kolluğun verdiği eğitim sebebiyle onların başına geleceklerden endişeliyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CEYLAN AKÇA CUPOLO (Devamla) - Hemen tamamlıyorum.
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Cupolo.
CEYLAN AKÇA CUPOLO (Devamla) - İnsan haklarından anlayanların, kolluk olmanın gerekliliğini anlayanların bu eğitimi vermesi gerektiğini savunuyoruz.
Tüm halklarımızı selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)