| Konu: | 2822 SAYILI TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ GREV VE LOKAVT KANUNUNA BİR GEÇİCİ MADDE EKLENMESİ HAKKINDA (S.S.1) |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 15.07.2011 |
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
24'üncü Dönem Parlamentosunun milletimize, memleketimize hayırlı hizmetler yapmasını temenni ediyorum. Siz değerli 24'üncü Dönem milletvekillerimize de çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Ayrıca, bütün şehitlerimizi rahmetle anıyor, yaralılara da Allah'tan şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun diyorum.
Değerli milletvekilleri, tartıştığımız bir konu var. Aslında, Parlamentoda, Genel Kurulda oturan arkadaşlarımız neyin tartışıldığını da takip etmekte zorlanırlar ve yapılan tartışmalardan da şöyle bir anlam çıkar...
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Niye zorlanalım Sayın Bakan?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Çok çok önemli bir konu var gibi zannedilir çünkü o tartışma hararetliliği içerisinde konunun özünden sapılır.
Bu çerçevede, tartıştığımız konu şu: Herhangi bir iş kolunda yetkili sendika olabilmek için, toplu sözleşme yapabilecek sendika olabilmek için yüzde 10'luk baraj var, ülke barajı. O barajı Çalışma Bakanlığının yayınladığı istatistikler çerçevesinde bulan sendikalar yetkili sendika oluyor ve toplu sözleşme imkânını elde ediyorlar. Yani yüzde 10 barajında esas alınan Çalışma Bakanlığındaki istatistiki veriler.
Şimdi, biz, geçtiğimiz dönem burada bir değişiklik yaptık, dedik ki: "Çalışma Bakanlığına bildirilen veriler değil, Sosyal Güvenlik Kurumunun verilerini esas alalım." Neden? Şundan dolayı: "Hak ve hukuk açısından bunu yapalım." dedik. Ölüler sendika üyesi, çalışmayanlar sendika üyesi veya başka konumda bulunanlar sendika üyesi görülüyor. Her yıl bütçe görüşmelerinde biz bakan olarak geliyoruz buraya, diyoruz ki: "Türkiye'deki -örgütlü toplumuz- örgütlenme oranımız çalışanların yüzde 57'sini oluşturuyor." Doğru mu? Değil. Sendikalar buna "Doğru." diyor mu? "Değil, yanlış. Böyle bir şey yok." diyor. Yüzde 57'lik bir sendika oranı çalışanlarda yok. Yok olduğu hâlde kayıtlarda bu verilerden, Çalışma Bakanlığı verileriyle yüzde 10 barajını kurtarmak için yapılan mücadelede bizim Hükûmetimiz, bizden önceki hükûmetler hep bu yanlışın içinde oldular ve biz dedik ki: Bu yanlışın içinden çıkmamız gerekiyor. Ne yapalım? Sosyal Güvenlik Kurumu verileri yani aylık primi ödenen ve işçi olduğu tescilli olan verileri esas alalım ve o veriler çerçevesinde gerçekten ne kadar örgütlüyüz, ne kadar örgütlü işçimiz var, sendikalı işçimiz var, bunlar ortaya çıksın diye, yani verilerin daha sağlıklı olması açısından ve güncel verilerle hareket etmemiz açısından bu düzenlemeyi yaptık. Bu düzenlemeyi yapınca, buna paralel olarak bizim sendikal mevzuatımızdaki ülke barajı olan yüzde 10'luk barajın da aşağı çekilmesi gerekiyor.
Biz, bunları sosyal taraflarla konuştuk. İşte, bu düzenleme olmadığı için, yapılamadığı için... Neden yapılamadı? Az önce arkadaşlarımız izah ettiler. Sosyal taraflarla günlerce tartışmalar, değerlendirmeler oldu, tam Genel Kurulun gündemine ittifakla bütün partiler olarak getirdik, yasama görevi burada tam ifa edilecekken, yine sosyal taraflar tarafından bu yasanın çıkmasına engel olundu. Biz bunları yaşadık. Ben bir önceki dönem bu işin içindeydim ve nasıl oldu, ne bitti bunlar ayrı olaylar ama netice itibarıyla bu Bakanlık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, diyalog bakanlığıdır, ortakları olan bakanlardır ve o çerçevede biz tüm sendikaların, konfederasyonların ve Üçlü Danışma Kurulunun kararlarına hep saygı duymuşuzdur, saygı duymaya devam edeceğiz ve çalışmalarımızı da yine kendileriyle birlikte sürdüreceğiz.
Bugün huzurlarınıza getirdiğimiz bu düzenleme de yine Üçlü Danışma Kurulunda bulunan konfederasyonlarla birlikte aldığımız bir kararın neticesidir. Karar tek yönlü değildir. Yani şöyle bir kararı sizin huzurlarınıza getirmiyoruz: Altı aylık bir öteleme yapalım, altı ay sonra yeniden bir ötelemeyle sizin huzurlarınıza gelelim diye değil. Açıkça oturduk konuştuk, dedik ki: Ağustos ayında Üçlü Danışma Kurulumuzu 2 kez, eylül ayında da 1 kez olmak üzere 3 kez bir araya getirelim. 2822-2821 sayılı yasaların, 12 Eylül ihtilalinden kalma bu yasaların değiştirilmesi konusunda bir mutabakat sağladık, bu çalışmaları ağustos ayında bitireceğiz, Türkiye Büyük Millet Meclisine bunların değiştirilmesiyle ilgili teklifimizi, kanun tasarımızı göndereceğiz ve yeniden bir uzatmaya fırsat vermeden bu sorunu çözme imkânını elde etmiş olacağız.
Peki, bu düzenlemeyi yapmazsak şimdi ne olacak? Bu düzenleme? Bildiğiniz gibi istatistikler yılda 2 kez yayınlanıyor. Bu yayınlanan istatistiklerin temmuz ayında yayınlanması gerekiyor, bu ay içerisinde yayınlanması gerekiyor. Yayınlamadığınız zaman 51 yetkili sendika var, bunun 35'inin artık işlevsiz hâle geldiğini görmüş olacağız.
Şimdi, değerli arkadaşlar, burada benim Cumhuriyet Halk Partisiyle ilgili bir şey söylediğim ifade edildi. Bana perşembe günü Meclis çıkışında gazeteciler sorduğu zaman kendilerine şunu söyledim: "Çarşamba günü yaptığımız görüşmede perşembe günü bu yasanın geçeceğiyle ilgili arkadaşlarımız tarafından iyi niyetle bize bazı görüşler ifade edildi. Umuyorum ki perşembe günü bu geçecektir. Fakat perşembe günü yaptığımız görüşmede Cumhuriyet Halk Partisi kesinlikle buna destek vermeyeceğini, farklı bir muhalefet stratejisi izleyeceklerini söylediler." dedim aynen.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Çarşamba günü kim söyledi Sayın Bakan?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Ben, sizlerle yaptığımız görüşmede ki Grup Başkan Vekilimiz de vardı burada?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Peki, ben ne söyledim?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Sizlerle?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Bakan, bir saniye lütfen?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Hayır, müsaade edin efendim, biz konuşmamızı bitirelim de.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Hayır ama itham ediyorsunuz bakın.
BAŞKAN - Lütfen?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Yahu, itham filan yok efendim, ben ne söylediğimi biliyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Hayır ama açıkça öyle? Lütfen?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Burada Cumhuriyet Halk Partisinin de Milliyetçi Hareket Partisinin de bu düzenlemenin geçirilmesiyle ilgili, bir an önce yasalaşmasıyla ilgili bir çekincelerinin olmadığı anlamındaki ifademe, bir gün sonra, Cumhuriyet Halk Partisi net bir ifadeyle buna muhalefet edeceklerini söylediler.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Ama bakın? Sayın Bakan?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Yani bizim basına, aslında çok önemli bir düzenlemeyle, sendikal hayatımız açısından önemli bir düzenlemeyle ilgili bir iyi dilek temennisini, bir gün sonra, muhalefet edileceği şeklinde bir ifademiz var yoksa kimseyi suçlamak, kimseyi karalamak gibi bir niyetimiz söz konusu değil.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Ama suçluyorsunuz hâlâ. Sayın Bakan, yapmayın! Yakışmıyor ama!
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Şimdi, bakınız, asil vahim olan şudur?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Hayır, hayır?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Bakınız, asıl vahim olan şudur: Sosyal demokrat bir partinin ve sosyal demokrat partisi bir milletvekilinin, üstelik çalışma hayatından gelen bir arkadaşın burada "Sendikalar kapansın, kapanacaksa kapansın." gibi bir ifadesini sosyal demokrasiyle nasıl bütünleştiriyoruz, nasıl buna bir anlam veriyoruz, ben anlamakta zorlanıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MUSA ÇAM (İzmir) - Öyle mi algılıyorsunuz?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Efendim, aynı şeyi söylediler burada.
MUSA ÇAM (İzmir) - Yapmayın ya! Çok ayıp! Yakışmıyor size bunları söylemek.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Sayın Çetin burada da söylediler, özelde de söylediler, genelde de söylediler, sendikacılar da söylüyorlar.
MUSA ÇAM (İzmir) - Yapmayın Sayın Bakan ya, yapmayın ya!
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Bu da mı yanlış efendim? Olur mu öyle şey Allah aşkına!
MUSA ÇAM (İzmir) - Çok ayıp! Hiç yakışmadı size bunu söylemek.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - İkincisi: Ya "Sendikalar kapansın." diye bir şey olabilir mi arkadaşlar? Bizim şu andaki mücadelemiz, bakınız, bu sendikaların bu tür sıkıntılarla karşı karşıya kalmamaları ve mevcut mevzuatın, 2822 ile 2821'in bir an önce yasalaşması konusunda çalışmayı yapmak, bizim yaptığımız bu.
İZZET ÇETİN (Ankara) - On yıl oldu Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Şimdi, burada başka bir şey de ifade edildi: Efendim, kıdem tazminatıyla ilgili "Bizim gündemimizde yok." dedik, doğru çünkü Çalışma Bakanlığı bu bir haftalık dönem içerisinde yapmış olduğu bu çalışmada "Gündemimize almadık." dedik, "Üçlü Danışma Kurulu toplantısında gündemimizde olmayan bir konu." diye ifade ettik.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Hükûmet Programı'nızda var.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Hükûmet Programı'nda var. Çalışma Bakanlığının ve çalışma hayatının da 1970'li yıllardan bugüne kadar hep gündeminde olmuştur, gündeminde olmaya devam edecektir ve mutlaka da bu konu bir çözüme kavuşturulacaktır ama "Bu konu çözüme kavuşturulacaktır." derken yine biz bu olaya diyalog merkezli, Üçlü Danışma Kurulunda taraflarla bu konuyu uzlaşarak huzurlarınıza getireceğiz. En maksimum düzeyde uzlaşı arayacağımızı da burada belirtmek istiyorum değerli arkadaşlar.
Şimdi, yapacağımız çalışmalar tabii çok önemli ama burada Sayın Çetin önemli konulara temas etti. Terör konusu önemlidir, Türkiye'nin gündemindedir. Bizim programımızda millî birlik ve kardeşlik projesine devam edileceği açıkça vurgulanmıştır. Bu sorun hepimizin sorunudur. Burada gün boyu güzel bir şekilde grupların temaslarını ve ifadelerini hep beraber dinledik ama geçtiğimiz dönem terörle ilgili yaşadıklarımızı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının bu konunun çözümüyle ilgili çantasını alıp grupları ziyareti teklifi karşısında ne gibi ifadelerle muhatap olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Yeni gelen arkadaşlarımız da yeni milletvekili olan arkadaşlarımız da öyle tahmin ediyorum ki medyadan takip ettiler. İnanıyorum ki önümüzdeki dönem daha duyarlı bir yaklaşım içerisinde oluruz. Tabii ki tek başına bunu AK PARTİ'nin çözmesi, muhalefetin çözmesi diye bir şey söz konusu olamaz, bu hepimizin sorunudur, birlikte bu sorunun çözümü konusunda gayret etmemiz gerekiyor.
Temas ettiğiniz diğer önemli bir konu -gerçekten bunu da anlamakta zorlandım Sayın Çetin- "İhanet ettiğiniz kesimlerin oyunu alıyorsunuz." dediniz. Yani "İhanet ettiğiniz kesim" dediğiniz kim biliyor musunuz? On milyon çalışan.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Emekliler?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - İhanet ettiğimiz kesimler? Onlar bize bu oyu veriyorlarsa sizin onlara bu söyleminiz nerede kalıyor doğrusu ben merak ediyorum, ne anlama geliyor bu söyleminiz? (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yani on milyon kişi yanılıyor, siz yanılmıyorsunuz gibi bir yaklaşım mıdır yoksa içinden geldiğinizi söylediğiniz kesime dönük farklı bir amacınız, farklı bir niyetiniz mi vardır? Bu bence yarın kamuoyunca da size net bir şekilde sorulacaktır. Keşke böyle bir ifadeyi kullanmamış olsaydınız.
Şimdi, diğer açıdan, ILO ve AB normları çerçevesinde önümüzdeki dönem, ağırlıklı da 2011 yılı içerisinde, 2822, 2821, iş sağlığı, güvenliği ve çalışma hayatının tüm alanları, özellikle de alt işveren dediğimiz taşeronlaşmayla ilgili konuları yine biz sosyal taraflarla tartışıp huzurlarınıza getirip buradaki adaletsizliğe, emeğin sömürüsüne karşı inanıyorum ki el birliğiyle bir duruş sergileyeceğiz, bunu da ifade etmek istiyorum.
Son olarak da İşsizlik Fonu'ndan bahsedildi, Sayın Akif Hamzaçebi Bey burada bundan bahsettiler. İşsizlik Fonu Türkiye'de çok önemli işleyen fonlardan bir tanesi. Biz geçtiğimiz dönem bu fondan yaklaşık 450 milyon liralık bir imkânı gençlerimizin mesleki eğitimi için tahsis ettik. Yasal bir düzenleme. Böyle bir?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - 452 milyon.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - 450 milyon civarında bir imkânı mesleki eğitim için fondan tahsis ettik.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Toplam fon?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Yıllık.
İkincisi: GAP projesi için -biliyorsunuz fonda çeşitli kalemler var, kamu payının birikimi var fon içerisinde- o kamu payının nemasından GAP projesine aktarımda bulunduk. Bunları yaptığımız dönemde yaklaşık olarak -fonun, şu anda tam bakmadığım için net rakam söylemeyeceğim ama- 35 milyar civarında olan fon toplamı şu anda 49,4 milyar civarındadır. Şu anda fonun toplamı 49, 4 milyar civarında ama kamu payından aldığımız ve GAP'a aktardığımız?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - GAP'a değil Karayollarına Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - ?ve mesleki eğitim için aktardıklarımıza rağmen şu anda fonun durumu budur.
Bunu niye söylüyorum? Yapılan bu aktarımlar aslında işsizliğin belini kırmak içindir. Hem bölgede az önce bahsettiğiniz teröre dönük atılması gereken adımlar ve tarımda, eğer GAP projesi bütünüyle yürürlüğe girerse 3 milyon 700 bin kişinin istihdamı söz konusu diye burada çok tartıştık, çok görüştük. Hem orada istihdamı sağlamak, istihdamı güçlendirmek, diğer taraftan da nitelikli insan konusunda yaşadığımız sıkıntıyı gidermek için gençlerimizin, genç nüfusumuzun mesleki eğitimle buluşması açısından bir kaynak tahsisinden ibarettir ki bunların hiçbirisi İşsizlik Fonu'na aykırı hususiyetler teşkil etmemektedir ama ancak şunu söyleyebiliriz: At binenin, kılıç kuşananın.
Biz bütün imkânlarımızı rasyonel bir şekilde değerlendiriyoruz, değerlendirmeye devam edeceğimizi ifade ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)