| Konu: | 15 Mayıs Kürt dili bayramına, açıklanan tasarruf tedbirlerine, Halk Bankasının esnafa vermiş olduğu kredilerde faizleri artırmaya yönelik bir adım attığına, bu sabah yapılan operasyonlarla gözaltına alınanlara, Cizre'de basın açıklaması yapacak ilçe örgütünün kuşatma altında olduğuna ve Kobani kumpas davasına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 15.05.2024 |
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bugün 15 Mayıs Kürt dili bayramı. Doksan iki yıl önce Celadet Ali Bedirhan ve arkadaşları "Hawar" dergisini çıkarttı. "Hawar" dergisi Kürt dili için tarihî bir adımdı ve bu adım hâlâ yol göstericidir. Celadet Ali Bedirhan'dan Ape Musa'ya kadar Kürt dil bilimcilerini, emektarlarını saygıyla anıyorum.
Maalesef ki Kürt dili ve kültürü hâlâ çok ciddi engellerle karşı karşıya. 21'inci yüzyılda Kürtçe tiyatrolar yasaklanıyor -burada defalarca dile getirdik bu konuyu- Kürtçe konserlere izin verilmiyor, Kürt dili bayramı engelleniyor ve en utanç verici olanı da bu kürsüde Kürtçe konuşurken mikrofonun kapanması oluyor.
Kürtçe başta olmak üzere tüm diller bu ülkenin zenginliğidir, bu dil zenginliğini ve çeşitliliğini korumak ve yeni nesillere aktarmak dilleri ancak yasal güvence altına almakla mümkün olacaktır. Kürt halkının kadim dilini yasaklamak, susturmak, baskı altına almak bu ülke için bir utançtır; bu utançtan kurtulma zamanı gelmiştir. Dilimiz onurumuzdur, kimliğimizdir, varlığımızdır. "..."(*)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarruf tedbirleri açıklanıyor ve buna bağlı olarak yapılacak işler açıklanıyor. Bunun nasıl bir göz boyama olduğunu, nasıl bir aldatmaca olduğunu, aslında bu tedbirlerle halkın sırtına nasıl yüklerin yeniden geleceği burada dile getirildi, dile getirilmeye de devam edilecek, biz de devam edeceğiz. Bunun belgesi var mı? Evet, var. Halk Bankasının çiftçiye yönelik vermiş olduğu kredilerde faizleri artırmaya yönelik bir adım attığını öğreniyoruz "Şikayetvar" sitesinde mağdurlar bunu yazdılar, dile getirdiler. Dolayısıyla, burada bir kanun görüşülüyor; bu kanunda esnaf suçlanıyor, burada fahiş fiyat uygulayanın esnaf olduğu dile getiriliyor ve esnaf hedef noktasına konuluyor ve diğer taraftan da çiftçi, esnaf cezalandırılıyor. Kim eliyle? Halk Bankası eliyle. Şimdi, baktığımızda, Halk Bankası zararda mı? Evet, zararda. Ziraat Bankası zararda mı? Zararda. Kamu bankaları zararda. Peki, Halk Bankası esnaf nedeniyle mi zararda? Hayır. Ziraat Bankası çiftçiler nedeniyle mi zararda? Hayır. Neden zararda biliyor musunuz? Yapmış oldukları aslında görev tanımları dışındaki harcamalardan, kredi kullanımlarından dolayı zararda yani sermayeye peşkeş çekilen krediler nedeniyle zararda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen Sayın Temelli.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Halk Bankası seçim zamanı AKP'ye, seçim kampanyasına destek olmak için reklam harcaması yapacağına, Ziraat Bankası bu reklam harcamalarını yapacağına ya da Finanskent'te gidip trilyonluk binalar yapıp boş boş o binalar duracağına bu kredileri, bu kaynakları halk için, esnaf için, çiftçi için kullansaydı hem çiftçiye, esnafa önemli bir destek sağlanırdı hem de böyle zararlara ne ülke katlanırdı ne de bu bankalar bu pozisyona sürüklenirdi. Dolayısıyla bu uygulamadan hemen vazgeçilmeli, başlangıç sözleşmelerinde ne olmuşsa ona uygun hareket edilmelidir. Yaratmış olduğunuz tahribatın bedelini halka ödetmekten vazgeçin.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu sabah da yine şafak operasyonlarıyla uyandık. İstanbul'da 21 arkadaşımız, İzmir'de 19, Antalya'da 3 kişi gözaltına alındı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, bitirelim lütfen.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Gözaltı sayısı giderek artıyor. Van'da 60 kişi gözaltına alınmıştı, 8 kişi tutuklandı, gözaltılar hâlâ var. Şimdi, bu gözaltılar neden var? Bu gözaltılar aslında birbirinize kendi içinizde çektiğiniz operasyonları kamufle etmek için var. Ne denli rezil bir yere ülkenin sürüklendiği çete sayısından belli. İçişleri Bakanlığı "497 tane çete çökerttik." diyor. Şimdi bir tarafıyla bu kadar çeteleşmiş bir ülke, bu çeteleşmiş hâlin üzerini bizimle kapatmaya çalışıyorsunuz. Kirli çamaşırlarınızı bizim deremizde yıkamaktan vazgeçin, bizim suyumuzu pisletmeyin. Biz demokratik siyaset yapıyoruz; hukuk için, adalet için, demokratik bir ülke için mücadele ediyoruz. Sizin çeteleşmiş aklınız, bu çetelere teslim olmuş siyasetiniz bizim üzerimizden temize çıkamaz; bir kere, buna son verin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Tamamlayacağım.
BAŞKAN - Son defa, buyurun Sayın Temelli.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Bakın, 1 Mayısta 1 Mayısı kutlamak için oraya giden emekçilere yönelik Anayasa suçu işleyen İçişleri Bakanlığı bugün aynı şeyi Cizre'de yapıyor. Cizre'de basın açıklaması yapacak ilçe örgütümüz, ilçe örgütümüz kuşatma altında. Bugün Cumhurbaşkanı konuşurken diyor ki: "Bürokratik vesayete izin vermeyeceğiz." Bu bürokratik vesayeti siz yarattınız. Bu bürokratik vesayetten çıkmanın yolu hukuktur, sizi hukuka davet ediyoruz. Çetelerin eliyle, geçmişteki uygulamalardan bugüne süregelen bu vesayetçi anlayış, Meclisin üzerinde de vardır, yargının üzerinde de vardır. Bizzat sizin elinizle yarattığınız bir kâbusun içindeyiz, bu kâbustan çıkmanın yolu gerçekten vesayeti sonlandırmaktan geçiyor. O yüzden de Cumhurbaşkanına sesleniyoruz: Yasamanın üzerindeki vesayetinize son verin. Yargıyı bağımsız ve tarafsız kılmak için...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Tamamlayacağım Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Epey fazla süre verdim Sayın Temelli.
Buyurun, son defa açıyorum.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan, aslında burada çok önemli şeylere değindiğimiz için bu vakti böyle biraz fazla kullanıyoruz ama yargının üzerindeki vesayetten de bahsetmemiz gerekiyor çünkü yarın Kobani kumpas davasında karar günü. Bu dava çok önemli. Peki, bu dava neden var, bir "tweet" yüzünden mi var? Hayır. Peki, burada bir suç var mı? Yok. İddianameye baksanız görürsünüz; bu davanın ilk yargıcı da bir çete mensubu çıktı. Vesayetin ve yargının içinde bulunduğu bu durumun aslında teşhiridir. Bu dava çökmelidir; haksız hukuksuz yere mağdur edilmiş, tutsak edilmiş tüm arkadaşlarımız; Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak başta olmak üzere bütün arkadaşlarımız hemen tahliye edilmelidir, bu dava sonlandırılmalıdır. IŞİD'in haklarını savunan bir yargı olamaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Son defa istiyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Bu, IŞİD'e karşı verilmiş bir mücadeledir. IŞİD'den yana tavrı olanların kurguladığı bir davayı kabul etmiyoruz, buna bir "dava" bile demiyoruz, bu başlı başına bir kumpas davasıdır ve bu kumpas sona ermelidir, arkadaşlarımız özgür kalmalıdır.
Teşekkür ediyorum.