GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:82
Tarih:15.05.2024

DEM PARTİ GRUBU ADINA AYŞEGÜL DOĞAN (Şırnak) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, Genel Kurulu selamlıyorum.

Önergemiz Kürt dil bayramıyla ilgili, dolayısıyla ana dilinde eğitim hakkı, ana dillerin bu ülkede özgürce konuşulabilmesi, yasal güvenceye kavuşturulması ve Anayasa'da bir yer bulabilmesiyle ilgili. Doğrusu ben de bir Kürt olarak, Türkiyeli bir Kürt olarak bugün bu Parlamentoda Kürtçe konuşarak başlamak isterdim; yalnızca Kürtçe değil, diğer dillerin de bu Parlamentoda konuşulabilmesini çok arzu ederdim. Bu ülkenin yurttaşı olarak benim duyduğum hicap sizler tarafından duyuluyor mu, merak ediyorum.

21'inci yüzyıldayız, bugün 15 Mayıs kürt dil bayramı ve bu ülkede yaklaşık 20 milyon, hatta belki daha fazla insan Kürtçe konuşuyor. Yani Türkçeden sonra bu ülkede en çok konuşulan dilde eğitim görülemiyor. Bu dilin yasal hiçbir güvencesi yok. Hatta şu anda, mesela, seçim bölgem Şırnak'ın Cizre ilçesinde 15 Mayıs kürt dil bayramı nedeniyle yapılmak istenen bir açıklama dahi engelleniyor. Bu, yalnızca bir örnek ve Cizre'yle sınırlı değil, bugün benzer bir durum Van'da da oldu. Konserler, tiyatrolar, oyunlar, şiirler, kitaplar, tüm bunlar yasaklanıyor. Bakınız, her gün bu yasaklara yeni gerekçeler bulunuyor. Ne bulunuyor? Mesela, bugün, Grup Başkan Vekillerimizden Gülüstan Kılıç Koçyiğit'in Kürtçe ana dilinde eğitimin anayasal güvenceye alınması için ve Kürt çocukları için Kürtçe ana dil hakkını savunmak için verdiği önergeyi Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş Anayasa'ya aykırılık gerekçesiyle geri göndermiş. Şimdi, bir gün Anayasa'ya aykırı, bir gün İç Tüzük'e aykırı, bazı zamanlar toplumsal hassasiyetlere takılır. Bunu daha ne kadar inkâr ederek, yok sayarak, görmeyerek böyle sürdürebiliriz? Bu soruyu özellikle normalleşme ve yumuşama tartışmalarının olduğu bugünlerde bir kez daha grubumuz adına, partimiz adına hatırlatmak isterim. Çünkü bu kadar çok dilliliğin olduğu, bu kadar çok kültürlü bir ülkede, bu kadar çok kimlikli bir ülkede bunları yok sayarak, bunlar görmezden gelerek; bunları her defasında başka gerekçelerle, başka isimlendirmelerle, başka bahanelerle reddederek yalnızca tekçi, yalnızca tek kimliğin olduğu, yalnızca tek dilin yaşadığı ve yalnızca tekçiliğin dayatıldığı bir ülkede hiçbir normalizasyondan ya da yumuşamadan bahsedemeyiz. Üstelik, yeni Anayasa tartışmaları sürerken, bir yandan bunun yapım sürecine doğru giderken bu konuların da bir kez daha altını çizmek isteriz.

Şimdi, sayın milletvekilleri, bu zifirî günlerde bir nebze de olsa içimizi ferahlatan bir şey de var tabii; her şeye rağmen sürdürülen bir dilin varlık mücadelesi. Bir kere, buradan onları selamlamak istiyorum. Kürtçeyi yaşatanlara, bugüne getirenlere, vazgeçmeyenlere; inatla, ısrarla, hatta ne yazık ki can pahasına bedel ödeyen ve çok dilli, çok kültürlü, çok kimlikli bir Türkiye için yani aslında daha demokratik, daha fazla özgür, eşit ve adil bir ülke tasavvuru için vazgeçmeyen herkese 15 Mayıs Kürt dil bayramı dolayısıyla bir kez daha teşekkür ederiz ve onlardan çok büyük bir ilham aldığımızı, esin kaynağımız olduklarını hatırlatmak isterim.

Şimdi, müsaadenizle değil, izninizle değil -biliyorum, tutanaklara "bilinmeyen bir dil" "x dil" olarak geçecek, bunu çok iyi biliyorum- ama Kürt dil bayramını yani kendi ana dilimin bayramını Kürtçe de kutlamak isterim. "..."(*)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun tamamlayın.

AYŞEGÜL DOĞAN (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan eğer müsaade ederseniz.

BAŞKAN - Süreniz bitti, sözünüzü kesmedim.

AYŞEGÜL DOĞAN (Devamla) - Sağ olun.

Mikrofonumu kapatmadığınız için ayrıca çok teşekkür ederim, sağ olun.

BAŞKAN - Türkçesini de bilmeyen arkadaşlar için lütfederseniz...

TURAN YALDIR (Aksaray) - Türkçe resmî dildir Sayın Başkan.

AYŞEGÜL DOĞAN (Devamla) - Önce Türkçesini ifade ettim, sonra Kürtçeye geçtim; izin ve müsaade alarak değil, bildirimde bulunarak. Bu da farklı ana dil hakkına duyduğumuz saygının gereği yaptığım bir şey. Aynı saygıyı biz de bekliyoruz, kendi ana dilimiz için bekliyoruz. O yüzden tüm siyasi parti gruplarını, başta Kürtçenin yasal bir güvenceye ve statüye kavuşması için, üzerindeki yasakların kaldırılması için, bu retçi ve inkârcı politikaların son bulması için bizim önergemize desteğe davet ediyorum.

Sayın milletvekilleri, dillerden korkmayın, savaşlardan korkun. Dillerden niye korkuyorsunuz? Diller bölmez, bütünleştirir, ayrıştırmaz, aradaki mesafeleri kapatır.

Genel Kurulu selamlıyorum.

Sağ olun. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)