GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:82
Tarih:15.05.2024

AK PARTİ GRUBU ADINA NECMETTİN ERKAN (Kırşehir) - Sayın Başkan, yüce Meclisimizin çok değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce sizleri saygıyla selamlıyorum, teklifimizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Değerli milletvekilleri, Covid-19 salgını 2019 yılı sonunda başlamış ve kısa bir sürede pandemi durumuna dönüşerek tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Küresel boyutta yaşanan bu salgın dünya ekonomilerinde büyük daralmaya neden olmuştur. Henüz pandeminin etkileri geçmeden yaşadığımız Rusya-Ukrayna savaşı, İsrail'in Filistin'de başlattığı katliam ve Çin-Tayvan gerginliği ise tüm ekonomileri birtakım önlemler almaya yöneltmiştir. Son dört yılda yaşanan jeopolitik krizlerin sonuçlarına baktığımızda, küresel ölçekte enflasyonist bir süreç yaşanmış, bunun bir neticesi olarak Merkez Bankalarının sıkı para politikaları nedeniyle tüketim ve yatırımlar baskılanmış, yaşanan belirsizlik ve risk faktörleri nedeniyle de tüm ekonomiler çok daha korumacı bir politika izlemeye başlamıştır.

Değerli milletvekilleri, dünya ekonomilerinde yaşanan bu değişim ve dönüşümler ise karar alma süreçlerini ve üretim ilişkilerini önemli ölçüde etkilemektedir. Küresel olarak yaşanan tüm olumsuz etkilere rağmen ülkemiz üretmeye, istihdam yaratmaya, büyümeye devam etmektedir. Salgınlara, savaşlara, ham madde ve enerji krizlerine ve yaşamış olduğumuz çok yıkıcı doğal afetlere rağmen bu pozitif ivme devam etmektedir. Nitekim Türkiye 2023 yılında Orta Vadeli Program'da hedeflenen oranın üzerinde, yüzde 4,5 büyüme performansı göstermiştir. Bu performansla ülkemiz AB ülkeleri arasında 1'inci, OECD ülkeleri arasında 2'nci ve G20 ülkeleri arasında ise 4'üncü sırada yer almaktadır.

Değerli milletvekilleri, ticari hayat tıpkı canlı bir organizma gibi dinamik bir yapı arz etmektedir. Dolayısıyla, gerek yaşanan değişim ve dönüşüm ve gerek dinamik ticari hayat üreticilerimizi, şirketlerimizi, kooperatiflerimizi ve tüketicilerimizi doğrudan etkilemektedir. Ekonomik hayatta yaşanan değişim ve dönüşüm birtakım konularda yeni hukuki düzenlemeleri zaruri hâle getirmiştir. Bu konuda özellikle yüce Meclisimize önemli görevler düşmektedir. İnşallah cumhuriyetimizin 2'nci yüzyılında milletimizle birlikte, siz değerli milletvekillerimizin desteğiyle yılmadan, yorulmadan, engellere aldırmadan, vizyoner bakış açısıyla ülkemizin kalkınmasına ve ekonominin büyümesine katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Bu yolda Türkiye Yüzyılı hedeflerimize hep birlikte ulaşacağız. Yine, şunu ifade edeyim ki: Jeopolitik çoklu krizler fiyatlama politikalarında birtakım dengesizliklere neden olmuştur. Başta gıda ve barınma gibi temel ihtiyaçlar konusunda yaşanan fahiş fiyat artışları ve stokçuluk girişimleri ise piyasa dengesine zarar vererek vatandaşlarımızın mağduriyet yaşamasına sebep olmaktadır. Bilindiği üzere bu tür girişimlerin önüne geçilebilmesi, gerçekleştirilen denetimlerde etkinliğin ve uygulanan idari yaptırımlarda caydırıcılığın sağlanması amacıyla 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'da bu zamana kadar birtakım düzenlemeler yapılmıştı. Teklifte biraz önce belirttiğim konulardaki mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla idari para cezası tutarlarının artırılmasını ve idari yaptırımların kapsamının genişletilmesini planlıyoruz. Ancak tüm idari yaptırımlara rağmen piyasalarda arz talep dengesizliğine neden olan faaliyetlerine ısrarla devam eden stokçulara karşı daha farklı bir yaptırım uygulama zorunluluğu doğmuştur. Bu bakımdan teklifte bir takvim yılı içinde en az 3 defa stokçuluk yaptığı tespit edilen üretici, tedarikçi ve perakende işletmelere altı güne kadar kapatma cezası verilmesi öngörülmektedir. Kapatma tedbirlerinin süresinin belirlenmesinde ticari hayatın genel akışının korunması ve yaptırımın ölçülülüğünün sağlanması hususları dikkate alınmıştır. Ayrıca bu süreçte Rekabet Kurumu tarafından yürütülen soruşturma sürecinin hızlı ve etkin bir biçimde yürütülmesini hedeflemekteyiz. Bilindiği üzere, Rekabet Kurumumuzca 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'u ihlal ettiği şüphesi bulunan teşebbüslere resen ya da şikâyet üzerine soruşturma açılmaktadır. Kanunun mevcut hâlinde hakkında soruşturma açılan teşebbüslerin soruşturma süresi içerisinde 3 yazılı, 1 sözlü savunma hakları bulunmaktadır. Tüm bu sürelerin azami biçimde kullanılması hâlinde soruşturma raporunun yazılması da dâhil olmak üzere bu süreç on sekiz ayı aşabilmektedir, bu durum ise soruşturmaların etkinliğini azaltabilmektedir. Bu açıdan esasen soruşturma süreçlerinde beklenen faydayı sağlayamayan fakat soruşturma süreçlerinin gereksiz biçimde uzamasına neden olan hususlarda değişiklik yapılması öngörülmektedir.

Değerli milletvekilleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu tacirimiz ve şirketlerimizin iş hayatını düzenleyen ve kolaylaştıran hükümleriyle on yıldan fazla bir süredir yürürlüktedir. Zamanın ihtiyaçları ve tacirlerin beklentileri çerçevesinde kanun hükümlerinde birçok değişiklikler bugüne kadar yüce Meclisimizin takdirleriyle hayata geçirilmiştir. Yine, tacirlerimizin beklenti ve talepleri çerçevesinde, şirket işlemlerinde kolaylık sağlanması ve belirli konularda uygulamada yaşanan tereddütlerin giderilmesi amacıyla Türk Ticaret Kanunu'nda değişiklikler öngörmekteyiz. Ayrıca, teklifin yüce Meclisimizin takdirleriyle yasalaşması durumunda, şirketlerimizin kurumsallaşması süreçlerinin hızlanmasını ve uygulamada yaşanan çeşitli sorunların çözüme kavuşmasını bekliyoruz.

Diğer taraftan, ödeme işlemlerinden mal ve hizmet ticaretine kadar ekonominin her alanında yaşanan dijitalleşme karşısında Anayasa'mızda belirtilen tüketicinin korunması amacının etkin ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi için 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da birtakım değişiklikler öngörmekteyiz. Bilineceği üzere, yakın zamanda Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da yapılan değişiklikle Reklam Kuruluna erişimin engellenmesi yetkisi verilmişti ancak bu yetkiye ilişkin düzenleme Anayasa Mahkememizce kamu yararı amacına uygun olmakla birlikte yetkinin kullanımına ilişkin belirlenen usul, ölçülülük ilkesinin alt ilkelerinden olan gereklilik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmişti. Teklifte, ilgili madde, yüce mahkemenin kararı çerçevesinde yer alan hususlar doğrultusunda yeniden ele alınmıştır. Yapılması öngörülen değişiklikle, Reklam Kurulu tarafından falcılık, büyücülük, post tefeciliği gibi dijital alanda yaşanan yanıltıcı, aldatıcı reklamlar ile haksız ticari uygulamalara karşı daha etkin mücadele edilebilecektir.

Değerli milletvekilleri, lisanslı depoculuk, tarım ürünlerinin modern altyapıya sahip depolarda, sağlıklı ve uygun koşullarda, kalite kriterleri korunarak depolanmasına ve bu ürünlerin Türkiye Ürün ve İhtisas Borsası üzerinden elektronik ortamda alınıp satılabilmesine imkân sağlayan bir sistemdir. Bugün itibarıyla, lisans alan 192 lisanslı depo işletmesi ve 46 ilde yer alan toplam 270 tesiste lisanslı depoculuk faaliyeti yürütülmektedir. Faaliyete geçen lisanslı depoların kapasitesi 10 milyon tonu geçmiştir. Bakanlıktan kuruluş izni almış ancak faaliyete geçememiş 273 şirketin tamamının lisans alması durumunda ise ülkemizin toplam lisanslı depo kapasitesi 26 milyon tonu geçecektir. 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu'nda yapılması öngörülen değişiklikle, lisanslı depoculuk sistemine olan güvenin artırılması, sistemin gelişmesi, yaygınlaşması ile mudilerin hak ve menfaatlerinin korunması amaçlanmaktadır. Diğer taraftan, Ürün İhtisas Borsasındaki aracılık işlemleri 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'ndaki hükümlere benzer yaklaşımla yeniden ele alınmakta, borsada işlem yapacak aracılara ilişkin takas süreçlerinde riskin azaltılması ile yatırımcının güveninin pekiştirilmesi amacıyla teminat ve garanti fonu mekanizmaları oluşturulmaktadır. Bu kapsamda 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun 53'üncü maddesinde değişiklik yapılması öngörülmektedir.

Değerli milletvekilleri; günümüzde tüketim alışkanlıkları değişse de tüketicinin pazar yerindeki alışveriş yapma alışkanlıkları değişmemekte. Pazar yerleri gerek geleneksel yapıları gerekse tüketicilere taze sebze ve meyve satışı imkânı sağlaması nedeniyle hâlen yoğun rağbet görmektedir. Ancak kapalı pazar yerlerindeki satış yerlerinin sınırlı ayni hak yöntemiyle pazarcılık mesleğinden olmayan kişilere verilmesi ve bu yerlerin pazarcılara yüksek bedellerle tekrar kiralanmasının pazarcıların satış yeri maliyetlerinin artmasına neden olduğu görülmüştür. Bu sebeple, söz konusu kanunda düzenlenen kapalı pazar yerlerinde sınırlı ayni hak tesisiyle kiralama usulünün kaldırılmasına yönelik değişiklik yapılmasına gerek duyulmuştur. Yapılacak değişiklikle pazar yerlerinde bulunan satış yerlerinin yalnızca tahsis usulüyle kullandırılması ve böylece pazarcıların maliyetlerinin azaltılması amaçlanmıştır.

Son olarak, teklifimizde Kooperatif Bilgi Sistemi'ne KOOPBİS kaydını gerçekleştiremeyen ortaklara yönelik veri eksikliklerinin tamamlanması, sistemin etkin kullanımının sağlanması için süre uzatımı öngörülmektedir. Ayrıca, kooperatiflere 2021 yılında gerçekleşen kanun teklifine uyum sağlayabilmeleri amacıyla ana sözleşmelerini değiştirmeleri için belirlenen sürenin uzatımı öngörülmektedir. Diğer taraftan, Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelere ihraç edilen güvensiz, tağşişe konu ve aldatıcı, yanıltıcı bilgi içeren ürünler için öngörülen idari yaptırımın vergilendirilmesi amacıyla 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu'nda değişikliğe gidilmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifimizin hazırlanmasında ve Komisyon müzakerelerindeki desteklerinizden dolayı değerli milletvekillerimize ve tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Yapılacak değişikliklerin ülkemiz için ve ticaret hayatımız için, tüm kesimler için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Saygılar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)