| Konu: | 2822 SAYILI TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ GREV VE LOKAVT KANUNUNA BİR GEÇİCİ MADDE EKLENMESİ HAKKINDA (S.S.1) |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 15.07.2011 |
SALİM USLU (Çorum) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; bu Meclis çok kez gece uzun çalışmalarını gerçekleştirmiş ve önemli kanunlara imza atmıştır. Bugün gene beklediğimizin ötesinde bir uzun çalışma gerçekleştirdik. Ben, teklifimize katkı sunan herkese teşekkür etmek istiyorum.
Gerçekten, eğer bu teklif söz konusu olmasaydı, Sayın Vural'ın ifade ettiği gibi yaz dönemi çalışmalarımız bir anlamda tüm milletvekillerine zehir olacaktı. Her karşılaştığımız iş yerinde, işletmede çalışan işçi arkadaşlarımız "Bizim toplu sözleşme hakkımızın engellenmesine niye sessiz kalıp tatili tercih ettiniz?" diye bize hesap soracaklardı. Dolayısıyla, burada önemli bir görevi yerine getirdiğimizi düşünüyorum. Teşekkür ediyorum.
İkincisi: Burada kanuni süreleri aşan uzun çalışmaların ne kadar zor olduğunu, sinirleri ne kadar çok gerdiğini bir kez daha görmüş oluyoruz. O açıdan, kayıt dışı çalışmalar konusu yüce Meclisimizin gündeminde olmalıdır. Özellikle kanuni süreleri aşan çalışmaların önlenmesi bakımından da Meclise, gündemimize önemli yeni değişikliklerin gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu bizim tarafımızdan da olabilir, Çalışma Bakanlığının da bu konuda yeni bir çalışma başlatmasının gerekli olduğunu düşünüyorum.
Bir üçüncü husus da, şuna hazır olmamız gerekiyor: İlk konuşmamda da ifade ettim; işçi ve işveren konfederasyonları arasında varılan mutabakat metinleri elbette Parlamentonun iradesinin üzerinde değildir, Parlamentoya bir baskı veya dayatma şeklinde de anlaşılamaz ama şunu kabul etmek lazım ki çağdaş demokrasilerde, modern toplumlarda, örgütlü toplumlarda, özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde işçi sendikaları konfederasyonları ile işveren sendikaları konfederasyonları zaman zaman çalışma hayatını ilgilendiren konularda bir araya gelirler, ortak kararlar alırlar ve bu ortak kararlar daha sonra Avrupa Birliğinin siyasi kurumlarının direktifi hâline dönüşür. Nitekim böyle bir yaklaşım aynı zamanda ILO'nun 144 sayılı Sözleşmesi'ne de uygun bir yaklaşımdır. Bu, Parlamento iradesine bir dayatma değildir. Çalışma hayatının tarafları yani işçi, işveren tarafları sosyal taraflar olarak birbirleriyle sorunlarını konuşarak çözmek, ortak akılla çözmek gibi bir yeni bir yaklaşım geliştirmişlerdir. Bu yaklaşımın, vuruşmak yerine konuşarak çözme yaklaşımının, ortak akılla çözme yaklaşımının Türkiye'de de artık sendikalara hâkim olduğu gerçeğini göz önünde bulundurmak gerekmektedir.
Bir diğer husus da, son olarak ifade etmek istiyorum, bu tür konular politik tartışma konusu olmamalıdır. Doğrusu niye bu kadar tartışma yaşandı emin olun ben anlayabilmiş değilim. İşçiler şu anda Meclisten çıkacak bu kararın, bu kanunun sonucunu, olumlu sonucunu beklerken burada böyle bir tartışma yaratmak, buradan bir siyasi pozisyon ve söylem üretmek inanın hiçbir siyasi partiye politik rant sağlamaz. Tıpkı geçmiş günlerde yaşanan boykotların siyasi rantsağlamadığı gibi bu da sağlamaz.
Hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)