Konu: | Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 82 |
Tarih: | 15.05.2024 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 2'nci maddesi üzerine İYİ Parti adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teklif, kamuoyunda yansıtıldığı gibi fahiş fiyatla mücadele konusu dışında ilgili ilgisiz birçok alanda düzenlemeyi de içeren alışılmış bir torba kanun teklifidir ve AK PARTİ'sinin her zaman olduğu gibi milletimizi aldatma ve kandırma çabası içinde olduğu açıkça görülmektedir. Teklif bu hâliyle yasalaşsa dahi fiyatların aşağı yönlü hareket etmeyeceği ortadadır. Anlaşılan o ki vatandaşlarımız önümüzdeki süreçte de fahiş fiyat artışlarıyla ve çaresizlikle mücadele etmek zorunda kalacak. Sayenizde bu millet krizlerin her türlüsünü yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Yuvalar dağılıyor, intihar vakalarının ve cinnetlerin ardı arkası kesilmiyor. Umutsuzluk toplumumuzun her zerresine nüfuz etmiş durumda. Sosyal bilimciler krizi "Birdenbire meydana gelen kötüye gidiş yönünde gelişme." olarak tanımlıyor ama ülkemizde ekonomik kriz ve krizler bağıra bağıra, göstere göstere geliyor. Sizce neden? İnatla ve ısrarla akla ziyan ekonomi ve maliye politikalarını yıllardır uyguluyorsunuz. Konunun uzmanları uyardı, bizler Genel Kurulda uyardık, defalarca "Yanlış yapıyorsunuz." dedik; dinlemediniz, göz göre göre vatandaşımızı uçuruma sürükler gibi ekonomik krize sürüklediniz. Bir dönem siyasal propaganda malzemesi yapabilmek için vergilerde indirime gittiniz ve bu şekilde büyümeyi artıracağınızı düşündünüz ama maalesef, her zamanki gibi yanıldınız. Şimdilerde ise o vergi indirimlerinin yarattığı hasarı onarmak için vergileri artırıyor, aldığınız vergileri bir daha alıyorsunuz. Bununla birlikte, kamu harcamalarıyla ilgili doğru düzgün ciddi bir düzenleme söz konusu değil -"ciddi" kelimesinin altını çizmek istiyorum- lüks alışkanlıklarınızdan, şatafattan bir türlü vazgeçemiyorsunuz. "Tasarruf önlemleri" adı altında kamu kesimi için öngörülen kâğıt, kalem, dosya harcamalarını azaltan önlemlerin hiçbir anlam taşımadığını; asıl tasarrufun gereksiz binalar, gereksiz kiralar, gereksiz lüks otomobiller, uçaklar, gereksiz geziler ve ikişer üçer farklı yerden ballı maaşlardan yapılması gerektiğini herkes biliyor. Bütün bu yanlışlar sonucunda fiyatlar artıyor, enflasyon yükseliyor ve ücretler de ister istemez yükseltilmek zorunda kalınıyor. Yapılan ücret artışları enflasyonu karşılayacak düzeyde olmasa bile bu kez satıcılar yeni ücretlere bakarak fiyatlarını yeniden artırıyor, fiyatlardaki artış satın alma gücü düştüğü için ücret artışlarını yeniden gündeme getiriyor ve böylece "ücret-fiyat çekişmesi" denilen sarmalın içine giriliyor.
Değerli milletvekilleri, kıymetli mevkidaşlarım; maalesef ki AK PARTİ'si üretmeyi değil tüketmeyi bilen, iktisadi faaliyet olarak sanayiye değil ticarete daha çok değer veren bir anlayışın temsilcisi olmuştur. Hükûmetin ekonomik krizden çıkabilmek için doğru düzgün bir para politikası bile yok, borç para bularak, kaynağı ne olursa olsun dışarıdan para girişi sağlayarak, ne var ne yok satarak, vergilere zam üstüne zam yaparak bu krizin içinden çıkılabileceğini sanıyor; çıkış yolunun sadece geçici çözümlerde olmadığını, aynı zamanda sosyal politikalardan, istihdam, eğitim ve tarım politikalarından, kamuda liyakat esaslı güçlü kadrolaşmadan, ciddi, uygulanabilir tasarruf tedbirlerinden geçtiğini ısrarla görmüyor. Doğru ekonomi ve maliye politikası yalnızca vergi artışlarıyla ya da göstermelik tasarruf genelgeleriyle değil kamu harcamalarında gerçek anlamda tasarruf önlemleriyle birlikte devreye sokulmalıdır. Kalıcı bir istikrar arıyorsak yapısal reformları acil olarak devreye sokmamız şart. Birincil hedefimiz lafla değil, ciddi uygulamalarla enflasyonu tek haneye düşürmek olmalı ve ekonomi politikası buna göre oluşturulmalıdır çünkü enflasyon, yalnızca ekonomik yapıyı değil, ahlaki yapıyı da bozmaktadır. Sebep olduğunuz her sıkıntı sonrasında vatandaşlarımıza "Kemer sıkın." "Porsiyonlarınızı küçültün." "Yastık altındaki dövizi, altını çıkarın." demek, devlet yönetmek değildir; yaşanan her felaket sonrasında IBAN numarası verip vatandaştan para istemek devlet yönetmek değildir. Bugün ve daha öncesinde her sıkıştığınızda defalarca tasarruf tedbiri genelgeleri yayınladınız. Bu tasarruf tedbirlerine önce siz uymalıydınız ama uymadınız; doğru ya, itibardan tasarruf olmaz! Çalışanlarımızın, emeklilerimizin ve tüyü bitmemiş yetimin hakkı, sayenizde oluşan kara delik tarafından yutuldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Başkanım, selamlıyorum.
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Çalışanların yol servisini kaldırarak, özel işleri için fotokopi çekmelerini yasaklayarak mı tasarruf edeceksiniz? Sizin tasarruf anlayışınız bu kadar sığ mı? Çalışanlarımız, emeklilerimiz ve tüm vatandaşlarımız çok merak ediyor ve soruyorlar: Siz ne zaman elinizi taşın altına sokacaksınız? Siz ne zaman yastık altındaki döviz ve altınlarınızı çıkaracaksınız? Siz ne zaman porsiyonlarınızı küçülteceksiniz? Sonuç olarak "Faiz sebep, enflasyon sonuç." dediniz "İtibardan tasarruf olmaz." dediniz "nas" dediniz; vatandaşımızı uçuruma sürüklediniz, ülkemizi bu hâle getirdiniz.
Allah sonumuzu hayretsin diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)