GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YASAMA YILININ AÇILIŞ KONUŞMASI
Yasama Yılı:2
Birleşim:1
Tarih:01.10.2011

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, önce, yeni yasama yılının ülkemize, milletimize, hepimize hayırlı ve uğurlu olmasını, sağlıklı ve başarılarla dolu bir çalışma yılı olmasını temenni ediyorum.

Meclisimiz 24'üncü Dönemde milletimizin beklentilerini karşılamak, millî hedeflerimizi gerçekleştirmek ve ülkemizin huzur ve refahı için çalışacaktır. İnanıyorum ki, milletvekillerimiz, milletimizden aldığı temsil görevini en iyi şekilde yerine getireceklerdir. Milletvekillerimiz ve siyasi gruplar yapacakları çalışmalar ve gösterecekleri demokratik olgunlukla demokrasimizin gelişmesine katkı sağlayacaklardır. İş birliği ve diyalog kanallarının geliştirilmesi, uzlaşı zemininin ve kültürünün güçlendirilmesi demokrasimizi daha ileri noktalara taşıyacaktır.

Bu dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi yüzde 95'ler gibi büyük bir temsil oranına kavuşmuştur. Kadın milletvekili sayısının artması ise hepimizi sevindirmektedir. Bu tablonun çalışmalarımızda bize güç katacağı, verim ve başarımızı artıracağı inancını taşıyorum.

Sayın milletvekilleri, millî iradenin, halkın egemenliğinin tecelli ettiği yer olan Türkiye Büyük Millet Meclisi demokrasimizin ve kalkınmanın en büyük güç kaynağıdır. Türkiye yokluklar içerisinde var olma mücadelesi veren bir durumdan bugün dünyanın saygın ülkelerinden biri hâline gelmişse, bunda Meclisimizin payı çok büyüktür. Demokrasimizin kalbinin attığı bu kurum milletimizin ve ülkemizin her zaman önünü açan çareleri üretme başarısını göstermiştir, bugün de gösterecektir; bundan sonra da yüksek sorumluluk bilinciyle hareket ederek milletimizin umudu olmaya, ülkemizin sorunlarına, milletimizin menfaatleri doğrultusunda çözümler üretmeye devam edecektir.

Sayın milletvekilleri, yeni yasama yılında Meclisimizi bekleyen en önemli gündem maddelerinden birisi hiç şüphesiz yeni anayasa konusudur. Bilindiği üzere, 1982 Anayasası, günümüze kadar sayısız defa değişikliğe uğramış ancak bunca değişikliğe rağmen üzerindeki "darbe Anayasası" imajını atamamıştır. Bu imaj nedeniyle, yaşanan her sorun, haklı ya da haksız Anayasa'ya mal edilir olmuştur. Kaldı ki Anayasa'nın birçok toplumsal soruna kaynaklık ettiğini göz ardı etmek de mümkün değildir. Ülkemizde, toplumsal mutabakata dayalı yeni bir anayasa ihtiyacı ve bu ihtiyacın giderilmesi yönünde ciddi bir beklenti mevcuttur. Anayasanın, Türkiye Büyük Millet Meclisi, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, akademik camia gibi her kesimin özgür ve aktif katılımıyla gerçekleştirilmesi hususunda kamuoyunda bir uzlaşmadan söz etmek mümkündür. Nitekim, 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan 24'üncü Dönem Milletvekili Genel Seçimlerine de birçok siyasi partimiz yeni bir anayasa vaadiyle girmiştir. Keza, uzun yıllardan beri çeşitli sivil toplum kuruluşlarının da yeni ve sivil bir anayasa konusunda yaptıkları sayısız çalışmalar mevcuttur.

Değerli milletvekilleri, yeni bir anayasa yapımı sadece ülkemizde değil, tüm dünyada zorlu bir süreç olmuştur. Anayasa yapımında izlenecek yöntemden metnin içeriğine kadar her konuda sorun yaşanması son derece doğaldır. Ancak hiçbir zorluk, gelişmiş demokratik toplumları, çağın gereklerine uygun, özgürlükleri güvence altına alan anayasaları yapmaktan vazgeçirmemiştir, bizi de vazgeçirmemelidir. Yeni bir anayasa yapımı için, toplumumuz yeterli demokratik uzlaşma kültürüne sahiptir, siyaset kurumu çözüm iradesini ortaya koyabilecek olgunluktadır, sivil toplum örgütleri gerekli katkıyı sağlayacak kapasitededir, akademik dünyamız anayasa yapımının teorik zemini açısından yetkinliğini fazlasıyla ispat etmiştir. Yazılı ve görsel medyada gerekli duyarlılığın oluştuğu gözlenebilmektedir.

Yapılacak anayasa ile ülkemizin kalkınmasına yeni bir ivme kazandırmak, Anayasa'dan kaynaklanan toplumsal gerginlikleri asgariye indirmek, Anayasa çerçevesinde yapılabilen ve hâlen de sürdürülen tartışmalara son vermek toplum ve Meclis olarak bizim elimizdedir. Kangren olmuş bu sorunumuzu, ülkemize karşı sorumluluğumuzun bir gereği olarak el birliğiyle çözeceğimize inanıyorum.

Bugüne kadar konuya anlayışla yaklaşan tüm parti gruplarımıza, siyasi partilerimize, sayın liderlerimize ve sivil toplum kuruluşlarına teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, mevcut İç Tüzük ile etkin ve verimli bir şekilde yasama ve denetim faaliyeti yapıldığını söylemek zor. O nedenle, ümit ediyorum, yeni dönemde siyasi parti gruplarımızın katkılarıyla, Anayasa'yla eş zamanlı olarak veya ondan ayrı yeni bir İç Tüzük çalışması gündeme gelmelidir. Ayrıca, siyaset hukukunun yeniden tanzim ve inşası, Anayasa'dan kaynaklanan sorunlar, Anayasa'yla ilintili veya ondan ayrı, hukuki, siyasi, ekonomik ve sosyal içerikli yasal ve kurumsal düzenlemeler, daha pek çok sorun, iktidarın gündeme getirdiği ve getireceği yasa tasarıları, muhalefet partilerinin öncelik ve önem verdiği konular, sorunlar burada müzakere edilecek ve karara bağlanacaktır, bunlar yeni dönemin öncelikli konularıdır.

Değerli milletvekilleri, günümüzdeki en önemli sorunlardan birisi hiç şüphesiz, geçmişten beri halkımıza büyük acılar yaşatan terör sorunudur. Söyleyecek sözü olmayanlar şiddete başvururlar.

İnanmak istiyorum ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında görev yapacak olan bütün milletvekillerimiz şu hususta hemfikirdir: Terör bir insanlık suçudur, terör yoluyla ve terör yöntemleriyle sorunlara çözüm aramak çağ dışılıktır ve ilkelliktir. İnsan hayatına kasteden, kan döken, can alan, pusu kuran teröre ve terör şebekelerine karşı mutlaka güçlü bir irade sergilemeli ve bu iradeyi hiçbir zaman politik rekabete feda etmemeliyiz.

Hukuk alanını çiğnemeye kimsenin hakkı olamaz. Kimin, ne isteği, ne talebi varsa bunun en evvel konuşulacağı yer burasıdır. Hukuk içinde kalarak, demokratik yol ve yöntemlerle sorunlara çözümü burada bulabiliriz. En doğru olan yol budur. Her şeyi burada konuşabiliriz, çözümleri de birlikte bulabiliriz. Bunu yaparken hepimize düşen bir sorumluluk var. Bu kürsüdeki ve bu çatı altındaki her kelime, her cümle bir yarayı kanatmayı değil, bir yaraya şifa olmayı esas almalıdır. Yanlışın eşiğinde olanı daha çok yanlışa sürüklemek ve onunla köprüleri atmak yerine, onu gerçeğin zeminine çekecek uzlaşma dilini bulmak durumundayız. Zaten zor olan da budur ve demokrat olmak bu zorluğu aşabilmektir. Meclis Başkanı olarak toplumsal barış ve huzuru koruma konusunda herkesi sağduyulu davranmaya davet ediyorum. Şunu da asla unutmamamız gerekmektedir: Demokrasi de, haklar da, özgürlükler de sadece yaşayan bireyler içindir.

Değerli milletvekilleri, bu duygu ve düşüncelerle 24'üncü Dönem İkinci Yasama Yılında iktidar ve muhalefet partilerine mensup milletvekillerimiz ve bağımsız milletvekillerimizin değerli katkılarıyla milletimiz tarafından minnet ve şükranla anılacak önemli çalışmalar yapılacağına, ülkemizin ve milletimizin menfaatleri doğrultusunda en iyi, en doğru çözümlerin hayata geçirileceğine yürekten inanıyorum. Ben de Meclis Başkanı olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu sürece katkı yapma gayreti içerisinde olacağım.

Sözlerimi bitirirken başta cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Meclisimize Başkanlık yapmış, üye olarak bulunmuş bütün devlet ve siyaset adamlarından ölenlerini rahmet ve minnetle anıyor, hayatta olanlara ve siz değerli milletvekillerimize, şehitlerimize ve gazilerimize minnet ve şükran duygularımla sağlıklı ve esenlikli bir yeni yıl diliyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)