Konu: | Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 84 |
Tarih: | 21.05.2024 |
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel kurulu saygıyla selamlıyorum.
Ticaret Kanunu hususunda görüşmeye devam ediyoruz. Seçim bitti; seçimden sonra, önce patronların isteği üzerine turizm yasasını görüştük, tamamlandı. Yine, başka patronların talebini yerine getirmek üzere Maden ve Enerji Yasası'nı görüştük, şimdi de sırada büyük işverenlerin hayatını ilgilendiren Ticaret Kanunu'nu görüşüyoruz. Belli ki burada halk, emekliler, asgari ücretliler, dar gelirliler hiçbir şekilde gündemde yok; sadece "Kodamanlara nasıl hizmet ederiz?" peş peşe bunlar var. Muhtemelen bundan sonra da benzer bir gündem de karşımıza gelecek.
Değerli milletvekilleri, tasarruf tedbirlerinden söz ediliyor. Sayın Maliye Bakanı açıkladığı paketle üç yıl içerisinde 100 milyarlık tasarruf edileceğini belirtti. Üç yılın hedefi 100 milyar. Peki, bizim 100 milyar ne anlam ifade ediyor? 100 milyar şu: Bugün her gün bütçe giderimiz, 33 milyar günlük giderimiz. Bizim her gün faize ödediğimiz para 3 milyar yani benim iktidara tavsiyem şudur: Grev yapın arkadaşlar, faiz lobisine deyin ki: "Biz grev yapıyoruz, otuz gün süreyle size faiz ödemeyeceğiz." Otuz gün süreyle faiz ödemezseniz toplam 100 milyar tasarruf etmiş olursunuz. Zaten üç yılda kemer sıkarak elde edilecek rakam 100 milyar, faizcilere bir ay içerisinde ödenecek rakam da 100 milyar. Burada -bayram geliyor- bayram ikramiyesi 3 bin lira olarak açıklandı. Kurban fiyatlarının 15 ile 25 bin lira arasında olduğu bir yerde artık ibadetleri de engellemeye başladınız, bu vebal size yeter. Hiç olmazsa emekli ikramiyesi olarak verilecek rakam en azından bir kurban almalı.
Değerli milletvekilleri, burada kanun düzenlenirken şu düşünülmeli ki kanun terzi gibi değil konfeksiyon üretimi gibi olmalı yani kişiye özel kanunlar çıkarılmamalı, konfeksiyon ürünü, herkesin yararlanabileceği kanunlar olmalı. Zaten böyle dendiği için "Türk tipi ekonomi modeli" dediniz, ekonomiyi perişan ettiniz. Beş yıldan beri yaşadıklarımızı önceyle kıyasladığımızda çok daha vahim olduğunu hepimiz yaşayarak görüyoruz. "Türk tipi başkanlık sistemi" dediniz, kurumların hepsi birbirine girdi. Bakanlıklar gerçek bakanlık mı, Külliye'nin içerisinde bir bakanlık mı, kim yetkili, hangi kurum, ne altta ne üstte; bunların hiçbirisi belli değil.
Tabii, böyle sınırsız yetki olduğu için de kişiye özel af da çıkmaya başladı. Bildiğiniz gibi, Sayın Cumhurbaşkanımızın seçim döneminde bir cinayet işlemiş olan sandık müşahidini affı kamu vicdanını yaralamıştır. Zaten inanç esaslarımıza göre de kişiye yapılan suçu bir başkası affedemez. Burada öyle bir durum ortaya çıktı ki sanki eskiden "Hırsız bizim hırsızımızsa sahip çıkacağız." denmişti; şimdi "level" atlanmış "Katil bizim katilimizse sahip çıkacağız." gibi bir mantık ortaya çıkıyor.
Burada, yine, şunu da arz edeyim ki bir Ticaret Kanunu görüşüyoruz, elbette kanundan başka her şey konuşuluyor. Bu da çok tabii çünkü konuşulan hiçbir sözün bir anlamı yok. Bakın burada önerge getirildi, Komisyon üyeleri dediler ki: "Biz katılamıyoruz." Ya, Allah aşkına, içeriğini mi beğenmediniz yoksa böyle bir itiraz yetkiniz mi yok, merak ediyorum. Şimdiye kadar, yani insan en azından onurunu düşünür, papağan gibi bütün cümleler "Katılamıyoruz."la tekrar ediliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, fahiş fiyattan, stokçuluktan bahsediyoruz. Acaba bu yasa çıktıktan sonra Türk Hava Yollarının ofisleri basılacak mı? 7 bin liraya, 8 bin liraya bilet satan kurumun ofisi mi basılacak yoksa yine market baskınları mı devam edecek? Bu yasanın içerisinde nereden ele alırsak alalım, nasıl bir durumda olduğu hepimizin malumu.
Ben sözlerimi kapatırken, TYP'ye temas etmek isterim. Seçim öncesi duygu sömürüsü yaparak, sırf oy avcılığıyla altı ay süreyle eleman işe alındı deprem bölgesinde; seçim bitti, bu adamların işine son veriliyor. Allah'tan korkun, insaf edin! Deprem yaralarının böyle hâlen devam ettiği bir dönemde ne olur bir, bir yıl daha bu insanlarımıza acıyın ki deprem yarası sarılsın.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)