| Konu: | AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 89 |
| Tarih: | 09.04.2013 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 23 Nisan 1920'de bu Meclis kuruldu. Bu Meclisin çatısını oluşturan bir kuruluş felsefesi vardır. Bu sıralarda, omuz omuza İstiklal Savaşı'nda yer almış Türk'üyle, Kürt'üyle, Çerkez'iyle, Anadolu'nun zengin tarihinden gelen, kültür ve kimliklerini yansıtan, Anadolu'nun kaderini birleştiren ve Türkiye'yi ortak vatan yapan milletvekilleri bu kürsüde oturmuştur. Meclis Başkanlığında oturan? O dönemde sadece Mustafa Kemal adı okunurdu, sonra Soyadı Kanunu çıktı. O gün kürsüde söylediklerini bugün bu kürsüde söylemeye kalkarsam, bir asır sonra, burada kıyamet kopar.
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Ya, söylemediğiniz şey mi kaldı Allah aşkına!
SIRRI SAKIK (Muş) - Niye rahatsız oluyorsunuz, niye rahatsız oluyorsunuz?
HASİP KAPLAN (Devamla) - Yüz yıl sonra, Türkiye'de bunca acıyı yaşamış? Otuz yıllık bir süreçte kendi içimizde yaşadığımız acıların, çatışmaların, ölümün önlenmesi için ne yapabiliriz konusunda söyleyin bana Meclisin dışında bir adres var mı? Bu sorunun konuşulacak yeri ve kalbi Meclis değil mi? Meclis Anayasa'yı konuşmayacak mı? Meclis yasalar yapmayacak mı? Meclis araştırma komisyonları kurup bu sorunu incelemeyecek mi, irdelemeyecek mi? Biz buraya niçin seçildik geldik? Bu ülkenin can alıcı sorunlarını konuşabilelim diye özgürce ama uygarca.
GÜRKUT ACAR (Antalya) - Oslo'yu konuş.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Bakın, şu an şu kürsüden açık söylüyorum: Şu anki bu gerilim, Meclisteki bu gerilim, dalga dalga üniversitelere yayılıyor, dışarı yayılıyor. Oysaki dışarıda bir süreç, bu süreçle beraber yeni bir anayasa yapılıyor; Türkiye'nin 21'inci yüzyıl hukuku çizilecek, bu 21'inci yüzyılın hukukunda yeni Türkiye'nin felsefesi kurulacak, 100'üncü yılında birlikte yaşamanın ilkelerini birlikte tespit edeceğiz, eşitliği belirleyeceğiz, özgürlüğü ve adaleti. Biz bunu ancak seviyeli bir tartışma ortamında yapabiliriz; bağırarak, üstümüze birbirimizin giderek, kırarak?
İnanın, bakın burada komisyon kurulacak bir araştırma önergesine bakıyorum, bizimki farklı. İktidar partisi diyor ki: "İşte, terör sorunu ve onunla bağlantılı konuları araştıralım." İki sayfa içerik.
Sonra, CHP'nin verip de sonradan imzalarını kısmen çektiği -kısmen dediğim, hemen hemen tamamı olabilir çünkü burada olmayanlar faksla göndermiş- önergesine baktım şöyle diyor, ismi konulmadan?
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Kısmen değil, tamamen çektik.
HASİP KAPLAN (Devamla) - "Otuz yılda yaşanan acıların, olguların araştırılıp toplumsal barış ? bu konuda ne yapabiliriz?"
Biz ne diyoruz: Arkadaşlar, biz ne iktidar gibi ne ana muhalefet gibi düşünmüyoruz, biz çok net konuşuyoruz, adını da net konuşuyoruz, ne istediğimizi de net koyuyoruz. Öyle bizde yalpalama, zikzak çizme yok. Diyoruz ki: Kürt sorununun demokratik siyaset çizgisinde, bu Mecliste çözülmesi için gelin bir araştırma komisyonu kuralım. İnancı, yüreği olan, bu ülkenin birliğine, kardeşliğine, barışına inanlar yüreklerinin, vicdanlarının sesini duyarak bunun arkasında dururlar, küçük hesapların içine girmezler, parti çıkarlarını Türkiye barışının önüne koymazlar. Bu ülkenin kaderinin, Orta Doğu'da ve dünyada gelişiminin önüne bir seçim hesabını koymazlar. Türkiye'nin 76 milyonunu düşünür, refahını düşünür, özgürlüğünü düşünür, geleceğini düşünür ve el ele verirler -konuşarak nasıl çözeriz- uygarlık noktasında buluşurlar.
Biz bu sınavı niye veremiyoruz? İkinci dönemim bu Mecliste. "Allah'ım" diyorum, "Şu 23'üncü Döneme -geçen dönem bu kürsüden söyledim- bize barış konusunda çözme kudreti ver, bu Meclise, bu onuru bize bahşet." Geçen dönemi kaçırdık. Kaç şehit verdik, kaç cenaze gömdük, kaç tane acı olay yaşadık, kaç tane ana ağladı! Şimdi 24'üncü Dönem, bu Mecliste yine "Allah'ım" diyorum, "Ya Rabb'im, bu Meclise bu onuru bahşet." diyorum. Şimdi vicdanlarınızın sesini duymayacağız, insanlığın sesini duymayacağız, ülkemizdeki sorunları görmeyeceğiz, kafamızı kuma gömeceğiz, görmeyeceğiz, duymayacağız, hissetmeyeceğiz, küçük seçim hesapları yapacağız. Türkiye'ye yakışır mı bu? Türkiye'deki bu Meclise yakışır mı bu?
Yani, bir akil insanlar çıktı, bu akil insanları? Linç edilmedik kalmadı. Oysaki ağır bir sorumluluk üstlenmişlerdi, sonunda bir araştırma, bir rapor? Burada bir komisyon kurulacak, "Türkiye elden gidiyor." deniliyor. Yapmayın arkadaşlar, Türkiye elden gitmez. Bu araştırma komisyonu bir çalışma yapar, uzmanını dinler, görevlisini dinler, bilmem nesini dinler, o raporu da Meclise getirir. E, bununla da ülke bölünmez. Şimdi, doğru bir iş yapmak için vakit kaybetmeyecek bir zamandayız arkadaşlar. Düşünün ki Türkiye barışı için hiçbir dönem bu kadar kamuoyu, bu kadar halkın desteği olmamıştı bir iktidarın arkasında, düşünün, muhalefet partileri, kimi açıkça, kiminin tabanı anketlerde yüzde 50 destek veriyor; sivil toplum veriyor, emek örgütleri veriyor, işveren örgütleri veriyor, sanatçılar veriyor, aydınlar veriyor, medya destek veriyor, yüzde 80 halkı bu Meclisin destek veriyor; "Bu barışı yeter ki hayata geçirin, bu ülkeye kardeşliği, adaleti, özgürlüğü getirin ve çözün." diyor. Bunun çözülecek adresi, kalbi Meclistir. Siz kaçamazsınız buradan, hiçbiriniz kaçamaz bundan. Hele hele ana muhalefet partisi bu sürecin içinde yer almak zorundasınız vicdanınız, insanlığınız gereği.
GÜRKUT ACAR (Antalya) - Bizi bulaştıramazsınız.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Sürecin adını söyle, sürecin adı ne?
HASİP KAPLAN (Devamla) - "Akil insanlar" dediniz, yan çizdiniz; "önerge" dediniz, olmadı; ama Anayasa'da kaçamayacaksınız, yasalarda kaçamayacaksınız. Biz de bu ülkenin demokrasisini istiyoruz.
Beyler, Kürt sorunu insan hakları sorunudur, bir hak sorunudur, bir demokrasi sorunudur, bir özgürlük sorunudur, bir kardeşlik hukukudur, bir eşit yurttaşlık onurudur ve şunu iyi bilin: 75 milyon insanımın içinde, ırkını, etnik kimliğini inkâr ederek, inancını inkâr ederek, aslını inkâr ederek o ülkenin eşit vatandaşı yapamazsınız zorla bir kimseyi. Hiç kimse zorla yapılamaz ve mutlu kılınamaz.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) -Kimsenin kimliğini inkâr etmiyoruz.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Arkadaşlar, inkâr minkâr yok!
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Kimsenin inkâr ettiği yok.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Ben bıktım altı senemde? Bakın açık söylüyorum.
Bardağa dokunuyorum, su içindir, bağışlayın.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Cumhuriyeti tasfiye edecekseniz Cumhuriyet Halk Partisi onun içinde olmaz.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Şimdi, bağışlayın beni ama dostça söyleyeceğim: Bu partide 91-92'ye kadar yöneticilik yaptım. Altı senedir MHP'yle
Teşekkür ederim. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.