Konu: | Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 85 |
Tarih: | 22.05.2024 |
AK PARTİ GRUBU ADINA ADEM ÇALKIN (Kars) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye dünyada ticari faaliyetlerin yeniden şekillendiği bir dönemde oldukça büyük bir aktördür. Ülkemizde ticareti destekleyen ve sorunlarını çözen kanun çalışmalarımız büyük bir kararlılıkla, aralıksız sürüyor. Bu kanun teklifimizle rekabetçi, adil, istikrarlı piyasa yapısının korunması, vatandaşlarımızın ticaretle ilgili bazı konularda yaşayabileceği mağduriyetlerin, olumsuzlukların önlenmesiyle ilgili ve Ticaret Bakanlığımızın muhtelif konulara ilişkin ihtiyaç duyduğu alanlarda bazı kanuni düzenlemeleri hayata geçirmiş olacağız. Fahiş fiyat artışları ve stokçuluk, ekonomimize büyük zararlar vermektedir. Ritmi bozulan piyasa vatandaşlarımızı huzursuz etmektedir. Bu teklifimizde fahiş fiyat artışı ve stokçuluk eylemleri için ek tedbirler alıyoruz. Genel Kurulda yapılacak olan yeni düzenlemelerin ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Değerli milletvekilleri, AK PARTİ, kurulduğu günden bugüne, sadece ülkemizde değil tüm dünyada ses getiren projeleri ve ortaya koymuş olduğu çalışmalarla kendinden söz ettiren siyasi bir harekettir; gücünü haktan alır, sırtını aziz milletimize dayar, millet iradesini sonuna kadar tüm gücüyle temsil eder. Vizyonu, devlet adamlığı, eserleri, birleştiriciliği, milletin adamı olması yönüyle "Türkiye" denildiğinde ilk akla gelen lider Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır, millet hareketinin ismi ise AK PARTİ'dir. Hakkı bu batıldan ayıran bizim hareketimiz bin dört yüz yıl önce başladı, nice zalime diz çöktürdü, nice fitnecinin ateşini söndürdü, vatan deyince ileri atılmaktan bir adım dahi geri durmadı.
Değerli milletvekilleri, bu kürsüler bizlere aziz milletimizin emanetidir. Buraları kendi keyfimize göre, dilimize her geleni söyleyerek kullanamayız, ağzımızdan çıkanlara dikkat etmeliyiz. Sosyal medyada, bazı yayın organlarında ve Meclisimizde partimize, Cumhurbaşkanımıza, grubumuza karşı bir psikolojik harp yürütülüyor. Gözlemlediğim kadarıyla bu olaylar organize bir şekilde, muhalefet partileri tarafından sistemli bir şekilde yapılıyor. Bugün şunu bilin ki ideolojileri ve parti politikaları tamamıyla birbirine zıt olmalarına rağmen söz konusu Recep Tayyip Erdoğan ve AK PARTİ düşmanlığı olduğunda ortak bir düşmanlık politikası ortaya koyulmaktadır. Bu benzemezler için Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı güçlü bir ideolojiye dönüşmüştür. Bu da net bir şekilde ayan beyan herkes tarafından görülmektedir. Üstüne üstlük bunlar kendi aralarında bir görev dağılımı da yapmışlardır. Partilerden biri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve AK PARTİ'nin ülkemizi iktisadi, sosyal, hukuki olarak geri bıraktığından dem vurarak sanki "Türkiye'de kaos var." çığırtkanlığı yapmaktadır. Sayın milletvekillerim, ülkemizde kaos yoktur, Türkiye Yüzyılı'nın temelleri büyük bir kararlılıkla atılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, hatırlatayım o günleri: 28 Şubatın millî iradenin üzerinden silindir gibi geçtiği, 2001 krizinin etkilerinin tüm toplumda hissedildiği; işçinin, esnafın, iş dünyasının geleceğini göremediği bir iklimde milletimiz bize yetki verdi. Nice engelleri, aziz milletimizin desteğiyle bir bir aştık; karanlık cinayetlerden cumhuriyet mitinglerine, medya provokasyonlarından kapatma davasına, dünyada yaşanan ekonomik krize, 367 garabetinden 17-25 Aralık girişimine, Gezi olaylarından 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsüne, her çeşidinden terör saldırılarına, ekonomik tuzaklara kadar, bir siyasi hareketin belki de asırlar boyunca karşılaşamayacağı sayıda hainliği, Vandallığı, hukuksuzluğu biz sadece yirmi iki yılda yaşadık ve gördük. PKK'sından DEAŞ'ına kadar tüm terör örgütleri, en azgın şekilde ülkemizin üzerine saldılar. Kuzey Irak'ta, Suriye'de, Libya'da, Doğu Akdeniz'de yürüttüğümüz hareketlerle bu saldırılara karşı cevabımızı anladıkları dilden verdik, yeni Türkiye'nin gücünü onlara gösterdik. Vermiş olduğumuz büyük mücadeleler sonrası ülkemizi düzlüğe çıkardık; ülkemizin 235 milyar dolar olan gayrisafi millî hasılasını 1 trilyon 118 milyar dolara biz yükselttik, 65 milyon olan nüfusa hizmet vermekte zorlanan bir yapıdan bugün 85 milyon vatandaşımıza hizmet veren bir Türkiye'ye ulaştık.
Değerli milletvekilleri, altını çize çize söylüyorum: Pandemiyi biz çıkarmadık. Pandeminin ülkemiz ekonomisine ağır bir maliyeti var; küresel ekonomide açmış olduğu büyük zararlar ülkemizde de hissedildi. Bir de 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli asrın felaketini yaşadık. Sanki bu ülkede yaşamıyorsunuz. Sizin ülkemizde böylesine zor dönemlerde destek olmanız gerekirken, sürekli takoz oluyorsunuz, köstek oluyorsunuz. Önümüzdeki dönemde emeklilerimizin düşük olan maaşlarını düzeltecek ve enflasyonu makul bir hâle getirecek olan yine AK PARTİ hükûmetleridir.
Değerli milletvekilleri, seçim sonrası belediyelerin duvarları şenlendi. Belediyelere gelir gelmez borçlarını belediyenin duvarlarına astınız, yine bir algı operasyonu içine girdiniz. Merak ediyorum, İzmir, Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin borçları niçin asılmıyor, niçin ilan edilmiyor? Zannımca bu borçlar o kadar çok ki bunları asacak büyüklükte bina bulamıyorsunuz. Size bir örnek vereyim: Kars'ımızın Selim ilçesinde belediyeyi CHP'li bir kardeşimiz kazandı. Selim ölçüsünde bir ilçede 22 milyon TL'yle kasayı devrettik kardeşimize, hemen bir pankart astı "15 milyon borcumuz var." diye. Bizim oralarda bir söz var: "Cızdım, oynamıyorum."
Değerli milletvekilleri, diğer bir partinin, ömrünü bu aziz vatana feda eden, 85 milyonu tek, bir olarak gören, bu ülkenin bütün vatandaşlarının eşit, ayrıcalıksız ve yaratılanı Yaradan'dan ötürü seven bir anlayışla kucaklayan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı ve AK PARTİ'yi, maalesef, Kürtlerin düşmanı olarak göstermeye çalışması büyük bir vebaldir, mesnetsiz bir iftira ve yalandır. Bu arada, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın çalışma arkadaşlarının önemli bir kısmı Kürtlerden oluşmaktadır, grubumuzda da Kürt milletvekili sayısı oldukça fazladır.
Değerli milletvekilleri, normalleşme konusunda da birkaç noktaya değinmek istiyorum. Siyaset alanında normal olan şey, şiddetin hiçbir zaman tasvip edilmemesi, desteklenmemesi, amasız fakatsız bir şekilde şiddete karşı çıkılmasıdır çünkü şiddet siyasetin normal doğasına aykırıdır. Şiddet, siyasi bir yol değildir, aksine, siyaseti yok eder. Siyasi amaçlarla şiddete başvurmak ise düpedüz terörün desteklenmesidir. Bu anlamda, siyaset yapma gayesiyle yola çıkan birisinden beklenen normal şey şiddetle arasına mesafe koymasıdır. Bu anlamda, bir normalleşmeye ihtiyaç vardır. Bu nefret dilini bırakalım, hepimiz bu aziz milletin bir neferi olarak birlikte yaşadığımız Türkiye'mize hep beraber hizmet edelim.
Değerli milletvekilleri, millî görüşü kendi siyasetine alet edenlere sesleniyorum: Tüm dünyada Filistin davasını kendi öz davası gibi gören bir lideri görmezlikten geliyorsunuz ya, pes doğrusu! Sizler, Sayın Özgür Özel'in ve Ekrem İmamoğlu'nun Hamas'la ilgili açıklamalarına ses çıkarmıyor, terör örgütü çıkışına hiçbir kelime etmiyorsunuz. Yine, burada yeri gelmişken bazı acı gerçekleri de hatırlatmak istiyorum. Ne çabuk unuttunuz 28 Şubatı, Nur Serterleri, Kemal Alemdaroğlularını, Sabih Kanadoğlularını ve millî görüş lideri rahmetli Erbakan Hocamıza yaşattıklarını, ne çabuk unuttunuz!
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Onun için mi afettiniz!
ADEM ÇALKIN (Devamla) - Anlaşılan bir akıl tutulması yaşıyorsunuz. Kudüs gecesi yaptınız diye 28 Şubatta, Sincan'da, ülkemizde tanklar yürütüldü, bunu görmezlikten geliyorsunuz. Sizin siyasi hayatınızı bitirenleri hiçe sayıyor, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a düşmanlık ediyorsunuz. Bugün bu kürsüden "Filistin" "Kudüs" "Gazze" diye haykırabiliyorsanız bu özgürlüğü Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı devrimlere borçlusunuz.
Değerli milletvekilleri, biz AK PARTİ olarak siyasetimizi gerilim ve kutuplaşma üzerine değil, hizmetler, hedefler, projeler ve yatırımlar üzerine inşa ettik. Gazi Meclisimizde bir çatışma, bir kavga, bir kaos, boş tartışmalar, kelime oyunları istemiyoruz. Aziz milletimiz Türkiye Büyük Millet Meclisimizden sorunlarıyla ilgili çözüm bekliyor, aş bekliyor, iş bekliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
ADEM ÇALKIN (Devamla) - Genel Başkanımız Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın dediği gibi, 14 Mayıs genel seçimleriyle bizlere verilen emanetin farkındayız, bizler bu emanetin hakkını vereceğiz. Bize süre biçenlere, ömür biçenlere cevabımız: Dimdik ayaktayız, ülkemizin hizmetindeyiz. "AK PARTİ 'Bitti.' demeden hiçbir şey bitmez." diyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)