Konu: | Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 85 |
Tarih: | 22.05.2024 |
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli vekiller; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Teklif 9 kanunda değişiklik getirmesine karşın maalesef temel sorunları çözmüyor. Stokçulara ceza getiriyoruz ama bir takvim yılında 3 kez stokçuluk yapan üretici veya perakendeciye altı gün kapatma cezası veriyoruz, âdeta demir yumruk vuruyoruz. Buna itiraz edince "Düzenlemenin arkasındayız, hapis cezası getirmediğimize şükredin." ifadesi bizleri derinden üzmüştür. Sizler üreticinin arkasında olun, karşısında değil. Bu nasıl bir mantıktır? Sizin bu anlayışınız yüzünden ne üretici kaldı ne ticaret yapan kişi. Hapisle, kapatmayla kimseyi ayakta tutamazsınız. Zaten iş yerleri teker teker kapanıyorlar. Üreticimiz de buğday, ayçiçeği, pamuk, arpa ekerken tonlarca ithalat yaptığınız için üretmekten vazgeçti. Üreticinin ürettiğini elinde bırakıyorsunuz, büyük oyuncuları denetlemiyor ve piyasadaki esnaf, üretici, tedarikçiyle uğraşıyorsunuz.
Bakınız, ilim Tekirdağ'da dün itibarıyla birçok geminin kontrolsüz olarak Türkiye'ye girdiğini görüyoruz. Ben dün ifade etmiştim, GDO'lu 7 tane gemi, 3 tane de GDO şüpheli kanola gemisi, toplam 10 tane gemi Tekirdağ'a girmiş. Eğer siz kendi üreticinizi desteklemiş olsaydınız dışarıdan o gemiler gelmezdi, vatandaşımıza sağlıklı ürünleri yedirirdik. Ben buradan tekrar sesleniyorum: Ülkemizin gerçek efendisi olan üreticilerine sahip çıkalım, esnafına sahip çıkalım. Ukrayna'dan, Rusya'dan gelen gemiler şu anda sorunlu ve biz geleceğimizi, sağlığımızı şu anda yok ediyoruz, tehlikeye atıyoruz.
Yine, bakınız, siz geçtiğimiz hafta "tasarruf tedbiri" diye bir şey yayınladınız. Ya, ne kadar çabuk unuttu, bir baktık Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bina kiralıyor. Hani kiralama durdurulmuştu? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyoruz. Kısacası, yaptıklarınızla söyledikleriniz bir türlü uyuşmuyor.
Bakınız, esnafımız... Esnafımıza kredi verdiniz Kefalet Kooperatifinden ama oyun oynanırken dediniz ki biz kuralları değiştiriyoruz; yüzde 100'e varan faizler artırıldı. Aynı şekilde Ziraat Bankasından çiftçimize hazine destekli krediler veriyorsunuz; çıktı Cumhurbaşkanı İstanbul'da şov yaptı ama asıl gerçek, yine değişken faizle beraber çiftçinin hazine kredilerine yüzde 100'ü aşan faizler var. Şimdi, ondan sonra "Neden üretim yapmıyorsunuz?" diyorsunuz ve kalkıyorsunuz, diyorsunuz ki:" Biz, stokçuluğun önüne geçeceğiz." Ya, hatırlarsınız pandemi döneminde, ne kadar iş bilmez olduğunuz ortaya çıktı. Soğan depolarını, Polatlı'daki soğanların depolandığı soğuk hava depolarını bastınız, elinize ne geçti? İşte acemi olunca, işi bilmez olunca herkesi stokçu olarak nitelendirmiştiniz ama gerçek işte o zaman çıktı.
Şimdi, TMO lisanslı depolarda ürünlerini depoluyor, eğer lisanslı depoda sıkıntı varsa -o döneme kadar- sorun çözülene kadar o ödemeyi kesecek. Ya, ben, Toprak Mahsulleri Ofisinin yabancı ithalatçıyı, o lisanslı depoları değil, kendi çiftçisini düşünmesini isterdim. TMO'nun geçmişte bir sürü deposu vardı, kendi tesisleri vardı, o tesisleri peşkeş çektiniz, yıktınız, yok ettiniz ve geçen yıl birçok ürünü -eski sistemde- toprağa gömdünüz ve çiftçimizin malını para ettirmediniz. (CHP sıralarından alkışlar)
Az önce Trabzon Vekilimiz çıktı, kürsüden çayı anlattı, çayı. Üretici perişan, 17 lira fiyat verdiniz, 2 lira destek ama geçen hafta söylemiştim, iyi bir şey olunca müjdeyi kim veriyor? Cumhurbaşkanımız veriyor. Kötü olunca nereden veriyoruz? Sosyal medyadan veya genel müdürlerle. Hani hatırlarsınız, Reyhanlı'da şehitlerimiz vardı, şehitlerimizi kim duyurmuştu? Vali duyurmuştu. İşte aynı şekilde buğday, arpa üreticisi şu anda taban fiyat bekliyor. TMO'nun bir an evvel alım sezonuna girmesi gerekiyor. Çiftçinin taban fiyatını açıklayın.
Ben buradan Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyorum: Müjdeli haber bekliyoruz. 15 lira çiftçinin beklediği fiyat var. Gel, sen müjdeyi ver ve bunun faydasını sen sağla. Nedir faydası? Oy. (CHP sıralarından alkışlar) Oy almak istiyorsanız çiftçiye 15 lirayı verin ama nerede o günler? Siz çiftçiyi değil, siz Rusya, Ukrayna çiftçisini desteklersiniz, ondan sonra Tekirdağ Limanı'ndan da birileri girer, şifreyi alır, GDO'lu mu, ne olduğu belli olmayan ürünler Türkiye'ye girer. Yazıktır, günahtır. Sınırlarımızı kalbur ettiniz, şimdi de gümrük kapılarımızı kalbura çevirdiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
Evet, arkadaşlar, gerçekler acıdır ama maalesef birilerinin söylemesi gerekiyor. Çıkacağız kürsüden bunu haykıracağız. İnşallah bunlardan ders alırsınız diye ümit ediyorum. Bakınız...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Devamla) - Sayın Başkanım, bir de bizim en büyük sorunumuz var, işte, bakınız, AVM'ler. Almanya'daki bir AVM'de hafta sonları sadece fırınlar, çiçekçiler ve günlük tüketim mallarını karşılayanlar açık. Bakıyoruz, Norveç'te 100 metrekare olan yerler, dükkânlar açık, bizde ise her yer AVM oldu.
Geçen hafta Meclise bir kanun teklifi verdim. Teklifimde diyorum ki: Hızlı tüketim malı satış yapan zincir mağazaların pazar günü saat 15.00'ten sonra açılması ondan sonra gene gelin, cep telefonu, mobilya, elektronik eşya, beyaz eşya, ev tekstili, kırtasiye, oto aksesuar, bahçe malzemeleri, giyim, hırdavat gibi, züccaciye gibi ürünleri satmalarına orada engel koyalım ki kırtasiyecimiz para kazansın. Kırtasiyecimiz on bir ay hizmet veriyor ama eylül ayında parayı kim kazanıyor? AVM'ler. AVM, kırtasiye ürününü getiriyor, bir ay dükkânına, marketine koyuyor, o bir ayda parayı kazanıyor. Ceremeyi çeken kim? Kırtasiyeci esnafımız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Devamla) - Gelin, bu kanuna sahip çıkın, hep beraber AVM'lere bir çekidüzen verelim diyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)