GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:86
Tarih:23.05.2024

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bugün milletimizin heyecanla beklediği bir yasayı görüşüyoruz, Ticaret Kanunu'nu. Yasanın halkımızın hiçbir derdine derman olmadığı gayet açık. İçerisinde ne var diye merak edilecek olursa maddelerden biri reklamlarla ilgili. Şimdiye kadar durdurma cezası vardı, buna ilaveten içeriğin çıkarılması, erişimin engellenmesi geliyor. Bugüne kadar sadece yargı kararıyla müdahale imkânı varken artık talimatla istediğiniz metni internetten çıkaracaksınız, yayınlanmasını istemediğiniz bütün haberlere erişim ortadan kalkacak. Bugün, yakın geçmişte, bildiğimiz Dezenformasyon Yasası çıktı. Bir şekilde müdahale ettiniz, yetmedi, şimdi, etki ajanlığı gündemde yani insan şunu sormadan edemiyor: Acaba bunu hazırlayan arkadaşlar nasıl bir ruh hâli içerisinde, neden korkuyorlar? Buraya getirdikleri bütün maddeler, kanun teklifleri yasaklamaya yönelik. En kolay iş olarak dükkânı kapat, cezayı artır; yasakla, engelle, kapat. Bugüne kadar yasakçılıktan söz edenlerin, dem vuranların en büyük yasakçı olması da gayet manidar.

Değerli milletvekilleri, burada esas sorun şu: Sorunları çözmek yerine sorunun üstünü örtmeye çalışmak. Yani iktidara şunu söylemek gerekir: Algıyı yönetmeyin ülkeyi yönetin. Sizin ciddi anlamda kontrol sorununuz var. Bütün bu yoğunluğunuzu medyayı susturmaya, muhalefeti susturmaya, baskılamaya, toplumu kontrole harcıyorsunuz; hâlbuki, bugün, ülkemiz pek çok sorunla karşı karşıya. Sığınmacı sorunu var, adı değişti "kontrolsüz sığınmacı" oldu. Ülkemizin sokakları artık güvensiz hâle geldi; başıboş köpekler, hayvanlar insan hayatına kastediyor. Sadece, arada bir açıklama yaparak geçiştiriyorsunuz.

Yine, bugün, ekonomide direksiyonu kaybettiğiniz için de uçurumdan aşağı yuvarlanıyoruz. Şimdi, bugün, yasanın tümü, özü itibarıyla piyasaya müdahale. Ben tarihi hatırlatmak isterim: 1955-1960 tarihleri arasında o Demokrat Partinin çıkardığı Millî Korunma Kanunu iktidarın düşmesine neden oldu. Onun için de piyasaya müdahale etmemeli, piyasayı desteklemek için gayret etmelidir.

Değerli milletvekilleri, bugün görüyoruz çete, mafya olaylarını, şu Türkiye'nin 81 vilayetinden seçilmiş gelmiş insanlar olayları internetteki, YouTube ekranlarındaki televizyonculardan, habercilerden öğrenmeye çalışıyoruz. Bir yetkili bakan, sorumlu Hükûmet yetkilisi gelip de "İşin aslı şudur ey milletvekilleri." diyerek bunu anlatma lütfunda bulunmuyor, belki kendileri de bilgi sahibi değil.

Değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanımız dün gayet isabet bir tespitte bulundu, dedi ki: "Nüfus artış hızı varoluşsal bir tehdittir." Elhak on numara bir tespit ama bilelim ki miting yaparak Gazze'de yaşananları, Gazze soykırımını önlemeye çalıştığınız gibi bu tespiti yaparak da bu sorunu ortadan kaldırmış olmazsınız. Siz işin sadece teknik tarafındasınız, sosyal boyutundan uzaksınız ve maalesef ki çıkarılan yasalar ortada. Bakın, daha yakın zamanda Aile ve Gençlik Fonu çıkarıldı, denildi ki: "Deprem bölgesine pozitif ayrımcılık yapacağız, her bir gence yuva kurması için 150 bin lira kredi vereceğiz." Ne oldu? Ortada bir şey yok. Ortada bir şey yok çünkü halk gündeminizde değil. Bakın, 3 çocuktan bahsediliyor, şunu sormamız gerekir: Bu ülkede evlilik yaşı 27'ye çıktıysa acaba niye çıktı? İnsanlar, gençlerimiz işsizse, gelecekten umutsuzsa, karamsar bir dünyada yaşıyorsa işte, bununla ters orantılı olarak evlilik yaşı da yükseliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Sağ olun Başkanım.

Ya, Allah aşkına, değil ki yaşayan asgari ücretle iş bulamayan gençler, bugün ülkemizde otuz yıl süreyle bu devlete, bu millete hizmet etmiş insanlara 10 bin lira aylık geliri layık görüyorsunuz. Bir genç, emekli olduğunda, otuz yıl sonra 10 bin lira maaşa mahkûm olacağını düşünüp nasıl yuva kursun? Ama işiniz gücünüz sadece talimat vererek işi çözmeye çalışmak çünkü siz hayattan kopuksunuz. 3 çocuğu olan bir aile üniversitede okutmak isterse aylık 50 bin lira gideri var ama bunların hiçbirini bilmediğiniz için, bunların hiçbiri gündeminizde olmadığı için tek gocunduğunuz şey var, burada Saadet Partisinin yoklama istemesinden rahatsız oluyorsunuz. Arkadaşlar, bu Meclisin görevi buraya katılarak yasalara iştirak etmek, oylama esnasında katılıp sonrasında çıkmak değil.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)