GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 27 Mayıs darbesine, dün olduğu gibi bugün de demokrasiyi eksiksiz savunmaya devam edeceklerine, bütün demokrasi şehitlerinin ortak bir değer olarak herkes tarafından anılması gerektiğine, İspanya, İrlanda ve Norveç'in Filistin devletini tanımalarında Cumhuriyet Halk Partisinin çok anlamlı katkılarının olduğuna, Meclise dün sundukları Srebrenitsa katliamıyla ilgili teklife ve AKP'nin tutumunun ne olacağına, polis intiharlarıyla ilgili araştırma komisyonu kurulması önerilerine, Genel Kurul gündemine gelen Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanun Teklifi'ne, Burdur'da diyalizden zehirlenen kişilere ve bütün memleket sorunlarını Meclis gündemi yapmaya devam edeceklerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:87
Tarih:28.05.2024

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle iyi bir yasama haftası diliyorum.

27 Mayıs darbesi sonrasında idam edilen Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'a biz de rahmet diliyoruz. Burada ezberlerden kurtulmak, darbe mekaniğinden uzakta sağlam ve arınmış bir beyinle meseleye yaklaşmak gerekiyor.

Rahmetli İsmet İnönü'nün darbenin önlenmesi ve idamların durdurulmasına yönelik çabaları bu alanda yazılmış gerçek tarih kitaplarına geçmiştir, kürsülerden uydurulmuş tarihleri dile getirmenin bir anlamı yoktur. Biz sivil siyasetten yanayız, darbelere karşıyız; birçok il başkanı öldürülmüş, il binaları karakol yapılmış, genel başkanları tutuklanmış, partileri kapatılmış bir müktesebatın temsilcileriyiz. Dün olduğu gibi bugün de demokrasiyi eksiksiz savunmaya devam edeceğiz, bunu ifade etmek isterim.

Tabii, 27 Mayıs 1960 tarihinde ve ardından meydana gelen olaylarda zarar görenlerin, idam edilenlerin 2020 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisinde çıkarılan bir yasayla itibarları iade edilmiştir ve zararları tazmin edilmiştir. Diğer taraftan, bu memlekette asılan üç fidanların itibarlarının iade edilmesine yönelik yasayı burada demokrasi havarisi kesilenler el kaldırarak onaylayamamışlardır. Demek ki darbelerden zarar görenleri "sizden" "bizden" diye ayırmadan, bu memleketin bütün demokrasi şehitlerini, oralarda hayatlarını kaybedenleri ortak bir değerle anmak herhâlde hepimizin görevi olmalıdır; bunu ifade ederim.

İkincisi: Bakın, İsrail'in 6 Ekimden, 7 Ekimden bu yana devam eden zulmü artık bir insanlık suçu niteliğine dönüşmüştür. 36 binden fazla insan hayatını kaybetti ve en son, Refah'ta yerlerinden edilmiş sivillerin kurdukları çadırları bombalamaları sonrasında kadınlar, çocuklar, 40'tan fazla insan hayatını kaybetti. Bugün sevinçle ifade ediyoruz ki İspanya Başkanı Sanchez'le beraber İrlanda, Norveç yani sosyal demokrat, sol iktidarlarla yönetilen bütün ülkeler peşi peşine Filistin Devleti'ni tanımak için âdeta sıraya girmişlerdir. Burada Cumhuriyet Halk Partisinin çok anlamlı katkıları vardır. Peki, biz, acaba Türkiye ve Türkiye'yi yöneten AKP buraya hangi katkıyı koyabildi? Altı ay sonra, 7 Ekimden altı ay sonra...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Günaydın, lütfen toparlayın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Kaç dakikada kapatıyorsunuz Başkanım?

BAŞKAN - Üç dakika veriyorum, sonra bir, bir uzatıyorum.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Vallahi, beş artı bir, bir gidiyorduk da peki.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Darbe mekaniği!

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Cumhuriyet Halk Partisinin katkısını unutmayalım bu ülkelerin Filistin Devleti'ni tanınmasında. Peki, siz ne yaptınız? Altı ay sonra 55 mal grubunun ticaretini yasaklayabildiniz, sekiz ay sonra tamamını yasakladınız. Artık masada bir hakem niteliğinde maalesef değilsiniz ve oradaki zulmü maalesef seyrediyorsunuz. Bundan ibaret.

Şimdi gelelim bir başka önemli soykırıma: 11 Temmuz 1995 tarihinde 8.500 Müslüman Avrupa'nın gözleri önünde katledildi; sadece gözleri önünde değil, maalesef iş birliğiyle katledildi. Ve mutlulukla ifade ederim ki 23 Mayıs 2024 tarihinde Birleşmiş Milletler, Srebrenitsa katliamını soykırım olarak tanıdı, Soykırımı Düşünme ve Anma Günü olarak ilan etti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Günaydın, lütfen toparlayın.

Buyurun.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Biz üç Grup Başkan Vekili olarak Mecliste Grup Başkan Vekilliğiyle ve gruplarıyla temsil edilen tüm siyasal partileri bugün ziyaret ettik ve dün itibarıyla Meclise sunduğumuz kanun teklifi konusunda kendilerinden destek istedik. Gelin, bu desteği verin hep beraber, bu soykırımı Türkiye Büyük Millet Meclisi tanısın ve biz de Birleşmiş Milletlerin kararına uygun bir şekilde, Avrupa'nın ortasındaki vahşetin doğru tarafında duran bir ülke hâline dönelim.

Peki, şunu ifade edelim: Bu, Cumhuriyet Halk Partisi önergesi olarak geldiği için, kanun teklifi olarak geldiği için AKP daha evvelki tutumlarına paralel olarak bunu da reddedecek mi, yoksa olumlu oy kullanacak mı? İşte, göreceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Günaydın, son kez uzatıyorum, lütfen toparlayın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Toparlamak için gayret edeceğim Başkanım.

Bir başka konu, polis intiharları. Geçen hafta Özlem Zengin, AKP Grup Başkan Vekili, polis intiharları meselesinde konuşan Murat Bakan arkadaşımıza hitaben "Evet, bu, önemli bir konudur, hep beraber araştırma komisyonu kuralım." demişti. Çağrı yapıyorum: Cumhuriyet Halk Partisi bunu araştırma komisyonuyla getiriyor, AKP bunu getirsin ve hep beraber konuşalım. Ya, değilse şöyle mi diyeceksiniz: "Sizden geldi, biz bunun arkasında değiliz."

Bakın, arkadaşlar, biz sizin Türkiye Büyük Millet Meclisini Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifi'nizle bir hafta boyunca oyalamanıza müsaade etmeyeceğiz. Bu kanun teklifi belki birkaç saat içerisinde Meclisten geçebilir. Ayrıca, kamu mallarını bir özel vakfa, ticarethaneye, ticarete konu edecek şekilde meta hâline getirmek...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Günaydın, teşekkür için açıyorum.

Buyurun.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Sayın Başkanım, her Grup Başkan Vekiline diğer Meclis Başkan Vekilleri beş dakika veriyor, siz üç dakika veriyorsunuz. Burada bütünlüklü bir konuşmayı Grup Başkan Vekili olarak yapamayacaksam bu konuşmaları tamamen kaldıralım, olsun bitsin. Yani lütfen, beş dakika olarak tamamlamama izin veriniz ve bu süreci bitirelim.

Şimdi, bu vakfı en önemli gündem olarak getirdiniz. Ben size başka gündemlerden bahsedeyim. Mesela, Burdur'da diyalizden zehirlenen 33 kişi var, bunlardan 14'ü entübe edildi. 3 hekim arkadaşımızı görevlendirdik; Burdur'da, Isparta'da, Afyon'da ve Antalya'da bu arkadaşlar çalışma yapıyorlar. Sizin oradaki il sağlık müdürleriniz bu arkadaşlarımıza bilgi vermiyor, bu arkadaşlarımızın hastaneye girmesini engelliyor. Neyi saklıyorsunuz? Ben soruyorum: Özel hastanesi olan Sağlık Bakanı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Günaydın, lütfen tamamlayın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - ...diyaliz gibi temel bir hakkı alırken zehirlenen ve entübe edilen hastalara CHP'nin hekim milletvekillerinin erişmesini engellemeye çalışarak ne yapmaya çalışmaktadır?

Bütün bunlar memleketin nasıl yönetilemediğinin çok açık göstergeleridir. Biz, her ne kadar saklamaya çalışsanız da sağlık skandallarını, Rize'deki çay sorununu, Türkiye'deki buğday sorununu ve buna bağlı bütün memleket sorunlarını Meclis gündemi yapmaya devam edeceğiz.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)