Konu: | Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 88 |
Tarih: | 29.05.2024 |
İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Bakın, uyarıyı baştan aldık.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Lehte söz aldık ama konuşacağımız kanun adına elbette aleyhte konuşacağız.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Memleketin lehinedir Sayın Vekilim, memleketin lehine, sorun yok.
İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Çünkü iktidar milletvekillerini bu kürsüde dinledim dün ve bugün. Sağ olsun, İsmail Bey iktidar milletvekillerinin gerçekten prestijini kurtardı. Az da olsa kanunla alakalı bir şeyler söyledi, ama doğru ama eğri; bir şekliyle, kendince, iktidarın getirmiş olduğu kanun teklifini savundu.
Değerli milletvekilleri, bizler Parlamentonun onurunu korumakla yükümlü olan insanlarız. Özellikle 2017 Anayasa değişikliğinden sonra her ne kadar sistem, Parlamentoyu yok saysa da işte, güçlü olduğuna inandığımız Dışişleri teşkilatımız var, değil mi bizim? Dışişleri Bakanlığının güçlü olduğunu bu Genel Kuruldaki tüm milletvekilleri kabul eder. Ancak bir vakıf kuruluyor ve vakfın adı "Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı."
Sayın milletvekilleri, sizlere soruyorum: Dışişleri Bakanlığının güçlü olmadığını mı düşünüyorsunuz? Böyle önemli bir vakfa ihtiyacınız var, hem Plan ve Bütçe Komisyonunda hem de Genel Kurulda Bakanı on dakika, Allah için, gördünüz mü; sizlere soruyorum. Bu kanunun sahibi olacak olan, Vakfın tüm yöneticilerini atayacak olan Bakanın, hiç olmazsa Plan ve Bütçe Komisyonunda veya Genel Kurulda şöyle bir kafasını göstermesi gerekmez miydi Parlamentonun onuruna, saygınlığına eğer gerçek anlamda değer veren bir Bakanlık ise?
Bakınız, değerli milletvekilleri, öncelikle usuli bir hata yapıyoruz. Dışişleri Bakanlığını Güçlendirme Teşkilatı Vakfı kuruyoruz ama tali komisyon olarak Dışişleri Komisyonunda en ufak bir görüşme gerçekleşmiyor ve Sayın Bakan hem Mütevelli Heyeti üyelerini hem Denetim Kurulunu atıyor. Benzer bir uygulama da -hepinizin malumu- Varlık Fonunda. Sayın Erdoğan kendisini Varlık Fonunun Başkanı olarak atıyor ve onun yolundan gidecek olan Dışişleri Bakanı da bu Mütevelli Heyetinin Başkanı olarak kendisini atayacak ve Denetim Kurulunu da kendisi oluşturacak. Bakınız, Cevdet Akay Bey'e çok teşekkür ediyoruz. Gerçekten dün de bugün de muhalefet milletvekilleri çok kapsamlı bir şekilde bu kanunun sıkıntılarını ifade etti.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, özellikle ifade ediyorum: Siz bugün şahsa göre bir kanun çıkarıyorsunuz ve 2015'ten sonraki süreç içerisinde hep kendi bedeninize göre elbise dikiyorsunuz ama bu ısmarlama elbiselerin yarın iktidar değiştiğinde size dar geldiğini göreceksiniz. Bugün adalet kantarını bozuyorsunuz, gün gelecek bu bozduğunuz kantarda kendiniz tartılacaksınız.
Bu Vakıf sınırsız yetkiler ihtiva ediyor. İsmail Bey'in ifade ettiği gibi, diğer vakıflarla hiçbir alakası yok. Diğer vakıflarda kanun nasıl bir yönetim yapısının olacağını, nasıl bir mütevellinin olacağını belirlemiş durumda, kimlerin oralarda görev yapacakları net ve müşahhas bir şekilde. Oysa bu kanun tamamen belirsiz; ne yapacağı, kime ne yetki vereceği ve yine İsmail Bey konuşurken özellikle ifade etti "Bakanlığın atıl durumdaki mülklerini de değerlendirecek." dedi. Arkadaşlar, şu alma satma, yapma, inşai faaliyetlerden artık bir beri durun. Gelin, Dışişleri Bakanlığı gerçek misyonuna göre hareket etsin, Dışişleri Bakanlığı beş yüz yıl nasıl bizi onurla temsil ettiyse bundan sonraki süreç içerisinde de almaya satmaya karışmadan, onurlu bir şekilde bizi temsil etsin; Türkiye Cumhuriyeti devletinin gururu olsun, dışarıda bizim haysiyetimizi ve pasaportumuzu en güzel bir şekilde değerlendirsin. Bırakın, Dışişleri Bakanının almayla satmayla ne iş olur arkadaşlar? Bir tarafta, siz, Dışişleri bürokratlarıyla övünüyorsunuz, ondan sonra "İlave bir okul kuracağız." diyorsunuz. YÖK'ün denetiminde bugün onlarca üniversitemiz var, her biri birbirinden kıymetli hariciyeciler yetiştiriyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Şahin, lütfen tamamlayın.
İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Bugün siz madem bu kadar meraklısınız, "Her kurumun, her bakanlığın bir eğitim kurumu olsun." diyorsunuz da GATA'yı niye kapattınız, Sağlık Bilimleri Üniversitesine niye dönüştürdünüz? O yüzden, sizlerden hassaten istirhamımız, bakınız, dün, buradaki hatipleriniz kanunla alakalı bir dakika bile konuşmadı ve onları dinledikten sonra hem Sayın Bakana hem de Sayın Erdoğan'a etiketleyerek attım, dedim ki Allah için kendi vekillerinizin Genel Kurulda bu kanun teklifini nasıl savunduğunu bir dinleyin, siz tatmin olursanız, emin olun, DEVA Partisi olarak bu kanun teklifine biz de "evet" oyu vereceğiz. Ama şundan eminiz ki hiçbir şekilde kanun teklifiyle alakalı görüşme yapmadan, görüş beyan etmeden bu kanun teklifine destek istiyorsunuz ki bu destek bizden yok çünkü herkes işini yapsın, ticareti de ticaret erbapları yapsın, Dışişleri Bakanlığımızın ticaret yapmaya ihtiyacı yok.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sağ olun, var olun. (CHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)