GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti ile Birleşmiş Milletler Arasında Birleşmiş Milletler Kalkınma Eşgüdüm Ofisi Bölgesel Ofisinin İstanbul'da Kurulmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:89
Tarih:30.05.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) -Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Uluslararası sözleşmeleri görüşüyoruz. Elbette, yaşadığımız son yirmi yıllık süreç içerisinde adalette, eğitimde, iktisadi alanda, sosyal alanlarda pek çok faciayı yaşadık ama herhâlde, en büyüğünü dış politikada yaşadık diyebiliriz. Aslında biz, bu dönemdeki dış politikaya anahtar bir sözcük olarak BOP (Büyük Orta Doğu Projesi) dediğimizde zaten ne denmek istendiği çok iyi şekilde anlaşılır.

Değerli milletvekilleri, dış politikayı konuşurken, elbette, yanı başımızda cereyan eden İsrail'deki katliamı, soykırımı da asla görmezden gelemeyiz. Bugün, İsrail, tarihinde olmadığı kadar büyük bir vahşet, cinayet ve soykırım işleyerek bir milleti topyekûn katletmekte. Elbette buna göz yuman, destek veren, arka çıkan herkesi şiddetle telin ediyoruz. Ne var ki böyle bir durumda bütün dünya ayakta, artık bıçak kemiğe dayandı, bütün insanlık âlemi titremeye başladı. Dünyanın birçok noktasında üniversitelerde öğrenciler, hocalar; sokaklarda yüz binlerce insan İsrail'in vahşetini telin ediyor, kınıyor. Bizim ülkemizde ise maalesef büyük bir korku tüneli oluşturulduğu için insanlar sokağa çıkmaya korkuyor, cesaret edip çıkanlar ise bir şekilde coplanıyor.

Değerli milletvekilleri, halkların dışında dünyada ne yapılıyor? Dünyada hepimizin yakından takip ettiği üzere, mesela Brezilya İsrail Büyükelçisini geri çekiyor, Kolombiya diplomatik ilişkileri askıya alıyor, Malezya limanlarını kapatıyor; Norveç, İrlanda, İspanya Filistin Devleti'ni tanıyor, Kolombiya barış gücü gönderilmesini istiyor, Güney Afrika Adalet Divanına başvuruyor ve sonuna kadar da olayın müdahili. Peki "Türkiye'de ne yapıyoruz?" derseniz, Türkiye'de şiddetle protesto ediyoruz. Grup toplantılarında insanlara film seyrettiriyoruz, film seyrederken İsmail Haniye'yle sarmaş dolaş fotoğraf, İslam İşbirliği Teşkilatına katılmışız, konuşma yapmışız, falan konferansa katılmışız -sadece konferanslardaki sözde- unutmadan bir de on dört yıl önceki "one minute" kelimesini de 1563'üncü defa tekrar ediyoruz. Bakın, burada, aylar öncesinden dedik ki: "İsrail'le ilişkileri askıya alın, gemi göndermeyin." Önce eveleyip gevelediniz, yalpaladınız, "Var, yok." dediniz, sonra "Biz değil, özel şirketler yapıyor." dediniz, seçim sonuçlarında milletten Gazze tokadını yiyince "Durduk." dediniz ama TÜİK -doğru söylüyorsa- nisan ayında İsrail'e 400 milyon dolarlık ihracatın gerçekleştiğini söylüyor. İsrail tarafıysa zaten alışverişin kesilmediğini söylüyor.

Değerli milletvekilleri, maalesef ki iktidar mensubu arkadaşlarımızın 2 kutsalı var: Bir lider, bir de partileri. İkisine dokunulmadığı sürece bütün yılanlar bin yaşasın istiyorlar. Halbuki İsrail'in yaşattığı o vahşet asla geçiştirmeyle, protestolarla, konuşmalarla giderilecek şey değildir. Bugün, iktidar mensubu arkadaşlar çok iyi bilmeli ki yirmi iki yıldan beri bu Parlamentoda istediğiniz bütün kararları tereddütsüz geçirdiniz. Yine, bilinmeli ki yirmi iki yıldan beri size rağmen tek bir tane karar burada alınmış değil. Onun için bugün burada alınacak karar yine sizlerin önerisiyle, önergesiyle, teklifiyle, desteğiyle olacak. Bu, sizin gücünüzü belirttiği kadar ilahi huzurdaki sorumluluğunuzu, vebalinizi de -suratınıza- önünüze koymuş oluyor değerli milletvekilleri. Bugün şurada 10 vekil insaflıca ortaya çıkıp bu konuda net tavır alamadığı için maalesef bir tavır hiçbir şekilde alınamadı.

Değerli milletvekilleri, ne yapıyoruz? İktidar grup toplantısında film seyrettiriliyor, sonra şiddetle kınanıyor, sonra katil başbakanın psikolojik tahlili yapılıyor. Allah aşkına, size mi düştü bu? Sizin yapacağınız iş, bu konuda somut adım atmak, icraat yapmak. Hatırlanacağı üzere, 2003 yılında ilk işbaşına geldiğiniz gün, 20 Mart 2003, göreve geldiniz, dört ay sonra Irak bombalanmaya başladı, o zaman dediniz ki: "Eğer biz bu katliama ortak olmazsak gelecek ay maaşları ödeyemeyiz." Şimdi de diyorsunuz ki: "Eğer biz İsrail'in karşısında durursak doğal gaz fiyatları yarın 3 katına çıkar." Sırf krizden, ekonomik faciadan korktuğunuz için bu katliama maalesef seyirci kalıyorsunuz.

Bakın, yapılacak pek çok şey var. Bir kere, diplomatik ilişkiler askıya alınmalı, askerî, siyasi, kültürel bütün ilişkiler askıya alınmalı; Kürecik Radar Üssü kapatılmalı, ülkemizde 200'e yakın yabancı üssün faaliyetlerine son verilmeli; sonra havaalanlarımız, kara ve deniz ulaşımı bir şekilde tamamen yasaklanmalı. Hepimiz biliyoruz ki jet yakıtları buradan gitti ve böyle bir hususta milleti aldatmaktan da çekinilmemesini anlamak mümkün değil. Gerçekten samimi olarak Filistin'in yanında olsanız yapacağınız şey bu protestoların önünü açmak, "İstediğiniz kadar konuşun, protesto edin, bizim elimiz rahatlasın." demek ama sizin böyle bir derdiniz yok. Siz, partimiz zarar görmesin de dünya yıkılsın, umurunuzda değil.

Değerli milletvekilleri, bugün, Filistin'deki kardeşlerimiz katlediliyor, soykırıma uğruyor, on binlerce insan hasta, kanser, yaralı; 100 bine yakın insan şu anda tedavi bekliyor. Girişim yapmalısınız "Bu hastaları nasıl bir koridor açıp tahliye ederiz? Biz nasıl Gazze'ye yardım koridoru açıp yardım ulaştırabiliriz?" diye ve nasıl ki o Kur'an yakan İsveç'in NATO üyeliğine "evet" dediyseniz, destek olduysanız girişim yapın, Filistin'in de NATO'ya üye olması için çaba gösterin. Yani burada sizden beklenen şey, Filistin için tek bir adım atmanız. Ne İslam İşbirliği Teşkilatını göreve çağırdınız ne D8 ne Birleşmiş Milletlerde icraatınız oldu ne Güvenlik Konseyinde; hiçbir şey yapmadınız. Yaptığınız tek şey, döne döne protesto etmek. Ben de protesto ediyorum, yüz binlerce kez protesto ediyorum ama bu protestoların zerre kadar etkisi yok. Bu siyonist katiller şımarıyor, başka bir şey yapılmıyor. Çok basit, kendinizi riske atacak yeni adımlar atmanıza da gerek yok; kanunlarımız belli -aranızda hukukçular var- kanunlarımıza göre mademki İsrail soykırımcı -ki bunu tepeden Sayın Cumhurbaşkanı da söylüyor- şu anda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup siyonist orduda savaşan ve utanmadan bu paylaşımlarla da dünyaya yaptığını haykıran insanları sorguya alın, deyin ki: "Biz bu soykırıma, katliama katılan soykırımcı askerleri muhakeme edeceğiz, yargılayacağız." Bunu bile yapmaktan acizsiniz çünkü tek bir adım atmak asla, hiçbir şekilde gündeminizde yok ama yine biliyorum, Sayın Grup Başkan Vekili birazdan çıkacak, Türkiye'nin çok büyük gayretleri olduğunu, konferansa katıldığını, hafta sonu yapılacağını söyleyecek. Doğru, güzel ama bir adım, tek bir dilekçe yazın. Bakın, bu Parlamento geçmişte önemli kararlar aldı. Katar'a asker gönderdiniz, Libya'ya asker gönderdiniz, Suriye'ye asker gönderdiniz, Afganistan'a, Irak'a asker gönderdiniz. Pekâlâ, buradan iktidar vekillerinin desteğiyle "Biz Filistin'e de destek gücü olarak 200 asker gönderiyoruz." deyin. Haydi, yiğitseniz bu teklifi verin. Burada herkes "evet" diyecek buna çünkü bütün millet, halkımız, sağcısı, solcusu, hepsi Filistin halkının yanında ama siz cep telefonlarınıza birazdan gelecek mesajları bekliyorsunuz. Oradan size böyle bir yetki, izin verilirse onu yapacaksınız yoksa bunu da geçiştireceksiniz ama gerçekten çok yüz kızartıcı bir durumdayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çalışkan, lütfen tamamlayın.

SELAMİ ALTINOK (Erzurum) - Necmettin, sakin, sakin...

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, onun için, bu konu iç politika malzemesi olamaz, olmamalıdır. Bu konuyu problem edip... Düşünün ki evinizde bir hastanız yatıyor olsa, ateş bacayı sarsa bir yangın olsa nasıl yerimizde duramaz, her türlü girişim içerisinde olursak işte, biz, bugün, şu Filistin'de yaşananlara karşı da aynı durumda olmak zorundayız ama bu hiç gündem değil. Bu kadar ay geçti, sekiz aydan beri onlarca kanun getirdiniz, patronlar istedi, güç kuvvet sahipleri istedi, onların hepsi yerine geldi ama Filistin konusunda burada protesto kararından başka hiçbir karar alınmadı.

Değerli milletvekilleri, size bu tarihî sorumluluğu, uluslararası mahkemelerden çok daha öte, büyük mahkeme de şahit olmak üzere burada hatırlatıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)