GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti ile Birleşmiş Milletler Arasında Birleşmiş Milletler Kalkınma Eşgüdüm Ofisi Bölgesel Ofisinin İstanbul'da Kurulmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:89
Tarih:30.05.2024

CHP GRUBU ADINA SEMRA DİNÇER (Ankara) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Geçen konuşmamda Hans ile Hasan'ın hikâyesini anlatmıştım, yeni bir Hans ile Hasan hikâyesi için kürsüdeyim sayın seyirciler. AKP sıralarına "sayın seyirciler" diyorum çünkü siz izlemekten başka hiçbir şey yapmıyorsunuz.

Değerli milletvekilleri, değerli AKP'li milletvekilleri; gözünüz aydın olsun, bizim Hasan en sonunda Almanya'ya göç etti. Neden göç etti biliyor musunuz? Hasanlar öğretmendiler, atanmadılar; doktordular, şiddete uğradılar; çiftçiydiler, üretemediler; esnaftılar, kepenk kapattılar; öğrenciydiler, şenlikleri iptal oldu, iş bulamadılar, emekli anne-babasına yük olmak zorunda kaldılar; üniversite mezunuydular ama garson olmaya, kasiyer olmaya, kurye olmaya mahkûm edildiler; iş bulsalar da açlık sınırının altında kalan 17 bin liralık asgari ücrete tabi oldular.

Peki, sadece bununla mı sınırlı kaldı Hasanların hikâyesi? Hastanede randevu bulamadılar, içinde bulundukları çaresizliğe isyan ederek sosyal medyada paylaşım yaptıkları için gözaltına alındılar, yoksulluk nedeniyle aile kuramadılar, çocuk sahibi olamadılar, tatile gidemediler, bunalıma girip intihar ettiler; işte, bu nedenlerden dolayı Hasanlar göç ediyorlar.

Şimdi, size benim de tanıdığım bir Hasan'dan bahsedeceğim. Bizim Hasan makine mühendisiydi, Türkiye'de beyaz eşya üreten büyük bir firmada çalışıyordu, en sonunda ülkemizdeki ekonomik zorluklardan dolayı Hasan Almanya'ya göç etti. Peki, Hasan Almanya'da neyi gördü biliyor musunuz? Türkiye'de üretiminde çalıştığı ve toplam tutarı en az 60 bin lira olan buzdolabının, çamaşır makinesinin ve bulaşık makinesinin Almanya'da Türkiye'den daha ucuza satıldığını gördü. Mesela, Türkiye'de kendi çalıştığı fabrikada üretilen buzdolabı 25 bin TL'ye satılırken aynı ürünün Almanya'da 350 avroya yani 12 bin liraya satıldığını gördü. Hasan Türkiye'de 33 bin TL maaş alırken Almanya'da 3 bin avroyla işe başladı. Türkiye'deki maaşıyla bu beyaz eşyalardan bir tanesini bile zor alırken Almanya'daki maaşının üçte 1'iyle bu eşyaların tamamını aldı, hem de bir model üstünü aldı.

Peki, başka ne oldu biliyor musunuz? Türkiye'de Hasan çok pahalı diye taksiye binmeye bile çekinirken "Tasarruf tedbirleri yapalım." deyip Hans'ın ürettiği aracı kullanan bakanlara layık güzel de bir araba aldı; artık bizim Hasan da bakanlar gibi kurulup keyfini sürebiliyor. Hasan artık ekonomik ve psikolojik olarak çok rahat, insan onuruna yaraşır ve standartlarına sahip ve geleceğe güvenle bakıyor. Artık Hasan Almanya'da Hans'ın standartlarına ulaştığı için aile kurup çocuk sahibi olma planları bile yapmaya başladı.

Değerli milletvekilleri, şimdi dönüp Türkiye'ye bakalım. TÜİK doğum hızının 1,51'e kadar gerilediğini açıkladı; bu, OECD rakamlarının ortalamasının bile altında. Her fırsatta "3 çocuk yapın." diyen Cumhurbaşkanı doğum oranlarının gerilemesini de bir felaket olarak tanımlamış. Şimdi, sormak lazım: Türkiye'deki Hasan neden 3 çocuk yapsın? Çocuğu et, süt, yumurta yiyemesin, yetersiz beslensin diye mi? Çocuğu harçlıksız okula gidip bir simit dahi alamasın diye mi? Çocuğu hastalandığında hastaneden randevu alamasın diye mi? Çocuğunu işe sokmak için torpil arasın diye mi? Çocuğu açlık sınırının altında bir maaşla yaşamaya mahkûm edilsin diye mi? Çocuğu tacize uğrasın ya da cinayete kurban gitsin diye mi? Ya da yurt bulamadığı için cemaat yurtlarına mahkûm olsun diye mi? Hasan bunlar için mi çocuk yapsın?

Değerli milletvekilleri, Cumhurbaşkanı doğum oranlarının düşmesini varoluşsal tehdit olarak görüyormuş. Varoluşsal tehdidi arıyorsanız kendinize bir bakın. (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Dinçer, lütfen tamamlayın.

SEMRA DİNÇER (Devamla) - Bu karanlık tabloyu yaratan sizlersiniz. AKP bu ülkenin varoluşsal tehdididir, AKP bu ülke için bir felakettir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)