| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti ile Birleşmiş Milletler Arasında Birleşmiş Milletler Kalkınma Eşgüdüm Ofisi Bölgesel Ofisinin İstanbul'da Kurulmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 89 |
| Tarih: | 30.05.2024 |
CHP GRUBU ADINA EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu Meclisin temel işlevi yasama yapmak, kaliteli yasama yapmak. Kaliteli yasama yapmak ne demek? "Ben mutlak iktidarım, seçimle geldim, çoğunluk bende, istediğim yasayı, istediğim şekilde çıkarırım." demek değil. Eğer bir hukuk devletiysek "mutlak iktidar" diye bir şey yok. Muhalefeti dinleyeceksiniz, sivil toplum örgütlerini dinleyeceksiniz, yasa yaparken buna göre yapacaksınız; çıkardığınız yasalar toplumun tüm kesimlerine dokunacak, hitap edecek ve toplumun temel sorunlarını çözecek. Örneğin, Genel Kurulumuzda uzman çavuşların sorunlarının araştırılması için, polis intiharlarının araştırılması için, emekli ve muvazzaf astsubayların mali ve özlük haklarının iyileştirilmesi için defalarca önerge verildi ancak bunların hepsi iktidar tarafından reddedildi.
Değerli milletvekilleri, maalesef Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin özlük haklarıyla ilgili bir ilerleme sağlayamadık hatta bırakın ilerlemeyi artık geriye gitmemiz bile söz konusu. Dün Millî Savunma Komisyonunda tartıştığımız teklifte bir tazminat konusu gündeme geldi. Bu teklifte astsubayların ve subayların görevden ayrılma tazminatlarında değişiklikler yapılmasını içeren maddeler vardı ve burada tam 4 katı bir tazminat artış yükümlülüğü getiriliyor. Sayın vekillerim, size soruyorum: Tazminat miktarını artırarak neyi değiştirebiliriz, neyi çözebiliriz? Devletin çıkarlarını üstün tutacağız, tabii ki bunda hemfikiriz fakat sadece ceza yöntemiyle Türk Silahlı Kuvvetlerinde nasıl insan tutacaksınız? 15 Temmuz darbe girişimi sonrasındaki süreçte itibarsızlaştırılan Türk Silahlı Kuvvetlerimizin eski itibarını nasıl kazandıracağız? Tabii ki kalifiye insanları daha fazla bünyesinde tutmasını sağlayarak. Bu insanların ordumuzun bünyesinde kalıp hizmet etmesi gerekiyor ama caydırıcı, altından kalkılamayacak cezalarla gönülsüz bir şekilde görev yaptıkları bir durumda nasıl verim alabiliriz? Bakın, biz bu insanları her türlü göreve gönderiyoruz, yeri geliyor ölüme gönderiyoruz ve gözlerini bile kırpmadan bu vatan için can veriyorlar. Bir insan bundan daha fazla, daha büyük bir fedakârlık yapabilir mi? Bu yüzden, ordu personelimizi ödüllendirerek, onları teşvik ederek, onların yaşamlarını kolaylaştıracak olan sosyal haklarını daha da genişleterek ve gözleri arkada kalmadan görev yapmalarını sağlayacak ortamı sağlamak zorundayız.
Sayın milletvekilleri, Resmî Gazete'de bir gecede yayınlanan bir yönetmelikle seferberlik ve savaş hâli ilanını tek adama bıraktık. Yetmiyor, KHK'lerle -terörle bağlantılı olduklarından bahisle- TSK'den ayırdığınız personeli bu durumda "Göreve geri çağıracağız." diyorsunuz. Hem TSK'den "terörle iltisaklı" diye ayırıyorsunuz hem de bu insanları geri çağırıp, ellerine silah verip "Vatanı savun diyeceğiz." diyorsunuz. Ya, bu nasıl bir çelişki? Bu, ciddi bir millî güvenlik sorunudur, bunu yapacağınıza elinizdeki kalifiye personeli orduda tutmaya çalışmalısınız.
Sayın milletvekilleri, çok önemli bir konu da emekli astsubay maaşlarını doğrudan etkileyen tazminat sorunudur. Bunun adına "kıdemli başçavuş tazminatı" diyebilirsiniz, "makam tazminatı" diyebilirsiniz, "görev tazminatı" diyebilirsiniz, ne derseniz deyin ama bu sorun çözülmek zorunda. Astsubaylarımız emekli olduklarında gelirleri ciddi bir şekilde düşüyor, bunu engellemeliyiz. Silahlı Kuvvetlerin büyük yükünü çeken astsubayların hak ettikleri emekli maaşını almalarını sağlamalıyız.
Hepinizin malumu olduğu üzere, emekli askerî personelin bel bağladığı en önemli gelir Ordu Yardımlaşma Kurumundan (OYAK) aldıkları temettü miktarları. Son zamana kadar enflasyonun üzerinde bir gelir sağlanırken bu sene açıklanan oran resmî enflasyonu bile zor yakalıyor. Bu noktada, emekli personele bir darbe de buradan mı geliyor? OYAK neden bu kadar geride kaldı? Kaynaklar başka yerlere mi aktarılıyor? Bunların şeffaflıkla açıklanması gerekiyor.
Değerli milletvekilleri, bir de askerlerimizin, polislerimizin, memurlarımızın askerlik borçlanması meselesi var, bu konunun çözüme kavuşturulması için çok sayıda talep alıyoruz. 2008 yılı Ekim ayından önce çalışmaya başlayan tüm asker, polis ve diğer memurlar 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu kapsamındalar. Tüm çalışanların kademeli emeklilik geçiş hakkından yararlanabilmeleri için yani bir deyişle EYT yasasından faydalanabilmeleri için bir düzenleme gerekiyor. Tanınan sigorta başlangıç tarihlerinin geriye çekilebilmesi hakkı herkes için çok önem arz eden bir durumdur. Mevzuatlarımızda da hizmet borçlanması işlemlerine yer verilmiş durumda, bunlardan biri de askerlik borçlanmasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Evet, lütfen tamamlayın.
EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL (Devamla) - Ancak memurlarımız, askerlerimiz ve polislerimiz bu borçlanmadan maalesef mahrum edilmişlerdir, bu konuda gerekli yasal düzenlemeyi yapmamız gerekiyor. Tüm diğer sigortalılarda olduğu gibi polislerimizin, askerlerimizin, memurlarımızın da askerlik hizmet borçlanma süreleri kadar sigorta başlangıç tarihlerinin geriye götürülmesine imkân verilmesi gerekiyor.
Sayın milletvekilleri, Silahlı Kuvvetlerde en az yedi yıl hizmet yapmış ve kendi isteğiyle görevden ayrılan uzman çavuşlar kamu kurum ve kuruluşlarının boş memur kadrolarına atanma hakkına sahipler ancak bundan yararlanamıyorlar, bu personellerin atama talepleri kurumların inisiyatifine ve birilerinin iki dudağı arasına bırakılmış. Gerçi siz her şeyi tek adama bırakmayı seviyorsunuz ama uzman çavuşlarımızı ellerinde evraklarıyla kurum kurum gezdirmek iktidarınızın bir ayıbıdır, bu mağduriyeti gidermek zorundayız.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)