| Konu: | Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 90 |
| Tarih: | 04.06.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA MEHMET KARAMAN (Samsun) -Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "Kudüs işgal altındayken ben nasıl gülebilirim ki?" sözüyle hafızalara kazınan Selâhaddin Eyyubî, farklı din ve kültürlere mensup insanlara karşı gösterdiği adaletle bilinir. O, savaş meydanlarında bile onuru ve insan haklarını korumuş, düşmanına bile merhamet etmiştir. Bu adalet anlayışından ilham alarak gerçekleştirdiği soykırım sebebiyle siyonist İsrail'i kınayarak sözlerime başlamak istiyorum.
Filistin'de yaşanan katliamlar, insanlık dışı muameleler ve masum çocukların, kadınların hayatlarını kaybetmesi tüm insanlık için bir yüz karasıdır. Hiçbir politik amaç masum bir çocuğun canını almayı haklı çıkaramaz, hiçbir ideoloji yaşam hakkını inkâr edemez. Katil İsrail'in gerçekleştirdiği soykırıma dünya çapında farklı din ve milletlerden insanlar demokratik ve sivil yollarla bir araya gelerek seslerini yükseltiyor, bunların arasında yüz binlerce Yahudi de var. İsrail, bir Yahudi devleti değil, siyonist ideolojiye sahip katil bir devlettir. Türkiye de bu küresel haykırışın önemli bir parçasıdır. Biz, sadece kendi sınırlarımız içinde huzuru değil, dünya genelinde barışı ve adaleti savunan bir medeniyetin mensuplarıyız. Biz, tarih boyunca adaleti ve barışı savunan bir millet olarak Selâhaddin Eyyubî'nin mirasını taşıyan merhamet ve adaletin savunucuları olarak harekete geçmeliyiz. Türkiye olarak bu sorumluluğun bilinciyle Filistin halkının yanında yer almaya devam edeceğiz. Uluslararası toplumla iş birliği içinde kalıcı barışın sağlanması için yoğun çaba gösterilmeli, adaletsizliklere karşı ortak bir duruş sergilemeliyiz.
Değerli milletvekilleri, bu acı sadece Filistin'in değil, bizlerin değil, Müslümanların değil tüm insanlığın acısıdır; her birimizin sesi bu zulmü sona erdirmek için birleştiğinde daha güçlü çınlayacaktır. Siyonizmin ancak kuvvetten anladığını da akıllarımızdan çıkarmamamız gerekir ve bu yüzden biz daha güçlü, daha etkili adımlar atmalıyız; bunun için iktidarın daha fazla adım atmasında zaruret vardır. Biliniz ki İsrail'in hedefi, Gazze'yle, Refah'la, Kudüs'le veya Filistin'le sınırlı değildir, İsrail'in Anadolu topraklarında da benzer soykırım hayali artık bir sır değildir. Fırat'tan Nil'e kadar olan hiçbir coğrafya siyonist ve katil İsrail Devleti var olduğu müddetçe güvende değildir.
Sayın milletvekilleri, İsrail'in pervasızlıkları karşısında onu destekleyen markalara karşı ülkemizde ve dünyada boykotu kararlılıkla devam ettiren herkese bu kürsüden şükranlarımı sunuyorum. Unutmayınız ki kayaları aşındıran dalgaların şiddeti değil sürekliliğidir, boykottan asla geri adım atılmamalıdır.
Bu gerekçelerle şu 3 kararın alınmasının önem arz ettiğine inanmaktayım:
1) İsrail'e karşı kapsamlı ekonomik yaptırımlar uygulanmalıdır. Ticari kısıtlamaların genişletilmesi yetmez, ihracat ve ithalatın sıfıra indirilmesi gerekir. Bırakın kimyasal madde ihracatını, sebze, meyve, iğne iplik dâhil alınmaması ve satılmaması gerekir.
2) Dünyada birçok ülke peş peşe Filistin'i tanıma kararı alırken dünya kamuoyuna İsrail'in bu soykırımı derhâl durdurmadığı takdirde Türkiye'nin İsrail'i artık bir devlet olarak tanımayacağı resmen ilan edilerek ülkemizdeki elçilikleri başta olmak üzere tüm unsurları ivedi olarak sınır dışı edilmelidir. Bu ifadeden kimse antisemitizmi anlamasın; kastım, Yahudi vatandaşlara yönelik değil, İsrail Devleti'nin tüm resmî görevlilerinedir.
Terör örgütü İsrail defalarca haddini ve kırmızı çizgileri aşmıştır. Kimsenin artık sabrı kalmamıştır. Uluslararası bir askerî gücün soykırımı durdurmak üzere ivedi olarak Filistin'e gitmesi kaçınılmaz bir çözüm olarak masaya yatırılmalıdır. Bu konuyla ilgili tüm diplomatik kanallar etkili bir şekilde devreye sokulmalıdır.
Bununla beraber, cumartesi günü İstanbul'da bir araya gelecek D8 ülkeleri Dışişleri Bakanları toplantısının tertip edilmesine öncülük eden Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan'a teşekkürlerimi de iletmek istiyorum. Malumları olduğu üzere, D8, Erbakan Hocamız tarafından Başbakanlık yaptığı dönemde, bugünleri görerek şu 6 madde düsturu çerçevesinde; savaş değil barış, çatışma değil diyalog, çifte standart değil adalet, üstünlük değil eşitlik, sömürü değil adil düzen, baskı ve tahakküm değil insan hakları, hürriyet ve demokrasi ilkelerini kabul eden Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Endonezya, Malezya, Mısır ve Nijerya gibi nüfusu 60 milyonun üzerinde 1,5 milyar nüfusa sahip 8 Müslüman ülkenin katılımıyla kurulmuş bir ekonomik iş birliği teşkilatıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Karaman.
MEHMET KARAMAN (Devamla) - Mezkûr üye ülkeler, sahip oldukları potansiyel dikkate alındığında ciddi ve etkili ekonomik kararlar alabilecek güçte olmakla birlikte maalesef arzu edilen etkinliğe kavuşmuş değildir. Gerçekleşecek Dışişleri Bakanları toplantısı akabinde, devlet başkanları seviyesinde de en kısa sürede bir araya gelinerek ortak yaptırım kararları alınması temennimizdir.
Unutmayın, zulme sessiz kalan zulmü işleyen kadar suçludur.
Sayın milletvekilleri, bu önerimize destek vermenizi rica ediyor, sizleri hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)