GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:91
Tarih:05.06.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan değerli milletvekilleri, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Yerel basının sorunlarının araştırılmasına yönelik grubumuz adına bir talebimiz var, bunu yüce heyete arz edeceğim.

Değerli milletvekilleri, ülkenin içinde bulunduğu hâl bire bir basının durumuyla anlaşılır. Ulusal basın iktidarın âdeta eğlencesi hâline gelmişken yerel basın ise baskı unsuru olarak iktisadi silahla eziliyor. Maalesef ki geçtiğimiz günlerde açıklanan Kamuda Tasarruf Paketi iktidar sahipleri hariç her kesime ulaşıyor ve Tasarruf Paketi de en çok ezilen kesime, memurun servisine, yerel basının alacağı üç kuruş paraya göz koyuyor.

Bugün tasarruf genelgesi kapsamında ilanların 500 bin lira olanları 2,5 milyon liraya yükseltildi, 2,5 milyon liranın altındaki reklamlar verilmeyecek. Bundan anlaşılıyor ki ülkede yüzde 500 enflasyon var, bu resmen itiraf edilmiş durumda.

Ayrıca, tasarruf kapsamında yerel basına abonelik sonlandırılıyor; bunu yazan kimsede ancak akıl tutulması olması gerekir. Yerel gazetedeki bir haberi yerel bir kurum görmezse, elektrik şebekesi işletmesi, şehircilik müdürlüğü kendisiyle ilgili hususta bilgi sahibi olmazsa bunun hiçbir anlamı yok. Buna bir bedel konulabilir. Bu, aynı zamanda bir sansürdür, yerel basını tamamen susturmanın önemli bir durumudur.

Burada belirtmemiz gereken bir başka husus şu: Yerel basın küçük işletmelerdir, öyle beslenmiş, semizlemiş havuz medyası gibi imkânlara sahip değildir, bunlar kamu yararına çalışan kurumlardır. Tabii, basınla ilgili son dönemde pek çok kurum kuruldu. Bir taraftan tepede MGK gibi RTÜK var, sonra İletişim Başkanlığı kuruldu. Eğer tasarruf isteniyorsa İletişim Başkanlığı kapatılmalıdır. İletişim Başkanlığı bugün belki bakanlıkların yarısından daha güçlü hâldedir. Türkiye'nin her tarafına temsilcilik açmış büyük bir baskı unsuru. Yerel basından, radyolardan, televizyonlardan yayınları alarak kontrol ediyor, dijital yayınları ise yayınlanma safhasında engelliyor. Bu kurumun yerel basına, ülkedeki genel basına sansür ve baskı aracı oluşturmaktan başka hiçbir etkisinin olmadığı gayet açık.

Bugün söylememiz gereken bir başka husus şu: Bakın, TÜRKSAT diye bir kurum var, kamu kurumu, bir taraftan kiralara sınırlama getiriliyor, mülk sahiplerine evlerini, iş yerlerini dolarla kiraya vermesi yasaklanıyor ama TÜRKSAT, uyduları dolar üzerinden kiraya veriyor. Yılbaşında bir fiyat belirlersiniz, gerektiğinde güncellersiniz ama TÜRKSAT Türk parasının gücüne güvenmiyor. Yerel basının maruz kaldığı başka problem lisanslama birlikleri ki evlere şenlik, herhangi bir müzik yayınıyla ilgili söz yazarı, seslendiren, yapımcı, müzikçi her biri ayrı, başlı başına fecaat.

Değerli milletvekilleri, kâğıt fabrikaları satıldı, kâğıtlar pahalı hâle geldi, yerel basın mağdur. Yerel basın çalışanları "fikir işçisi" sayıldığı için sigorta primleri yüksek, gazetelerin tek gelir kaynağı abone ve reklamken bunlar da kapatılmış; şimdi, yerel basın mensuplarına "Gelin, siz şantajcı olun, başka yollara davranın." denmek isteniyor âdeta; bunun asla kabul edilmesi mümkün değil.

Bir taraftan da kamu, kendisini ilgilendiren, reklamını yapmak istediği hususlarda da "kamu spotu" adı altında dayatma yaparak, kul hakkına girerek yerel basına "Bunu zorla yayımlamak zorundasın. Falan bakanımız, falan devlet büyüğümüz ilimize geliyor ama bu kamu spotu." denerek de zoraki bir şekilde yayın yaptırılıyor. Bizim burada, bu gergin ortamda çok daha ağır şeyler söyleme imkânımız yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Çalışkan.

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Ama şunu net olarak ifade edeyim ki bugün ülkemizde yerel basının önemi kavranmalıdır. Herhangi bir olay olduğunda olay mahalline ilk giden Emniyet mensuplarıyla beraber, sağlık mensuplarıyla beraber habercilerdir. Depremi, kazayı, terörü, bütün olayları yerel basından öğreniriz. Yerel basının hiçbir geliri bugün itibarıyla yoktur. Özellikle de deprem bölgesinde demirbaş eşya, hiçbiri kalmamıştır, bunu alma imkânı yoktur ve gelirleri tamamen sıfıra ermiştir. Böyle bir noktada, bir taraftan da dezenformasyon yasasıyla her geçen gün abluka daha da daraltılmaktadır. Çok seslilikten korkulmamalıdır arkadaşlar. Bu ülkede özgürlük, hukuk hepimize her zaman lazımdır. Millet iradesine saygı göstermenin yolu da yerel basına destek vermekten geçer.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Bunun dışındaki tartışmaların ülke için zaman kaybından öte bir şey olmadığı açıktır. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)