GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:92
Tarih:06.06.2024

DEM PARTİ GRUBU ADINA ADALET KAYA (Diyarbakır) - Sayın Başkan, Değerli Genel Kurul; selamlıyorum hepinizi.

"Sandıkla gelen, sandıkla gider." sözü AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sıklıkla kullandığı bir söz ancak bizim kazandığımız belediyeler, sandıkla gelen belediye eş başkanlarımız ve meclis üyelerimiz ne yazık ki 3 dönemdir kayyumlarla gidiyor; siyasetçilerimiz, eş başkanlarımız ve meclis üyelerimiz 3 dönemdir cezaevlerinde rehin tutuluyor.

31 Martta kayyumlardan geri aldığımız belediyeler kelimenin tam anlamıyla tam bir borç batağında; kasası boşaltılmış, bütün taşınmazları ya devredilmiş ya da yok pahasına satılmış, kadroları bankamatik memurlarıyla doldurulmuş durumda. Örneğin, Diyarbakır Yenişehir Belediyesinde neredeyse satılmayan bir tek belediye binası kalmış, bir de geriye 140 milyon 879 bin liralık kayyum borcu; belediyenin 16 taşınmazı başka kurumlara ya hibe edilmiş ya da yine yok pahasına satılmış.

Bugünlerde tasarruf paketleri açıklanıyor ya -hani önce öğrencilerin bütçesinden kısmaya çalıştıkları- müsrifliğin, talanın, yolsuzluğun âlâsını kayyumların yürüttükleri politikalarda görebilirsiniz. Çalışır durumdaki bütün araçlar hurdaya çıkarılmış, sonra yandaş şirketlere o araçların kiralama sözleşmesi yapılmış, seçim öncesi çok sayıda gıda malzemesi ve beyaz eşya satın alınmış ancak bunların kime dağıtıldığı belli değil. Kayyum, yönetimi devretmeden önce belediyenin kamera görüntülerinin olduğu "harddisk"leri tamamen söküp götürmüş Yenişehir Belediyesinde ve diğer birçok belediyede.

Neyi saklıyorlar, siz hiç merak etmiyor musunuz? Bütün evrakların ortadan kaldırılması, yok edilmesi, "harddisk"lerin sökülüp götürülmesi ne demek siz merak etmiyor musunuz?

Van'da kayyum yönetiminin bir gazeteciye 3 milyon lira vererek eş başkanı hedef göstermesini istediğini hepimiz öğrendik yakın zamanda. Yine, 2 milyar 205 milyon lira aktarılmış farklı kurumlara. Bu kurumların kim olduğuna baktık; TÜGVA, il müftülüğü ve kaymakamlıklar. Yine, Van'da kayyum giderken borçlanma yetkisi vermiş kendisine ve sözde, güya yaptığı yatırımlarla ilgili olarak ödemeyi yeni yönetime devretmiş. Yine, Mardin'de kayyumlardan geriye kalan bir tek borç var; 3,5 milyar. Seçimden üç ay önce, gideceğini anlayan kayyum, belediyeye ait bütün arsaları ve taşınmazları valiliğe bağlı YİKOB'a devretmiş. Oysa bu devredilen taşınmazlar hâlen belediye tarafından kullanılıyor, gerekçe de ihtiyaç fazlası. Öte yandan, kayyum yönetimi giderayak belediye bütçesinden "yardım" adı altında AKP yönetimindeki belediyelere milyonlarca lira aktarmış. Yeniden kayyum darbesine kalkıştığınız Hakkâri Belediyesi bütçesinden seçim öncesinde AKP'li başkan adayının seçim kampanyasına tam 30 milyon lira harcanmış. Böylesi adaletsiz bir yarışla YSK'nin seçilme izni verdiği DEM PARTİ'li adaylarımız Hakkâri halkının yüzde 49 oyuyla seçilmiş eş başkanlardır. Hiçbir savcı belgeleriyle ortaya çıkarılan kayyum yolsuzlukları hakkında bir işlem başlattı mı bugüne kadar? Hayır ama iddianamesini FETÖ'cü memurların hazırladığı kumpas dosyası nedeniyle belediye eş başkanımızın ve aslında tüm belediye Meclis üyelerimizin makamları gasbedildi. Hakkâri halkının iradesini yok saydınız, yok saymaya kalktınız. Dün, yine, Cumhurbaşkanı Erdoğan kayyum atanmasıyla ilgili olarak "Şu anda hukuk da gereğini yapmıştır ve bundan sonra yapmaya devam edecektir." diye bir açıklama yaptı. Biz buradan soruyoruz: Hangi hukuk, aşiret hukuku mu, kardeşlik hukuku mu? Bu hukukun Anayasa'ya ve var olan kanun maddelerine dayanmadığını hepimiz biliyoruz çünkü halk iradesinin, halkın seçme ve seçilme hakkının gasbedildiği bir uygulamadan bahsediyoruz. Dolayısıyla bunu tek bir hukukla açıklayabiliriz; bu bir sömürge hukukudur.

Diğer yandan, dün Dünya Çevre Günü'ydü, özellikle de Kürt kentlerinde tam sekiz yıldır kayyumlar eliyle bir ekokırım gerçekleştiriliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kaya.

ADALET KAYA (Devamla) - Toparlıyorum.

Yine tam sekiz yıldır kayyumlar eliyle bir kültür kırımı, kadın kırımı gerçekleştiriliyor.

Batman'da bölgenin en önemli su havzalarından olan Batman Çayı havzasına ısrarla organize sanayi bölgesi yapmaya çalıştınız. Binbir hileyle aldığınız Şırnak'ta Şırnak'ın bütün doğal yapısı, su havzaları yok edilmek isteniyor ve yerle bir edilerek Şırnak insansızlaştırılmak isteniyor ancak biz bütün bunların karşısında şunu söylemek istiyoruz, diyoruz ki: Biz bu defa kayyuma geçit vermeyeceğiz, bu sömürgeci uygulamaya geçit vermeyeceğiz, halkımızla birlikte halkın belediyelerini, büyük bir emekle var ettiğimiz, kazandığımız belediyeleri koruyacağız ve halk tam da seçtikleri eş başkanlar tarafından hizmet alacaklar ve belediyeleri eş başkanlarla ve meclis üyeleriyle birlikte yönetecekler.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum ve önergemize destek verilmesini bütün vicdan sahibi milletvekillerinden diliyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)