Konu: | Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 92 |
Tarih: | 06.06.2024 |
SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, konuşmama başlamadan önce, başta Colemerg halkı olmak üzere, irade gasbına karşı bugün direnen herkesi saygıyla selamlıyorum.
Evet, size yakın tarihten üç cümle okumak istiyorum: "Şeyh Cerrah Mahallesi'nde bir İsrailli 'Evini ben çalmazsam başkası çalacak.' diyerek Filistinli ailenin evinden çıkmayacağını söyledi." "Hatay Valisi Zeytin Dalı Harekâtı'yla -güya- huzura kavuşturulan Afrin'de incelemelerde bulundu." "Kayyum atanan Hakkâri Belediyesi binasının önü polis barikatlarıyla kapatıldı." Bu üç cümlenin ortak noktasını söyleyelim: Filistinli ailenin evini işgal eden İsrailliye de Hatay Valisine de Hakkâri Belediyesine kayyum atanana da "Burada ne işin var?" diye sorarsanız hepsinden aynı cevabı alırsınız: Onlara "Onlar terörist." diyecekler, dayanağı yok; "Burası bizim toprağımız." diyecekler, oralı değiller; "Medeniyet ve hizmet getireceğiz." diyecekler, talandan ve yıkımdan başka bildikleri hiçbir şey yok.
Bakın, size bir fotoğraf göstereceğim. Bu fotoğrafta bir yerde Gazze Parlamento binası var, diğerinde de kayyum atandıktan sonra Hakkâri Belediyesi binası var; ikisi de aynı abluka altında. Yani zihniyetinizin İsrail'le tek benzerliği, tek bir binanın işgali değil tabii ki 2015'ten bu yana İsrail ordusu gibi binbir baskıyla, faşizmle kürdistanda siz, faşizmi uyguladınız; bu yetmedi, kayyumlarla bütün şehirleri talan ettiniz. Şimdi de Hakkâri Belediyesini bir gece yarısı ablukaya alarak, bu masumiyet karinesini hiçe sayarak gözaltına aldınız Belediye Eş Başkanımızı, ondan sonra da suni algılarla arkadaşımızı tutukladınız, sonrasında Belediye Meclisini de feshettiniz. Bu fesihle aslında Belediye Meclisinden grupları çıkararak bu gerekçeyi onlara tebliğ bile etmediniz. Hakkâri Belediyesine ait "Twitter" hesabını sildiniz; bu "Twitter" hesabına, işte, bir taraftan atanmış gaspçı kayyum, yine kayyumluk, bakanlık karşılıklı birbirini eğliyorlar. "..."(*) diyoruz.
Hiçbir utanma emaresi yok. Azıcık vicdanı olan, azıcık onuru olan, azıcık utanması olan hiç kimse bu gaspçı kayyumun oturduğu sandalyeye oturmaz, oturamaz. Mehmet Sıddık Akış'ı da Viyan Tekçe'yi de ve tüm Meclisi de bir halk seçti, halk.
Bakın, belediyenin bütün kasalarını boşalttınız, doymadınız. İhaleleri eşinize dostunuza dağıttınız, yine doymadınız. İnsanlara yattıkları yerde maaşlar bağladınız, yine doymadınız. Belediyelerde çalınacak hiçbir şey kalmadı. Kalemlik, masa, perde gibi şeyler arıyorsanız onu da en son kayyumlarınız giderken götürdüler. Daha ne arıyorsunuz! Yani belediyelerde artık çalınacak hiçbir şey kalmadı, "Artık yeter!" diyoruz.
Bir belediye halkın evidir, evi. Bu evin kapısının herkese açık olması gerekirken polis ablukasıyla, polis barikatlarıyla kapatarak mı hizmet üreteceğinizi zannediyorsunuz? Kapatarak mı huzuru getireceğinizi zannediyorsunuz? Vallahi, yanılıyorsunuz.
Kırk beş yıldan sonra Hilvan'ı almamızın, yine Van'ın kararlılığının, yine Rojava'da yapılacak olan seçimin acısını çıkarmanın derdindesiniz, ta Afrin'e bile kayyum atamanın derdindesiniz. Kürt'e reva gördüğünüz sömürge hukukudur. Afrin'i yönettiğini zanneden kaymakam da kayyumdur ve gayrimeşrudur. Açık konuşalım, Kürtleri vatandaş ve yurttaş görmüyorsunuz, seçilme ve seçme haklarını ellerinden alıyorsunuz; üstelik bunları yapan sizlerken Kürtleri bölücülükle suçluyorsunuz, en büyük bölücülüğü siz yapıyorsunuz. Sadece Türkiye'de değil, Başur'da referandum sizi rahatsız ediyor, Kerkük'te seçim sizi rahatsız ediyor, Rojava'da seçim sizi rahatsız ediyor çünkü Kürtlerin kendi kendini yönetmesi sizi rahatsız ediyor; istediğiniz şey, Kürtlerin kendi kendini yönetmemesi ama şunu çok iyi bilin: Kürtler her yerde; siz rahatsız da olsanız, kabul etmeseniz de Kürtler bulunduğu her yerde bir şekliyle kendi kendini yönetecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Aydeniz.
SALİHE AYDENİZ (Devamla) - Bu baskı ve yönelimlerle Türkiye halklarının geleceğine kilit üstüne kilit vuruyorsunuz. Bu düşmanlık politikalarınızla kürdistanda işgalcisiniz. Siz düşmanlığınızla düşmanlığınızın altında kalacaksınız ama şunu çok net söyleyelim: Bütün bu yönelimlere rağmen azalmamış, vazgeçmemiş, hiçbir şekilde yıkılmamış, bütün asimilasyon politikalarına karşı tek bir adım bile geri adım atmamış bir halk gerçekliği var karşınızda; buradayız, direnişteyiz, nöbetteyiz. Uşak'tan gelip Hakkâri'de dağını, taşını, dilini değiştireceğinizi mi zannediyorsunuz; vallahi yanılıyorsunuz, haddinize de değil.
Biz her zaman her yerde direneceğiz ve direnmeye de devam edeceğiz; halkımızı ve bütün demokratik kamuoyunu direnişe davet ediyoruz. "..."(*) (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)