GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:92
Tarih:06.06.2024

GEORGE ASLAN (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bizi izleyen halklarımızı ve irade gasbına karşı direnen herkesi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, çok iyi bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu coğrafya çok kültürlü, çok dilli, farklı din ve inançlara sahip güzel bir coğrafyaydı. Ancak 20'nci yüzyılın başından itibaren adım adım bu coğrafyada yaşayan halkları ve inançları bitirmek için her türlü kötülüğü yapmaktan geri kalmadınız; Ermenileri, Rumları, Süryanileri, Ezidileri yok ettiniz, Alevileri sindirdiniz, bunları yaparken de "İslam kardeşliği" adı altında kimi zaman da Kürtleri ortak ettiniz. Osmanlı İmparatorluğu yıkılırken yardım için Kürtlerin kapısını çaldınız, onlara bazı vaatlerde bulundunuz. Erzurum ve Sivas Kongrelerinde şeyhlerin desteğini arkanıza aldınız. Bu Meclis kurulduğunda "Burası Türk ve Kürt halklarının Meclisidir." dediniz ve Kürt illerinden gelen milletvekillerine "Kürdistan milletvekilleri" dediniz, hatta onlara "Meclisin açılışında ulusal kıyafetlerinizle gelin." dediniz. Diğer halkları yok ettikten yani amacınıza ulaştıktan sonra bu sefer Kürtlere sıra geldi ve sizin "Ulusal kıyafetlerinizle gelin." dediğiniz milletvekillerini o kıyafetler yüzünden idam sehpalarına göndererek katlettiniz. Sonra bu haksızlıklara karşı Koçgiri, Ağrı, Beytüşşebap, Şeyh Sait, Dersim ve daha onlarca başkaldırı yaşandı. Bunların hepsi katliamlarla ve acılarla bastırıldı ama bu sorun bitmedi.

Son kırk yıldır savaş ve çatışmalar devam ediyor. Bu dönemde binlerce köy yakılıp yıkıldı, milyonlarca insan yerlerinden, yurtlarından batı illerine ve dünyanın birçok ülkesine göç etmek zorunda kaldı, 10 binlerce insan cezaevlerine atıldı, işkencelerden geçti; yine 10 binlerce Kürt ve Türk genci hayatını kaybetti, binlerce faili meçhul cinayet işlendi. Kırk yıldan bu yana bu ülkede 6 Cumhurbaşkanı, 11 başbakan, 20 hükûmet, 14 de Genelkurmay Başkanı görev yaptı. Bunların hepsi Kürt sorununu güvenlik politikalarıyla çözmeye çalıştı. Yaşanan savaş ve çatışmalar yaklaşık 3 trilyon 400 milyar dolara mal oldu bu ülkeye. Bu halka yapılmayan zulüm kalmadı. Bütün bu yaşananlara rağmen bu halk barış ve kardeşlik talebinden vazgeçmiyor ama siz hâlen bu talebi karşılıksız bırakıyorsunuz.

Değerli milletvekilleri, gelelim AK PARTİ'nin kuruluş yıllarına. 2002'de iktidara geldiğinizde Türkiye'de aydınlar, sanatçılar, yazarlar, sağcılar, solcular, muhafazakârlar size gerçekten büyük destek verdi. Bir umut vadediyordunuz. Bunda ABD ve Avrupa Birliğinin desteğini de arkanıza aldınız. Sayın Cumhurbaşkanı Diyarbakır'a gitti ve "Kürt sorunu vardır. Bu sorun benim sorunumdur ve bu sorunu çözeceğim." dedi. Yıllar sonra Oslo süreci yaşandı, akil insanlar heyeti oluşturuldu, çözüm süreci başladı, Dolmabahçe'de masalar kuruldu. Sonra masayı devirdiniz ve yine güvenlik politikalarına geri döndünüz. Böylece çatışma ve ölümler yeniden başladı. Aslında bu, sizin istediğiniz bir şey değildi ama siz sorunu çözmekte kararlı değildiniz ve bu bir devlet politikasıydı, devlet bu sorunu çözmek istemedi. Bununla da yetinmediniz; partimizin Eş Genel Başkanlarını, milletvekillerini, parti il, ilçe yöneticilerini hapse attınız. Daha sonra partimizin kazandığı tüm belediyelere 2 dönem kayyum atadınız ve Kürt halkının iradesini gasbettiniz ama Kürtler bu haksızlığı kabul etmedi ve son seçimde yeniden 78 belediye kazandı. Hilvan'da 500 oy farkla belediyeyi DEM PARTİ kazanmıştı, siz ne yaptınız? Sandıkları yakarak seçimleri YSK'ye iptal ettirdiniz. Geçen pazar günü seçimler yapıldı. Seçimler nasıl sonuçlandı, biliyor musunuz? 500 oy fark 3.200 oya çıktı ve o 3.200 oyun 2.500'ü sizin seçmenlerinizdi. İşte, halk, bu haksızlıkları içine sindirmiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Aslan.

GEORGE ASLAN (Devamla) - Ertesi gün Hakkâri Belediye Eş Başkanını gözaltına aldırdınız çünkü Hilvan'daki sonucu içinize sindiremediniz ve Hakkâri'ye kayyum atadınız.

Değerli milletvekilleri, Kürt sorununu şimdiki kuşakla hâlen çözme imkânı var. Bu sorunu sonraki kuşaklarla çözmek çok daha zor olacaktır. Kürtlerin bu ülkeden kopmaması için her şeyden önce bu haksızlıklardan, bu gasplardan vazgeçmelisiniz. Dediğim gibi, yarınki nesil gerçekten sizinle oturmayabilir ve size selam vermeyebilir çünkü 2000'lerden sonraki nesil biber gazıyla, coplarla, tazyikli suyla ve ev baskınlarının psikolojisiyle büyüdü. Onun için, bir an önce bu siyasetinizden vazgeçin ve gelin, bu halkın sesine cevap verin diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)