GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:94
Tarih:12.06.2024

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - 125 sıra sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 31'inci maddesi üzerine İYİ Parti Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Türk Silahlı Kuvvetleri, tarih boyunca Türk milletinin bağımsızlığını, huzurunu ve güvenliğini korumada hayati bir rol almıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin önemi yalnızca askerî gücünden değil, aynı zamanda milletin birlik ve beraberliğini pekiştiren, millî değerleri yaşatan bir kurum olmasından kaynaklanır.

Öncelikle AK PARTİ'sinin Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nda yapmayı planladığı değişikliklerin amacını anlamak için bu değişikliklerin neyi kapsadığına bir göz atalım. AK PARTİ'si, Türk Silahlı Kuvvetlerinin atama, terfi ve disiplin süreçlerinde daha fazla söz sahibi olmayı hedefliyor. Bu değişiklikler, askerî personelin seçiminde ve görev sürecinde siyasi otoritenin etkisini artıracaktır. Böyle bir düzenleme, ordunun tarafsız ve bağımsız bir kurum olarak kalmasını zorlaştıracaktır. Demokrasinin temel ilkelerinden biri olan güçler ayrılığı prensibi bu tür müdahalelere karşı korunmalıdır. Ordu, herhangi bir siyasi partinin etkisinden bağımsız olmalı ve ülkenin güvenliğini, milletin çıkarlarını gözetmekle yükümlü kalmalıdır. AK PARTİ'sinin bu hamlesi, orduyu siyasallaştırma ve kendi ideolojik hedeflerine hizmet eder hâle getirme riskini taşımaktadır. Bu sadece demokrasimizin altını oymakla kalmaz, aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetlerinin etkinliğini ve profesyonelliğini de zedeleyebilir.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin siyasallaşması, askerî disiplini ve moral değerlerini de olumsuz yönde etkileyecektir. Askerî personelin terfi ve atamaları siyasi sadakat kriterlerine göre yapılmaya başlanırsa bu durum kurum içinde huzursuzluk yaratacak ve profesyonel liyakati ikinci plana atacaktır. Bu durum ise uzun vadede Türk Silahlı Kuvvetlerinin operasyonel kabiliyetlerini ve ulusal güvenliğimizi ciddi bir biçimde zafiyete uğratabilecektir.

Öte yandan, yapılmak istenen bu değişikliklerin hukukun üstünlüğü ilkesine de aykırı olduğunu belirtmek gerekir. Anayasa'nın 2'nci maddesi Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu vurgular ancak AK PARTİ'sinin bu tür müdahaleleri hukukun üstünlüğünü zayıflatmakta ve adil bir yönetim anlayışından sapma anlamına gelmektedir. Adil bir hukuk sisteminde kurumlar ve yetkiler kişisel veya parti çıkarlarına göre değil, evrensel hukuk normlarına ve toplumun genel çıkarlarına göre belirlenmelidir. Bu noktada, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bağımsızlığını ve profesyonelliğini korumak için bu değişikliğe karşı durmak demokrasimizi savunmanın bir parçasıdır; özellikle medya, akademi ve sivil toplum kuruluşlarının bu konuda sesini yükseltmesi ve kamuoyunu bilgilendirmesi gerekmektedir. Demokratik bir toplumda hükûmetlerin faaliyetleri halkın gözetiminde olmalı ve şeffaflık ilkesi esas alınmalıdır.

Adalet ve Kalkınma Partisinin Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nda yapmayı planladığı değişiklikler sadece ordunun yapısını değil, aynı zamanda Türkiye'nin demokratik değerlerini de tehdit etmektedir. Bu değişikliklerin yürürlüğe girmesi hâlinde ordumuzun siyasallaşması, hukukun üstünlüğünün zayıflaması ve ulusal güvenliğimizin riske girmesi kaçınılmaz olacaktır. Unutmayalım ki güçlü bir demokrasi güçlü ve bağımsız kurumlarla mümkündür. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bağımsızlığı ve profesyonelliği ülkemizin geleceği için vazgeçilmezdir.

Sonuç olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri bağımsızlığın ve millî egemenliğin teminatı olmasının yanı sıra, millî birlik ve beraberliğimizi pekiştiren, millî değerleri yaşatan bir kurumdur. Bu nedenle, Türk milleti için Türk Silahlı Kuvvetleri sadece bir ordu değil, aynı zamanda bağımsızlığın, güvenliğin ve millî değerlerin somut bir ifadesidir.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapısıyla oynanması, teamüllerin hiçe sayılarak düzenlemeler yapılması sadece idare hukuku açısından sorun teşkil etmekle kalmamakta, Silahlı Kuvvetlerimizin gücünü zayıflatmakta, itibarını zedelemekte, eğitim kalitesini ve cazibesini kaybetmesine yol açmaktadır. Bu kanunda olduğu gibi, Silahlı Kuvvetlerimizi ilgilendiren her kanun teklifinde "uyum düzenlemesi" denilerek Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet komutanlıkları daha da işlevsiz hâle getirilmektedir. Kuvvet komutanlıklarının yetkilerinin bir bir elinden alındığı açıkça görülmektedir. Subay, astsubay ataması bile yapamayan, sözleşmeli erbaş ve erleri uzman erbaş statüsüne dahi geçiremeyen kuvvet komutanlıkları ve Genelkurmay Başkanlığının ordumuzu nasıl harbe hazırlayacağı tam bir muammadır.

Tüm bu nedenlerle teklife karşı olduğumuzu belirtiyor, yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)