GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:94
Tarih:12.06.2024

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Burada değişiklik sadece konuşmacıda yapılıyor, kanun metinlerinin, tekliflerin noktasına virgülüne dokunulamıyor maalesef ki. Aslında bazı arkadaşların içinde bulunduğu durumun ne kadar üzüntü verici olduğunu da şahsen biliyorum, gerçekten bu durum onur kırıcı büyük bir durum. Burada yasanın içeriğini bilmeden, bu kime ne fayda getirir, kim üzülür, bunların hiçbirini tartışmadan yasa çıkarılıyor. Elbette, bu sorumsuzca yapılan işler neticesinde fatura ağır oluyor.

Değerli milletvekilleri, mahkemelerden karar çıkmadan, önceden gönderilmiş, hazırlanan listelerle kimin darbeci, kimin terörist, kimin de vatansever olduğunu biliyorsunuz, bunun sonucunda da binlerce, on binlerce insanın hayatı karartılıyor. Bugün canlı bir örnek yaşıyoruz, Kızılay'da Adalet Bakanlığının önünde bir anne, Sevinç abla -2 çocuğu var, biri askerde müebbet, diğeri özürlü- bakacak başka kimsesi olmadığı için iki aydan beri eylem yapıyor tek başına. O kadar korkuyorsunuz ki bu kadından bir şey gelir diye, 10 da eli silahlı güvenlik görevlisi başında bekliyor. Hâlbuki burada soracağımız soru şu: Bir kadın düşünün ki çocuğunu zorluklarla beslemiş, büyütmüş, 13 yaşında, daha tıfılken askeriyeye teslim etmiş. Yirmi dört saat süreyle elini altındaki bu çocuğunu kadın Asker olacak, subay olacak, kahraman olacak; ben de şerefle, gururla oğlumun bu izzetini yaşayacağım." diye beklerken şu anda müebbet hapishanede tutuklu. Neymiş? Darbeciymiş. Ya, bu çocuk darbeciyse, askere girmeden önce darbeci değil orada olmuşsa o zaman bunu her kim darbeci yaptıysa bu sorgulanmalı. Elbette, eğer askeriyede bulunan bir insan darbeci sayılıyorsa 12 Eylül, 28 Şubat darbeleri yapılırken de askeriyede bulunan binlerce insan vardı, bunların hepsini de sorgulamamız gerekir ama bunların hiçbiri maalesef gündemde değil.

Değerli milletvekilleri, şimdi, tarihî bir yanılgıyla karşı karşıyayız. AK PARTİ'li arkadaşlar "Biz bir kurumda ne kadar çok insanı yargılarsak, ne kadar çok insana hain, terörist damgası vurursak hainlerle, teröristlerle o kadar çok mücadele etmişiz." zannediyor; bu, kendilerini aldatmaktan başka bir şey değil. Yüreği yanan bir Anadolu kadınına tahammül maalesef ki yok. Türk Silahlı Kuvvetleri, asker ocağı, bu milletin gönlünde taht kuran Peygamber ocağı olarak bilinen bir kurumken bugün tılsımı, heybeti bozuldu; insanlar, çocuklarını asla göndermek istemediği, her an terörle yargılanacağı bir kurum olarak maalesef ki görüyor.

Değerli milletvekilleri, yasada arz etmeye çalıştığım gibi sadece üstten bir bakışla yönetimin elini rahatlatacak tedbirler alınmış, deniyor ki: "Aşırı borçlanan bir adam askeriyeden ihraç edilir." Ya, Allah'tan korkun. Sizin faize ödediğiniz kadar bir borçlanma mı? Kaç kat? Maaşı kadar borçlanma mı? Maaşın 10 katı mı, maaşın 100 katı mı? Böyle rakamsız, böyle sadece birilerinin inisiyatifiyle sorgulanacak, hüküm verilecek bir durum olur mu? Olur. "Aşırı borçlanırsa ihraç ederiz." "Sen sevmediğim birisin, aşırı borçlandın, ihraç!" Senin 100 katın borçlanana bir şey olmuyor.

Başka bir hadise, bakın, şu gazilik meselesi. Adam askere gidiyor veya sivil, yaralanıyor, eğer şu tetik parmağı kopmamışsa gazi olmuyor, vücudunun başka yerlerini kaybetsin, diğer parmakları gitsin, önemli değil, böyle. Hâlbuki 15 Temmuzda sokağa çıkan vatandaşlarımıza sahip çıktınız, parmağı çizilene bile "gazi" ünvanı verdiniz. Bu noktada, yaralanan gaziler arasında asla ayrım gözetilmemeli, hepsine de eşit muamele yapılmalı ve şunu belirteyim ki...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Selamlayalım lütfen.

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Selamlayalım, evet, tüm gazilerimizi selamlıyorum.

Askeriyede yedi yıl görev yaptıktan sonra kapı dışı edilen insanların sivil hayata adaptasyonu, aile birliğinin sağlanması, sosyal yaşamı, bunların hiçbiri gündemde değil ve bütün bunlarla beraber Reyhanlı patlamasında 53 vatandaşımız, hemşehrimiz şehit oldu, vefat etti; yıllardan beri her törene gittiniz ama bunlara "şehit"lik payesi verilmedi. Reyhanlı hallkı sizden bunu bekliyor "şehit" ünvanı verilmesini bekliyor.

Bu vesileyle, tüm gazilerimizi selamlıyorum. Gazilerimize diyorum ki: Bu Meclis sizin arkanızda, inşallah hep beraber hakkınızı alacağız. (Saadet Partisi, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)