GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:94
Tarih:12.06.2024

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; iktidar şu meşhur tasarruf tedbirlerini açıkladı değil mi? Açıkladı. Bunların arasında öncelikli olarak kamu kurumlarında alınacak önlemler var. Peki, başka ne var? Basın ve medyaya verilen reklam ve ilanlara uygulanacak ambargo var. Nitekim belediyeler başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşları tasarruf tedbirleri bahanesine de dört elle sarıldılar. Bu kısıtlamalar elbette ki kabul edilemez ve onun için de buradan soruyorum: Bu memleketin devasa ekonomisi, kamu kurumları, belediyeleri, vesaire, basına ilan, reklam verdi diye mi battı? Bu ülkenin kasaları, hazinesi, kamu kurumları gazetelere abone oldu diye mi boşaldı? Kamudaki basın ve medya harcamaları kesilince millî gelir artacak, memlekete döviz yağacak, Türkiye kurtulacak; öyle mi? Yahu siz saraydan, bakanlıklardan hâlen daha çıkan lüks araç konvoylarına bir bakın. Bitmek bilmeyen saltanat yemeklerine, keyfî resmî gezilere, kamu kurumlarının tatil köylerindeki israfa, devlet ricalindeki şatafata ve debdebeye bakın. Boşa giden milyarlık yatırımlara, komisyon bazlı ihalelere, köprülere, yollara ve gökdelenlere bakın. Bütün bunlara bakın da ondan sonra basının üç kuruşluk gelirine göz dikin. Bu arada iğneyi basına da batıracağız, hiç kusura bakmasınlar. Cemiyetler, dernekler, konfederasyonlar, konseyler, federasyonlar falan, meslek örgütü olarak ne ararsan var, hem de yüzlerce. Bu sorunlar önümüzde gün gibi dururken, üstelik basın ve medyanın gelir kaynaklarına dahi doğrudan müdahale edilirken aynı basından, aynı medyadan ne yazık ki ses duyamıyoruz. Biliyorum, meslek örgütleri tarafından açıklamalar, basın bildirileri vesaire yayınlanıyor ama yetmez; nitekim yetmediğini de sonuçları itibarıyla görüyoruz. Basın ve medya her dönemde güçlünün yanında durma yarışından başka "En iyi yandaş ben olacağım." demekten ve pastadan pay kapmaya çalışmaktan başka bir şey de -kusura bakmasınlar- yapmıyorlar. Gazeteciler bugün neden üç otuz maaşa çalışıyor? Neden basın emekçileri en güvencesiz meslekte ömür çürütmek zorunda kalıyorlar? Basın özgürlüğünde ülke olarak niye diplerdeyiz, neden yerlerde sürünüyoruz? Yargısız infaz gazeteciliği neden aldı başını gitti? Sayfalarda, ekranlarda, yayın mecralarında sorgusuz sualsiz, ilgilisinden herhangi bir yanıt isteme veya savunma hakkı tanıma ihtiyacı bile duymadan neden bu denli fazla bir haysiyet cellatlığı yapılıyor? Gazeteci neye göre gazeteci mesela, her isteyen bu mesleği neden kolayca yapabiliyor, yok mu bu işin bir kaydı kuydu, olmadı, en azından bir meslek odası? Türkiye'de son beş yılda kaç gazeteci işsiz kaldı örneğin? Ekmeğinden olan bu insanlar için meslektaşları ne yaptı, hangi isyan bayrağı nerede açıldı? Cafcaflı ödül törenleri falan tabii ki önemli, elbette ki mesleki açıdan çalışanlar için bir motivasyon unsuru ancak dost acı söyler, böyle giderse ödül akşamlarında motive edilecek, teşvik edilecek gazeteci bile bulunamayacak.

Efendim, Kurban Bayramı'na girerken buradan Kurban'ı kara karşılayanları bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bu bayramı emekli kara karşılayacak; asgari ücretli, dar, sabit gelirli kara karşılayacak; zincir marketlere kurban ettiğiniz esnaf tabii ki kara karşılayacak; 11.500 lira maliyeti olan buğdaya...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Hemen tamamlıyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - ...9.250 lira fiyat verdiğiniz çiftçi, üretici bu bayramı kara karşılayacak; başta Van'da olmak üzere İpekyolu Belediyesinde, Van Belediyesinde işten çıkarılanlar, belediyelerde seçim bittikten sonra "Bizden değilsin." diye işten çıkarılan işçiler bu bayramı kara karşılayacaklar; Gemlik'te, limanda, Borusanda sırf sendikalı olduğu için işten çıkarılan işçiler bayramı kara karşılayacaklar.

Efendim, son bir söz de bu memlekette bırakınız bu Anadolu coğrafyasını, bizim için Türklere ne Türkiye ne de Turan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Tamamlayacağım hemen.

Ne Türkiye'dir ne...

NACİ ŞANLITÜRK (Ordu) - Vatan ne Türkiye'dir Türklere ne Türkistan. Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir; Turan.

SELCAN HAMŞIOĞLU (Tekirdağ) - Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir; Turan.

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Biliyorum.

Açarsanız hemen tamamlayacağım.

BAŞKAN - Kimseye vermedim.

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - O zaman söyleyeyim; Vatan ne Türkiye'dir Türklere ne de Türkistan. Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir; Turan.

Teşekkürler. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)